
Hülya YAKUT
Suya sabuna dokunmadan
Birlik ve beraberlik arayışları, ihlâs ve şuur çabaları, uhuvvet ve muhabbet özlemleri, hizmet ve gayret çırpınışları nurları tanıdığı andan itibaren,herkesin esas gayesi olduğuna inanlardanım.
Özünde esas gaye budur. Konuştuğumuz, görüştüğümüz, kimi zaman dertlendiğimiz pek çok kişi aynı şeyleri söyler.
Temenniler de aynıdır, şikayetler de.
Peki nedendir bizi temennilerimize kavuşturamayan engel?
Şikayetlerimiz ortak derdimiz ise, nedendir çözüme uzak kalışımız?
Pek çok sebebi var elbette.
Ama en acil olanı ve ciddiye alınmayanı ise,bu konuları kulis mantığında dile getirişimizdir.
Ciddi plâtformlarda (moda tabirle) akil insanlarla, bu hizmette emeği ve zamanı geçmiş tecrübeli zatlarla (ve dahi hanımlarla) enine boyuna dillendirilecek meşveret eksikliğimizdir.
Göstermelik meşveretler değil, ya da kimse kırılmasın, üzülmesin, beni muhalif ilan etmesinler endişesiyle susulan toplantılar değildir derdimizin dermanı.
Ki, böyle bir risk her zaman vardı, var olacak da.
Azıcık sivri konuşanı, azıcık sesi yükseleni, kırılan kolu yeninden çıkaranı dışlamışlığımız olmadı mı?... Oldu.
Dün has adamımız ilan ettiklerimiz, yanımızdan ayırmadığımız, sağ kolumuz, akıl hocamız olanlar bugün muhalif listesine alınmadı mı? Alındı.
¬Birileri başka grupların sayı çokluğuna imrenirken, bir diğerleri git gide eriyen cemaate ‘keyfiyet’ tanımlamalarıyla avunmadı mı? Avundu.
Yazdıklarımız, çizdiklerimiz, söylediklerimiz suya sabuna dokunmadan oluyorsa ne alâ… Yoksa dokuz köyden kovulacaksınız… Çıkınları hazırlayın.
Hoş kapıdan kovulup, bacadan giren kahramanları anmadan geçmeyeyim ama böyle de bir gerçek var.
Yıllarınızı verirsiniz… Duygularınızı harcarsınız… En küçük bir badireye günlerce kahrolur, geceler boyu ağlarsınız… Hizmet, dava, aşk, şevk dersiniz de olur a, bir gün bir yerde acı bir gerçeği yüksek sesle dile getirirsiniz… Hadi bakalım güle güle…
Mahrem konular nedir, neler değildir karmakarışık oldu. Nerede susulacak, nerde konuşulacak, kiminle, nasıl? Bilinmez oldu.
Meşveretlerin profili kafaları karıştırıyor.
Maddi finansörler mi? İsminin önünde illâ bir titri olanlar mı? Yaka kokartında bol görevli olduğunu anladığımız zevat mı? Zübeyri çizgi iddiasına rağmen, estikçe derslere iştirak edenler mi? Ve daha neler neler… Hadi bakalım konuşalım bunları… Yeri, zamanı ve ortamı ayarlayın yeter.
Eğer bunlar sağlanmaz, bu zemin oluşturulmaz, bu ihtiyaç giderilmez ise, daha çoook mahrem konular olur olmadık yerlerde dile getirilir… Veyahut suya sabuna dokunulmadan yazılır, çizilir, bir araya gelinir, böylelikle git gide eriyip gidilir. Veya da sustukça ve susturuldukça şişilir, şevksiz, gayretsiz, heyecansız, monoton bir cemaat içerisinde vicdanın sesine rağmen, üç maymun oynanır.
Bunun dışında kalanlara sözümüz olamaz. Onlara bin maşallah çekeriz. Cennetvari hayatları, iradeleri ve ıslah-ı nefs ettiklerini görüp ancak hayran oluruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Ellerimiz su ve sabun kullanarak arınır,abdest de öyle tamamlanır!Yani hangi platformda olursak olalım,su ve sabuna dokunarak sadece yaradan için hizmeti şiar edinmeli,bulunduğumuz ortamları temiz ve arı tutmaya çabalamalıyız!Rızay-I-ı İlahi için yapılan hizmetler zaten bir çıkar beklentisi olmadan yapılır!Cemaatten atılırım,mimlenirim korkusu taşırsanız,gerçeği her ortamda dillendiremediğiniz için etrafı temiz tutamayacağınız için zamanla SAHTE yüzlerin sayısı artacak,gerçekten ve doğru yoldan sapmış olacaksınız!Bence suya sabuna dokunanların sayısının artması gerek,yoksa dilsiz şeytan sayısı artacak!Sayın yazarı kutluyorum,yazı isabetli olmuş
Yanıtla (0) (0)Bu başlık elbette slogan seviyesinde kalsın diye yazılmamıştır Kur'ân nûrlarına. Bir dert bilinirse, devâsı âsân olur. Bilinmesi, ehil ellerce dile getirilmesi ve gereğine uygun davranılmasıdır; yoksa nasıl devâ bulunacak? Hülya kardeşimi tebrîk ediyorum; dışlanmayı göze alıp gerçeklere parmak bastığı için. Nefis muhâsebesini kabirde mi yapacağız?
Yanıtla (0) (0)Hülya hanımı öncelikle can u gönülden tebrik ediyorum. Gerçekten 3-5 yıldır yaşadığımız sıkıntılar, çelişkiler yüzlerce kişiyi rahatsız etmesine rağmen kimse gücenmesin, yanlış anlaşılmısın diye ortaya sesli bir şekilde atılmıyor. Ama fitneye sebep olmayacak bir tarzla artık her şeyi konuşmanın zamanı çoktan geçiyor. Aklımızdan, zihnimizden geçenlere çok iyi tercüman oldunuz, Allah razı olsun.
Yanıtla (0) (0)Meşveretlerimizin risale-i nur'un çerçevesin ve ölçüsünde olmalı ki hem hisler hemde dediğiniz gibi suyuna sabunana dokunmamak afetinden beri olsun. Selam ve dualarımla.
Yanıtla (0) (0)