‘Sınavların sayısı değil okulların kalitesi artırılmalı’
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) yerine uygulamaya başlayacağı yeni sınav sistemiyle ilgili tartışmalar sürüyor.
Burcu Öztürk'ün haberi:
16 ilde yapılan ‘arama konferansları'nın ardından bakanlık, sistem üzerinde son çalışmalarını yapıyor. Kamuoyuna yansıyan yeni modele göre, öğrenciler 6 dersten 3 yılda toplam 36 sınava girecek. Eğitimcilerin konuyu tartışmak için İstanbul'da, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde düzenledikleri çalıştayda, sınavların sayısının değil, niteliğinin önemli olduğu, okulların kalite bakımından eşitlenmesi gerektiği görüşü ağırlık kazandı. Ayrıca yüzde 40 etkili olacağı söylenen öğretmen kanaat notunun azaltılması ya da tamamen kaldırılması gerektiğinin altı çiziliyor.
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER), Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ortaöğretime geçişte uygulayacağı yeni sınav sistemi ile ilgili önceki gün çalıştay düzenledi. Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde düzenlenen çalıştaya katılan eğitimcilere göre sınavlar kaçınılmaz; ancak 36 sınav fazla. Sınav sayısından daha çok öğrenci ve okul performansının önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre, öğrenciler yeteneklerine göre yönlendirilmeli.
Eğitim alanındaki değişimlerin ve belirsizliklerin öğrencilere olumsuz yansıdığını belirten TÖDER Başkanı Enver Yücel, “Sınavları çok mükemmel yapabilirsiniz. Fakat bu, eğitim sistemini düzelttik anlamına gelmez. Sınavların sayısı önemli değildir. Önemli olan, okulların aynı standartlarda ve şartlarının kaliteli olması.” gerektiğini vurguladı. Çalıştaya katılan diğer eğitimcilerin görüşleri ise şöyle:
TÖDER Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel: Yeni sistem düzgün uygulanırsa iyi sonuçlar verebileceğini düşünüyorum. Böylece öğrenciler tek sınav stresinden kurtulmuş olacak. Sınavsız öğrenci alan hiçbir ülke yok. Sınav sayılarının çok olmasının dezavantaj olduğunu düşünmüyorum. Aynı zamanda bu sınavlar öğretmenlerin performansını da yüksek tutacaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Baykal: Tek sınav bile öğrenciler üzerinde kaygı oluştururken 36 sınav daha çok baskı oluşturacak. Tek sınav olması, öğrenciler için daha iyi. Aynı zamanda sınav sadece seçme ve yerleştirme aracı olarak görülmemeli. Öğrencilerin yeteneğini ölçen bir sistem uygulanmalı.
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Tezbaşaran: Ülkemizde değerlendirme ayağı olmayan bir müfredat bulunuyor. Öğrencilere bir ölçme-değerlendirme yapılacaksa bunda öğrencinin performansı, niteliği ve nasıl geliştirilebileceği düşünülmeli. Sistemler konuluyor ama bunun değerlendirme aşaması ve uygulanabilirliğine bakılmıyor. Yeni gelecek sistemle dershanelere duyulan ihtiyaç da artacak gibi duruyor. Yurtdışındaki örneklere de baktığımız zaman sınavlardan ziyade okulların performansının belli bir seviyede olması gerekiyor.
Amerika Roche Island Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Özcan: Testler öğrencinin bilgi ve becerisini artırmalı. Eğitimin özü öğrenciyi geliştirmek ve öğrenimine katkı sağlamaktır. Sınavların sayısından ziyade içeriği önemli. Eğitim sisteminde en önemli ayak öğretmenlerin gelişmiş olmasıdır. Öğretmenler donanımlı olduğunda öğrenci ve okul performansı da artacaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi Yenilikçi Eğitim ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Sevinç Ergiydiren: Sınavlar sadece öğrencileri sıralamaya dayalı. Ama aynı zamanda takip de önemli. Bu 36 sınavın, öğrencinin gelişimine dair bilgi verebilecek kapsamda olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle öğrencilere hem izleme sınavları yapılmalı hem de seçme-sıralama sınavı olmalı. İzleme sınavları öğrencinin eksik olduğu yönleri belirlemek adına yapılmalı. Sıralama ise hangi üniversitede olacağını belirlemeli.
Zaman