Selahattin GEZER
Sevgili Psikoloğum Bediüzzaman–22
Tohum delinmemiş
Bir ene idi başımıza bela olan… Bir enaniyet hainlerin emrine girerek, tankları ve uçakları milletin üzerine sürüp, kan kusturdu… Bir ene bu toprakları aşarak, küffarın oyuncağı olup, arzu ve isteklerine göre kardeşi kardeşe katil ettirdi... Bir enaniyet elin gâvuruna minnet duygusu besletip, kendi devletine haince saldırmayı salık verdi… Bir ene, küffar topraklarını asude gördürüp, her karışı şahit kanı ile beslenmiş ve gök kubbesi ezanlar ile çınlamakta olan bu vatanı parçalama raddesine getirdi. Bir enaniyet, Kur’an ve imana hizmet yerine başka bozuk terbiyelerle devlete sızdı küffarın yıkamadığı devleti ortadan kaldırmak istedi. Evet üstadım, delinmemiş ene tohumu, küffar için devasa bir ağaç oldu, ahtapot kolları ile İslam’ın boğazını sıkmaya çalıştı.
Sevgili Psikoloğum; yine dertleşme vaktidir: Gerçek manada İslam’a teslim olmamış, Risale-i Nurları hitabetinde yem olarak kullanmış ve hiçbir cemaate sevgi – saygı duymamış, tek bir Müslüman’ın hakiki manada yarasına merhem olmamış devasa enaniyet sahibi FETÖ, imanlı milletimize kanlı bir Temmuz yaşattı… FETÖ, küçük ama samimi ve koca yürekli vatan evlatlarının arkada yürek burkan büyük hikâyeler bırakıp gitmesine sebep olmakla kalmamış, yaşananların bir tiyatro olduğunu ileri sürmüştür. Amerika’nın emrinde olduğunu söyleyen hoca kılıklı hain, bize öyle bir ihanet yaşattı ki…
Sevgili Psikoloğum; harika bir tespitte bulunmuşsunuz: “İ'lem eyyühe'l-aziz! Tohum olacak bir habbenin kalbi, yani içi delindiği zaman, elbette sümbüllenip neşvünemâ bulamaz, ölür gider. Kezâlik, ene ile tâbir edilen enâniyetin kalbi, "Allah Allah" zikrinin şuâ ve hararetiyle yanıp delinirse, büyüyüp gafletle firavunlaşamaz. Ve Hâlık-ı Semâvat ve Arza isyan edemez. O zikr-i İlâhî sâyesinde ene mahvolur.”Evet, ene tohumu delinmemiş, büyüyüp 160 ülkeye dal budak salmış FETÖ, âlemi İslam’ın yüreklerini yaktı… Genç yaşında enaniyetini İslam düşmanlarına gönüllü olarak teslim etmiş, planlanan senaryonun yürürlüğe girmesi için, hoca kisvesine bürünürken, ilave ettiği bol miktarda gözyaşları ve sahabe menkıbeleri ile Müslümanları aldatmıştır... Gerçekte ruhundaki haç ile hilalimize savaş açmış tehlikeli bu adamın, ne acıdır ki; peşine aldanarak takılan bazı Müslümanlarda uyanış yerine ihanete destek devam etmektedir… Enaniyetini gerçek Müslüman olarak“Allah Allah” zikri ile delmeyip, kâinatın Hâlıkına, İslam’a verdiği zarar ile isyan eder hale gelmiştir. Vatana millete hayırlı bir insan olmak yerine, peşinden gidenlerin bir kısmının İslam inancını sulandırıp, hakiki kulluk ve gerçek manada yüce Allah’ı zikirden uzaklaşmalarına sebep olmuştur.
Sevgili Psikoloğum; kullanılmaya ve ihanete müsait ene sahibi FETÖ lideri, küresel küffarın figüranı haline gelmiş ve ehli imana zarar vermeye devam etmekte… Bu insan, gerçek Kur’an hizmetkârları ile bir tutulmakta. Ayrıca yapılan kıyaslamada, büyük bir hainliğin ve alt edemedikleri İslam korkularının mevcudiyetini gösteriyor.
Sevgili Psikoloğum; 15 Temmuz istila teşebbüsü, milletimize olan ümidimizi boşa çıkarmayıp, kahramanlık destanlarının yazılmasını sağlarken, yaşadığımız ihanetin, ruhumuzda açtığı derin yaraları iman hakikatleri ile tedavi etmeye devam ediyoruz… Dünyayı Müslümanlar için kan deryasına çeviren alçak kâfirlerin neden insanlık namına, merhamet adına tek adım bir atmadıklarını sorgularken, başta Kur’an imdat edip, unutulmaması gereken bir hakikati hatırlatıyor.
Yüce Allah (c.c.) Nisâ Suresi 144. Ayette: “Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin.” diye buyuruyor. Şimdi içimizden çıkıp, küffara gönül vermiş, iş birliği yapmış biri, peşinden gidenleri, uyduruk vaatler ile kandırıp, bir ihanet girişiminde bulunmalarını sağladı… Asırlardır tek bir hakikati değişmemiş yüce Kur’an, bu dehşetli hadisede ile tekrar haklı çıkmıştır. 15 Temmuz, dostu ve düşmanı tanımak için, zındıkanın tuzağına düşmemek için Kur’an ve Sünnet’e sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Sevgili Psikoloğum; hüzünlere değil hakikatlere sarılmamızı hatırlatan reçetende, Kur’an’dan aldığın feyizle:“İ'lem eyyühe'l-aziz! Kâfirlerin müslümanlara ve ehl-i Kur'ân'a düşman olmaları, küfrün iktizâsındandır. Çünkü, küfür imana zıttır. Maahaza, Kur'ân, kâfirleri ve âbâ ve ecdatlarını idam-ı ebedi ile mahkûm etmiştir. Binaenaleyh, Müslümanlarla ülfet ve muhabbetleri mümkün olmayan kâfirlere muhabbet boşa gidiyor. Onların muhabbetiyle karşılaşılamaz. Onlardan medet beklenilemez.” diyorsunuz… Evet, “Hasbunallahu ve ni'mel vekil” ile yüce Mevla’ya sığınıyoruz… Hakiki manada dostun ancak ehli iman olduğunu görmeyi inşallah başaracağız…
Not: Sevgili Psikoloğum Bediüzzaman isimli seri yazılarım için, muhterem ve şair Eyüp Otman ağabeyimden kaleme almasını istediğim ve kırmayıp kaleme aldığı şiiri siz kıymetli dostlarımla paylaşmak istiyorum. Sevgili Psikoloğum Bediüzzaman şiirini kaleme alan Eyüp ağabeyimizin eline ve yüreğine sağlık, gönül dolusu teşekkürlerimi sunuyorum…
SEVGİLİ PSİKOLOĞUM BEDİÜZZAMAN
Hastalık bende şedit, Eserlerin dermanım,
Eserlerin sayesinde, kavileşti İmanım.
Şüpheler vesveseler bende karar kılmıştı,
Ümitlerim, heveslerim hepsi de yıkılmıştı.
Bîçâre kalmış idim, Seni bulmadan önce,
Ümitlerim yeşerdi, Eserleri görünce.
Sarıldım dört elle, gece-gündüz okudum,
O Kudsî Hakîkatle, gül desenler dokudum.
Sanki beraat aldım kurtuldum cendereden,
Senden önce zindanda, mahkûm idim sanki ben.
İmansızlık, zifiri, koyu kara karanlık,
Bu Nurlara çok muhtaç biliniz ki insanlık.
İmansızlık hastalığı, hastalıkların başı,
Stres, sıkıntı, vesvese, hep onun arkadaşı.
Tevekkül yok, Tezekkür yok, aculiyet ziyade,
Hırs ile saldırınca; hep kalıyor piyade.
Senin Eserlerinde; hepsine bir çâre var,
Her derdime bir çâre; hep istediğim kadar.
Allah Sizden Razı Olsun, Benim Aziz Üstadım,
Eserlerin sayesinde; Hayat buldu Hayatım.
Birçok dile, çevrildi, her Millete bir halâs,
Vicdanlı gönüllere, veriyor bir ihtizâz.
Şimdi minnettar Sana, dünyanın her insanı,
Sarıyor yarasına, Tiryâk misal İmanı.
İnkişaf eder ise, İman Vicdanına eş,
Aydınlatır Dünyayı, Kur’ân denilen güneş.
Eyüp OTMAN
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.