Yıllar önce hanımla aramıza bir anlaşmazlık girdi. Rahmetli Zübeyir (Gündüzalp) ağabeye gittim... Dedi ki,"Kardeşim, hanımın namaz kılıyor mu?""Evet...""İlmî çalışmalarına karşı çıkıyor mu?""Hayır..."
"Tamam kardeşim! Başka bir şey aramana lüzum yok. Beklenti ne kadar çoksa, dert de o kadar çoğalır. Haydi evine git."
Yolda giderken düşündüm ve karar verdim. Beklentilerimi ot gibi yakalayacak, söküp atacak, sadece Allah'ın rızasını bekleyeceğim...
İhtiyaçlar ve beklentiler bitmedikçe, ıstıraplar da bitmeyecektir. Bunun için velayet yolunda ilerleyenler, evvela ihtiyaçlarını azaltmaya başlar. Bunlar, kendilerinden, eşlerinden, çocuklarından, akrabalarından, çevreden bir şey istemezler. İsteklerini azaltırlar.
İhtiyaçların sel gibi her yanı istila ettiği bir devirde, çektiğimiz çilelerin asıl sebebi, beklentilerimizin çokluğu ve bitmez oluşudur. Asabi rahatsızlıkların artmasının sebebini de buna bağlıyorum.
Enaniyet, benim dediğim olacak, inat, cinsel problemler... Evliliklerde en sık görülen sıkıntılar bunlardır. Fakat bu problemler istenirse aşılır.
Her insan kendisini tamamlayacak birisini ister... Kadın olsun erkek olsun... Çünkü Allah, her kulunu farklı yaratmıştır. Bu farklılıklar birbirini tamamlayacak.
Manevi boşlukların da aile hayatına çok büyük etkisi vardır. Kur'an-ı Kerim bir reçetedir. İbadetlerin bütünü de ilaçtır. Allah için yaptığımız ibadetlere Allah'ın değil, bizim ihtiyacımız vardır. Bize hitap ediyor gibi kitapları okumamız lazım.
Evliliğimin ilk günü hanımla oturduk sohbet ettik, bir karar aldık. Ben evlendiğimde hanıma dedim ki, "Ne sen benim gibi ol, ne de ben senin gibi olacağım. İkimiz de ilmihale uyacağız" dedim... 50 yıldır evliyiz, çok şükür...
İnsanın olduğu yerde, problem de vardır. Elbette ki evlilik hayatında problemler yaşanabilir. Kar yağmasa yağmur yağmasa bahar gelmez, hasat olmaz... Sabır, pek çok problemin çözümüdür... Vel asr Suresi'nde, "sabredenler kurtuldu" buyruluyor...
Zaman