Zulmü alkışlayamam

Nevzat TARHAN

MGK Genel Sekreteri Sayın Tuncer Kılınç görevi esnasında orgeneral rütbesi ile Sayın Erkan Mumcu’yu arayarak 367 oylamasına girmemesi için telkinde bulunuyor. O dönem TBMM’de vekil olan Sayın Göksal Küçükali net bir şekilde Vakit gazetesine açıkladı.

Aynı şekilde pekçok yayın organında çıkan bilgilere göre emekli Genelkurmay Başkanı Sayın İ.Hakkı Karadayı Cumhurbaşkanlığı seçiminde kulis yaptığını kabul etti. Hatta sade bir vatandaş olarak  görüşlerini söylediğini belirtiyor.

Biz Encümen-i Daniş adına mı, sade bir vatandaş olarak mı siyasi kulis yaptı bilemeyiz ama bunun konuşulması çok önemliydi.

Görevde iken ‘Nizamiyeden döndük’ diyen kişi son açıklamasında ‘Ordumuz güçlü olmalı ama siyasetin dışında kalmalı’ da dedi. Ya yalan var, ya korktu, yahut ta hidayete erdi diye düşüneceğiz.

27 Nisan 2007 bildirisinin gece 23.20 de yayınlanmasını ve Kara Kuvvetleri IP’sinden mesajın eklenmesini aklıma oturtamıyordum. Şimdi yaşanan yoğun kulisi daha iyi anlamak mümkün…

Aslında  o tarihte Sayın Yaşar Büyükanıt’ın çok zor saatler geçirdiğini anlamak gerekir. Bazıları onun adına ‘Asker temizler’ sözü verdi fakat o meşruiyetçi davrandı. Çok kimse Yaşar Paşanın günahını almış demek ki… Burada Yaşar Paşaya teşekkür etmek gerekir.

Emekli generallerin önemli bir kısmı siyasete çok meraklılar neden EDP (Emekli Darbeciler Partisi) kurmuyorlar dersiniz?

Darbeciler kolay, zahmetsiz iktidar yani, ‘kemiksiz ete’ alıştıkları için köy köy dolaşıp halkın nabzını tutmak yerine paraşütle siyasete inme yolunu seçiyorlar herhalde.

Artık darbe niyet ve azmi olanlar ordumuzda iyice marjinalleştiler ancak 1960’dan sonra dört defa resmen siyasete müdahale edildi.

Sürekli siyasi kulis yapan ordu darbecilik bakımından sabıkalı demektir. Bu nedenle şüpheli  kişilerin teknik takipten korkmaları doğaldır.

Bir elinde silah diğer elinde siyaset olan askeri bürokrasi orduyu yıpratır.

Siyesetçilerin birinci kusuru asker şapkası görür görmez kendi şapkasını alıp kaçması idi.
İkinci kusuru ise TBMM’yi güçlü bir şekilde yüceltmemesi idi.

Lider odaklı siyasetlerde darbe ihtimali ve siyasi kaos ihtimali daha yüksektir. TBMM’nin hemen devreye girebileceği mekanizma askere daha çok güven verir, bu yöndeki Anayasa değişikliklerini can-ü gönülden bekliyoruz.

Siyasette ticaretteki gibi cesur olmanın bir faturası vardır. Siyasette ticaretteki gibi hesaplanabilir riski göze alan açılımlar devrimci açılımlardır.

Toplum desteği olmadığı için 27 Nisan Bildirisi sonuç vermedi ve toplum desteği kalkarsa 28 Şubat süreci biter. Bu sebeple Türkiye’nin iyi bir yönetimi olmasını istiyorsak herkes demokratik tepkisini ifade etmeli.

Korkmayalım, Türkiye’miz de hâkimler, savcılar vardır. Yönetenlerin özellikle askeri bürokrasinin hatalarını ‘doğrular adına’ eleştirmek 10 yıl önce çok zordu.

TBMM’de bir şeyler yapmasını beklediğimiz emekli asker bir arkadaşımız 28 Şubat sürecinde boynunu bükerek evlad-ü iyal var demişti.

1999’de İstanbul İlahiyat Fakültesi kapısı önünde okula alınmayan kız öğrencilere karanfil verdiğimiz için Üsküdar Savcılığı tarafından ben dahil bir gurup ASDER üyesi emekli subay arkadaşımız hakkında soruşturma açıldı. Sonuçta takipsizlik kararı aldık.

Daha sonra 2001’de Gerçek Hayat dergisinin benimle yaptığı bir röportajda ‘Bir kısım generalin korkunun esiri olduğunu’ söylediğim için TCK 159’a muhalafetten yargılandım ve 2004’te beraat ettim.

Nihayet Ergenekon sürecinde verdiğim beyanattan dolayı Eski bir Genelkurmay Başkanı benim hakkımda suç duyurusunda bulundu, savcılık inceledi takipsizlik kararı verdi.

Peki bunları ben ne için yaptım? Bunun cevabı Mehmet Akif’in aşağıdaki mısralarında:

Zulmü Alkışlayamam
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

 
Gelecek projeksiyonumda siyasi bir beklentim ve hedefim yok ama onurlu, ilkeli ve fikri namusa sahip bir insan olmak var.
 
Başı dik dolaşmak, başını yastığa koyduğunda rahatça uyumak istiyorsanız ve toprağın altının da olduğunu unutmadıysanız lütfen Sayın Göksal Küçükali gibi bildiklerini anlatınız, darbeye karşı olduğunuzu yüksek sesle söyleyiniz.
Silahlı kuvvetlerimizin şerefi böyle kurtulur.

Haber 7

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.