Tâğut nedir, ne değildir?

Mehmet Hocam, "tağut" ne demektir? Son dönemlerde meydana gelen olaylarda ve okuduğum bazı kitap ve makalelerde Türkiye'nin bir darü'l-harp olduğu ileri sürülüyor.
Bu zihniyete göre, tağutu destekleyen sistemlerde vergi ödemek, memurluk ve askerlik gibi olayları yapmamak gerekiyor. Bu konuda bizi aydınlatırsanız sevinirim. (H. Karadağ)

"Tâğut" kavramı, siyasi bir kavram değil, Kur'ânî bir kavramdır. Kur'ân da Allah kelamı olduğuna göre her meseleyi İlahi ve dinî açıdan inceler.

Bir başka yönüyle Kur'ân, öncelikle Allah ile kul arasındaki ilişkileri ele alır.

Allah'a yaklaşmak için çaba gösteren insanın önündeki engeller nelerdir?

İnsan bu engelleri nasıl aşar, aşmak için neler yapmalıdır, ne gibi bir yol izlemelidir?

Bu yapılmaz da, Kur'ân kavramları güncel siyasi, gelir geçer meselelerin içine çekilmeye çalışılırsa, çıkacak sonuç Kur'ân metoduna ters düştüğü gibi, bunun adı Kur'ânî ve İslâmî bir yaklaşım da olmaz.

***

"Tâğut" kelimesi iki âyette geçer ve iman boyutlu ele alınır. İlk âyette, "Kim tâğutu reddedip Allah'a iman ederse, kopmaz ve kırılmaz, sapasağlam bir kulpa yapışmış olur" (2:256) derken, ikinci âyette de, "Tâğuta kulluk etmekten kaçınıp da Allah'a yönelenler için müjde vardır" (39:17) denilir.

Buna göre "tâğut", Allah'ın dışında kutsallık verilen, insanları Allah'a iman ve ibadet etmekten alıkoyan ve âdeta bir mabut gibi değer verilen şeylerin tamamına verilen ortak isimdir.

"Tâğut" tarih boyunca çağlara ve toplumlara göre değişik kılıklarda ortaya çıkmıştır.

Bir olan Allah'a iman etmek, aynı zamanda bütün tağutları birden reddetmek anlamına gelir.

***

Bunun da en güzel tanımı ve ifadesi "Lâ ilâhe illallah" kelimesinde yer alır.

"Lâ ilâhe", yani Allah'ın dışında hiçbir sebebe, hiçbir hadiseye, hiçbir varlığa ve doğaya yaratıcı bir güç, gerçek bir tesir vermeden, tamamını reddetmek demektir. Ardından "İllallah" diyerek "gerçek güç ve tesir sahibi ancak Allah'tır" inancını dile getirip tasdik etmektir.

Allah'ın mülkünü âdeta onlara taksim edercesine, Allah'ın ilim ve kudretini kısmen de olsa onlara dayandırmak "tâğuta kulluk etmek" anlamını taşır.

Allah'a iman ise, O'na bütün isim ve sıfatlarıyla inanmak, zerreden yıldızlara kadar bütün kâinatın O'nun kudret ve tasarrufunda olduğunu bilmek; ne mülkünde, ne sıfatlarında ve ne de fiillerinde hiçbir ortağı ve benzeri bulunmadığını kabul edip inanmaktır.

***

Diğer yandan yaklaşık 1000 senedir İslama beşiklik etmiş, Müslümanlara yurt olmuş, Kur'ân'la şekillenmiş, dinin sembolü olan ezanla, hürriyetin ve bağımsızlığın bir alâmeti olan bayrakla anlam kazanmış Cennet vatanımızı bir dârü'l-harp (düşman memleketi, savaş alanı) olarak görmek, bu âyetleri anlamamaktır, tağutu tanımamaktır.

Şehit kanlarının bir bedeli olarak ecdadımızın bize emanet ettiği bu toprakları muhafaza etmek, İslamı, Kur'ân'ı, dini, imanı, namusu ve şerefi muhafaza etmektir.

Bu ülkeyi korurken de, askerlik görevimizi de yapacağız, memuru olarak da çalışacağız, vergilerimizle de ayakta tutacağız. Aksi bir düşünce İslam düşmanlarının ekmeğine yağ sürmektir, yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bu millete ihanettir.

Bunu anlamak için bugün Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde camilerin, türbelerin ne halde olduklarını görmek yeterli olacaktır.
Bugün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum