Şu makasıd-ı erbaa, Kur’ân’ın hangi âyetlerinde bulunuyor?
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
(Kur’ân’daki anâsır-ı esasiye ve Kur’ân’ın takip ettiği maksatlar tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet olmak üzere dörttür.)
S - Şu makasıd-ı erbaa, Kur’ân’ın hangi âyetlerinde bulunuyor?
C - O anâsır-ı erbaa, Kur’ân’ın hey’et-i mecmuasında bulunduğu gibi, Kur’ân’ın sûrelerinde, âyetlerinde, kelâmlarında, hattâ kelimelerinde bile sarahaten veya işareten veya remzen bulunmaktadır. Çünkü, Kur’ân’ın küllü, cüzlerinde göründüğü gibi, cüzleri de, Kur’ân’ın küllüne âyinedir. Bunun içindir ki Kur’ân, “müşahhas olduğu halde, efrad sahibi olan küllî” gibi tarif edilir.
S - 1 بِسْمِ اللهِ ve 2 اَلْحَمْدُ ِللهِ gibi âyetlerde makasıd-ı erbaaya işaretler var mıdır?
C - Evet, قُلْ kelimesi, Kur’ân’ın çok yerlerinde mezkûr veya mukadderdir. Bu mezkûr ve mukadder olan قُلْ kelimelerine esas olmak üzere بِسْمِ اللهِ tan evvel قُلْ kelimesi mukadderdir. Yani, “Ya Muhammed! Bu cümleyi insanlara söyle ve tâlim et.” Demek besmelede İlâhî ve zımnî bir emir var. Binaenaleyh, şu mukadder olan قُلْ emri, risalet ve nübüvvete işarettir. Çünkü resul olmasaydı, tebliğ ve tâlime memur olmazdı. Kezalik, hasrı ifade eden câr ve mecrûrun takdimi, tevhide îmadır. Ve keza, 3 اَلرَّحْمٰنِ nizam ve adâlete, 4 اَلرَّحِيمِ de haşre delâlet eder. Ve keza اَلْحَمْدُ ِللهِ’taki ل ihtisası ifade ettiğinden tevhide işarettir.
5 رَبِّ الْعَالَمِينَ adaletle nübüvvete remizdir. Çünkü terbiye, resuller vasıtasıyla olur. 6 مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ zaten sarahaten haşir ve kıyamete delâlet eder. Ve keza 7 اِنّاَ اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ sadefi de, o makasıd-ı erbaa cevherlerini tazammun etmiştir.
8 (بِسْمِ اللهِ): Bu kelâm, güneş gibidir. Yani, güneş başkalarını gösterdiği gibi, kendini de gösterir, başka bir güneşe ihtiyaç bırakmaz. بِسْمِ اللهِ başkalarına yaptığı vazifeyi, kendisine de yapıyor; ikinci bir بِسْمِ اللهِ daha lâzım değildir.
Evet بِسْمِ اللهِ öyle müstakil bir nurdur ki, bu nur, hiçbir şeye bağlı değildir. Hattâ bu nurun câr ve mecrûru bile hiçbir şeye muhtaç değildir. Ancak ب harfinden müstefad olan 9 اَسْتَعِينُ veya örfen malûm olan اَتَيَمَّنُ veyahut mukadder olan 10 قُلْ ün istilzam ettiği 11 اِقْرَأْ fiillerinden birine mütealliktir.
İhtar: بِسْمِ اللهِ'taki câr ve mecrûra müteallik olarak mezkûr olan fiiller, besmeleden sonra takdir edilir ki, hasrı ifade etmekle ihlâs ve tevhidi tazammun etsin. İsim, Cenâb-ı Hakkın zâtî isimleri olduğu gibi, fiilî isimleri de vardır. Bu fiilî isimlerin, Gaffar ve Rezzak, Muhyî ve Mümît gibi pek çok nevileri vardır.
1 : Allah’ın adıyla.
2 : “Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü Allah’a mahsustur.” Fatiha Sûresi, 1:2.
3 : “Kullarına karşı çok merhametli olan ve şefkat eserleri bütün varlık âlemini kuşatan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:3.
4 : “Rahmeti herşeyi kuşatmakla birlikte, dilediği varlıklara çok özel ihsanı ve hususî rahmet tecelîsi olan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:3.
5 : “Bütün âlemlerin Rabbi; Her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye eden; tedbir, tasarruf ve egemenliği altında bulunduran Allah.” Fatiha Sûresi, 1:2.
6 : “Hesap gününün yegane sahibi, yöneticisi ve hakimi olan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:4.
7 : “(Yâ Muhammed) Biz sana kevseri verdik.” Kevser Sûresi, 108:1.
8 : Allah’ın adıyla.
9 : Yardım diliyorum.
10 : De ki.
11 : Oku.
Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz