Sistem Bediüzzaman'ı öğütmeyi başaramadı
Milli Gazete yazarı Davut Şahin, "Cumhuriyet dönemi mağdurlarından biri de Bediüzzaman Hazretleri'ydi" dedi
Risale Haber-Haber Merkezi
Milli Gazete yazarı Davut Şahin, "Cumhuriyet dönemi mağdurlarından biri de Bediüzzaman Hazretleri'ydi" dedi.
Cumhuriyetin kuruluşundan beridir "dindarlara" yapılan baskı ve zulümün haddi hesabının olmadığını belirten Şahin, İskilipli Atıf Hoca ve Bediüzzaman Said Nursi örneğini verdi.
Şahin, yazısında şu bilgilere yer verdi:
"Evet, Cumhuriyet dönemi mağdurlarından biri de "hakiki Cumhuriyetçi" olan Bediüzzaman Hazretleri'ydi. Bediüzaman Hazretleri kendisinin "dindar bir Cumhuriyetçi" olduğunu Eskişehir Mahkemesinde ifade etmiştir.
"Hulefa-i Raşidin; hem halife, hem reisicumhur idiler. Sıddik-i Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşere'ye ve Sahabe-i Kiram'a elbette reisiscumhur hükmünde idi. Fakat, manasız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler" diyerek sistem olarak Cumhuriyet'i "manasız isim ve resimden iberet olmamak" (Şualar, s. 317) kaydıyla savunmuştur.
Bediüzzaman Cumhuriyet adı altında baskılara, keyfiliklere ve dinsizliklere hayatı boyunca sürekli biçimde şahit olduğundan mevcut uygulamayı Denizli Mahkemesi'nde eleştirerek, dönemin reislerine, "Sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükumeti bizimle vatana ve millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan zındıklar ve münafıklar, istibdat-ı mutlaka 'cumhuriyet' namı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka 'medeniyet' ismi vermekle, cebr-i keyfi-i küfriye 'kanun' ismini takmakla hem sizi iğfal, hem hükumeti işgal, hem bizi perişan ederek, hakimiyet-i İslamiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar" (Şualar, s.256) demiştir.
Ama mevcut sistem Bediüzzaman Said Nursi'yi de öğütmeye çalışmış, başaramamıştır. Bediüzzaman maddi ve manevi işkenceye tahammül göstermişti.. Suçsuz yere hapse atılması bir yana, zehirlemişlerdi. Soğuk ve tek kişilik hücrede buz gibi odada adeta ölsün diye beklediler. Allah'ın inayetiyle bu gerçekleşmedi. Ancak hapishaneler medrese-i Yusufiyeye tebdil olundu. Şer hayra döndü. Metanet ve sabırla bu ülkenin inşasına hapishanede de olsa, devam etti. Mehkeme heyeti, Bediüzzaman'ı idamla yargılamasına rağmen, hep beraatını netice verdi.