Sivil toplum, Balyoz'un peşini bırakmayacak
Balyoz'u sekteye uğratma hamleleri sivil toplum örgütlerini hareketlendirdi
Emine Dolmacı'nın haberi
Yeni süreci dikkatle takip ettiklerini belirten sivil örgütlerin temsilcileri, olumsuz bir gelişme olması durumunda eylemlere başlayacaklarını belirtiyor. Ancak umutsuz değiller: Süreç doludizgin devam ediyor. Geri dönülmez bir noktadayız. Artık Ergenekoncular kazanamayacak.
Türkiye, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in camilerin bombalanmasından Türk uçaklarının düşürülmesine kadar birçok kanlı eylemi içeren Balyoz Darbe Planı'nı soruşturan savcıları görevlerinden el çektirmesinin şokunu yaşıyor. 'Yargıya müdahale' olarak nitelenen bu girişimin soruşturmayı sekteye uğratacağı, delillerin karartılmasına ve şüphelilerin kaçmasına yol açabileceği vurgulanıyor. Sivil toplum örgütleri gelişmeleri endişeyle karşılıyor.
Yeni savcıların atanmasıyla başlayan süreç de dikkatle izleniyor. Sivil örgütlerin temsilcileri, Balyoz'un sekteye uğraması halinde tepkilerinin sert olacağını dile getiriyor.
Genç Siviller Sözcüsü Turgay Oğur, Engin'in müdahalesini "Görülmemiş bir fütursuzluk. Darbelerde bile yasal zemin aranır ancak bunlar ihtiyaç bile duymadılar." sözleriyle değerlendiriyor. Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu Sözcüsü Şenol Karakaş, sürecin kesintiye uğramasını arzu edenlerin artık kazanamayacaklarını ifade ediyor. Yaşananların 'eşitlik' ve 'adalet' duygularını zedelediğini belirten Sivil Dayanışma Platformu Sözcüsü Ayhan Ogan, "Biz bu tür müdahalelerden endişe duyuyoruz ancak Ergenekon'un takipçisi bundan sonra halk olmuştur. Gerek seçimlerde sandıkta gerekse bizim gibi sivil örgütler üzerinden takibini yapacaktır." diyor.
Balyoz'da tutuklanacak gazeteciler de takipte
Balyoz darbe planında isimleri 'tutuklanacak gazeteciler' hanesinde yer alan yazarlar ise başsavcının hamlesine rağmen sürecin işleyeceği görüşünde. Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, soruşturmanın bütün direnç mekanizmalarına rağmen durmayacağını belirtiyor. Süreci "Türkiye'deki devlet içindeki 'muvazzaf kavga" olarak gören Star Gazetesi yazarı Mehmet Altan bu kavganın hukuk devletiyle eski iç sömürge mantığı içinde hayatını sürdürmek isteyenler arasında olduğunu söylüyor. Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak da süreçten ümitsizlik duymamak gerektiğini belirterek, yeni tayin edilen savcılara güvenmemek için bir sebep olmadığını kaydediyor.
Turgay Oğur (Genç Siviller): Delilleri karartma imkânına sahipler
Balyoz için Genelkurmay Başkanı bile 'en ciddi iddia bu' dedi. Bu derin devlet yapılanması açısından en zayıf halkadır. Aykut Cengiz Engin'in ve Oktay Kuban'ın yaptığı görülmemiş bir fütursuzluktur. Darbelerde bile yasal zemin aranır. Bu ikisinin kararlarında böyle bir çaba yok. Engin'in hemen görevden alınması ve yargılanması gerekir. Suçlu olma ihtimali olan kişilerin yakalanacağı bilgisini deşifre etti. Bu insanların hepsi şu anda delilleri karartmak imkânına sahiptir. Bu başlı başına büyük bir suçtur. Ancak ümitsizliğe kapılacak bir durum yok. Süreç doludizgin devam ediyor, Türkiye temizleniyor. Hukukçular dünyada örneği görülmemiş bazı uygulamalara girebilir, dünya literatürüne girecek işler yapabilirler bundan sonra. Öyle bir dönem başladı çünkü.
Şenol Karakaş (Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu): Mücadele edeceğiz kazanamayacaklar
Ergenekon davasının, soruşturmayı yürüten savcıların görevden alınmasıyla geri döndürülemeyecek bir sürece girdiğini düşünüyorum. Balyoz Darbe Planı'nı soruşturan savcıların görevden alınması değil önemli problem. Daha önemli problem bir kaos varmış gibi ortam yaratma çabasıdır. Bu da Ergenekon kaynaklıdır. Yargıda ortalık toz dumanmış gibi gösteriliyor. Oysa böyle bir şey yok. Kaos havası yaratarak, 'nereye gidiyoruz' duygusu uyandırma çabası var. Yargıya sızmış durumdalar. Ama ümitsiz değilim. Mücadele etmek gerekiyor tabii ama artık kazanamayacaklar. Ben bunların Ergenekon örgütlenmesinin son girişimleri olduğunu düşünüyorum.
Ayhan Ogan (Sivil Dayanışma Platformu Başkanı): Ergenekon'un takipçisi artık halk
Önce HSYK'nın Erzincan'da yaptığı müdahale, sonrasında bu müdahale... Adeta bir merkezden yönlendirme yapılıyor. Bu eşitlik ve adalet ilkesine de aykırıdır. Soruşturmanın ucu statü olarak yüksek statüde bir mevkiye, generallere uzandığı zaman böyle bir müdahale yapılması hem adalete hem de TSK'ya olan güveni zedelemektedir. Burada savcının yapması gereken hatasını telafi etmesi, Genelkurmay Başkanı'nın da bu zanlıları teslim etmesidir. Biz bu tür müdahalelerden endişe duyuyoruz. Fakat Türkiye'nin nihayetinde bu karanlık merkezlerden organize edilen işlerin üstesinden geleceği kanaatindeyiz. Ergenekon'un takipçisi artık Türk halkıdır. Gerek sandıkta gerekse STK'lar yoluyla takibini yapacaktır. Saklı gizli bir şey kalmayacak.
Zaman