Ahmet Bilgi’nin haberi:
RİSALEHABER- 2 Nisan 1971 tarihinde İstanbul’da vefat eden Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden merhum Zübeyir Gündüzalp ağabeyi rahmet dualarıyla yâd ediyoruz…
Araştırmacı-yazar Ömer Özcan, bir zamanlar korkulan ve yanlış yorumlanan “Nurculuk” kelimesi hakkında Zübeyir Gündüzalp’in bir açıklamasını Risale Haber okuyucuları ile paylaştı.
ZÜBEYİR GÜNDÜZALP: NURCULUK DEMEK...
Nurculuk demek, bugün aynen Resûl-ü Ekrem aleyhisselâtü vesselam efendimiz zamanında sahabe-i kiram hazeratı imana, islama, dine nasıl hizmet etmiş, işte o hizmetin bu zamanda bir numunesidir.
Hem de nurculuk demek, Risale-i Nur’u okuyanlara verilen bir isimdir. Risale-i Nur mesleği ise cadde-i kübra-i Kur’aniyedir. Yani doğrudan doğruya iman, doğrudan doğruya islamiyet, doğrudan doğruya Kur’an yoludur. İnsan Risale-i Nur’u okuduğu zaman Kur’an yolu nasıldır, islam yolu nasıldır onu öğrenir.
Netice itibariyle Risale-i Nur Kur’an ve iman nurunu ve peygamberimizin sünneti seniyye yolunu gösteren bir rehber-i ekmeldir. Yoksa başka mesleklerde olduğu gibi hususi bir meşrep, hususi bir mezhep değildir. İslamiyet içerisinde hususi bir meslek, mezhep değildir. Doğrudan doğruya islamiyeti gösterir.
Biz nur şakirdleri öyle bir şahs-ı manevinin kudreti ve hıfzı altındayız ki bu kudreti ve kuvveti bütün dünyanın dinsizleri, maddi kuvvetleri, atomları, füzeleri toplansa yine mağlup edemezler ve edememişlerdir.
Bulutlar bomba yağdırsa, denizler bombalarla toplar fırlatsa, yerler yanardağlar fışkırtsa asrımızın hizbullah ve hizb-ül Kur’anı olan nur şakirdlerini ve şahs-ı manevilerini yine mağlup edemezler ve edemeyeceklerdir.
Bu sır ve bu hakikatların hükmüyle ve Risale-i Nur’daki harika ilmi kuvvet ve kudretledir ki bugün Risale-i Nur’un en hakim ve hükümran bir devrini ve safhasını idrak etmektedir.