Tanzanya'ya ekilen Risale-i Nur tohumları

Tanzanya'ya ekilen Risale-i Nur tohumları

Tanzanya Nur talebelerinin hizmet mektubu

Risale Haber-Haber Merkezi

Esselamu aleyküm verahmetullahi ve beraketühü
Aziz, sıddık, muhterem ağabeylerimiz.
Tanzanyanın başkenti Darusselam'dan binler selam.

Elhamdülillah Allah'ın inayeti ve abilerimizin duaları ile 27 haziran 2011 tarihinde Tanzanya'nın başkenti Darüsselam'a gece saat 3'te indik. Allah razı olsun Tanzanyalı Faraj kardeş bizi havaalanında karşıladı ve uygun bir otele yerleştirdi. Faraj kardeşle tanışmamıza ve Tanzanya'ya gitme niyetimize gelince: İzmir'de 2008 senesinde dersanede kalırken yurtdışından üniversite okumak için gelen Türki devletlerden ve Afrika'dan kardeşlerin dersleri olduğunu ve ders okuyan ağabeylerinin askere gittiğini ve bizi ders takibi için davet ettiklerini öğrendik. Bornova'dan Ecüment Abi'yle o kardeşlerin dersine iki sene devam ettik. Derslerimiz Cuma akşamları Bornova'da mütemadiyen 50-60 kardeşin katılımıyla 2010 senesine kadar devam etti. Mütalaalı bir dersten sonra yemek ikramı ve çay ve namaz kılıp ayrılıyorduk. Ve sürekli "Afrikalı kardeşlerle bir gün Tanzanya'ya geleceğiz ve orada bir Nur Medresesi açacağız" diye şakalaşıyor ve ciddi davetler alıyorduk.

Ve 2011 senesine gelince Tanzanyalı Mugişa kardeşle konuşurken hala Tanzanya'da bir dersane olmadığını üzülerek öğrendik ve ciddi bir şekilde Tanzanya'ya gitmek niyeti hasıl oldu. Mugişa kardeşle 2011 yazında onun yaz tatilinde beraber Tanzanya'ya gitmeyi kararlaştırdık. Haziran sonunda Mugişa ile görüşmemizde Mugişa'nın okulunun uzadığını ve beraber gidemiyeceğimizi fakat beni oradan birileriyle irtibatlandıracağını söyledi ve şu an Darüsselam'da doktorluk yapan Faraj kardeşin telefonunu verdi. Hemen aynı gün Faraj'ı aradık ve bir hafta içerisinde gelebileceğimizi söyledik. Bir hafta içinde biletimizi ayarlayıp İstanbul'a abilerin de dualarını almaya ve kitap tedariki yapmaya gittik.

500 kadar İnglizce küçük risale, 25 Swahili lisanında risale ve 12 büyük boy İngilizce risale ve bir Türkçe külliyat hazırlayıp Mustafa Sungur Abimizin duasını almak maksadıyla yanına çıktık. O esnanada Sungur Abiyi ziyarete gelen Hüsnü Bayram Abi, Ahmet Aytimur Abinin ve Sungur Abinin dualarını alıp Allah'ın inayeti ve yardımıyla hiç dil bilmediğim halde yola çıktık.

O gece otelde dinlendikten sonra sabah Faraj kardeş arkadaşından sadece bizi dolaştırmak maksadıyla emanet aldığı arabasıyla geldi ve birhayli uzak olan evine götürdü ve beraber yemek yedik. Emekli ingilizce öğretmeni olan annesi beni çok sıcak karşıladı hemen yanımda olan ingilizce eserlerden ve Swahili lisanında risaleyi takdim ettik.Çok memnun oldu ve iki günde eserleri okuyabileceğini söyledi. Faraj kardeşin hanımı Hanife Hanım da Türkiye'de okumuş ve güzel Türkçe konuşuyor.

Swahili Afrikada 80 milyon kişi tarafından konuşuluyor. Tanzanya'nın nüfusu ise 40 milyon, yarısı Müslüman. Swahili sahiller demek ve Türkçe gibi yazıldığı gibi okunuyor. Biz de hemen orada Swahili Küçük Sözler'den bir ders yaptık. Ben orada birinci sözden okurken Faraj'ın polis memuru olan ablası bizi dinlemiş ve çok hoşuna gitmiş hemen bizden birkaç kitap alıp okuyacağını ve Darüsselam Polis Akademisinde arkadaşlarına okutacağını söyledi Elhamdülillah.

Faraj kardeşle beraber oradan ayrılıp Darüsselam'ın en büyük camilerinden birine gittik. Orada caminin imayla tanışıp Arapça Hutbe-i Şamiye'yi ve Swahili bir kitap verdik. Daha sonra cami cemaatinden tanıştığımız kişilere ingilizce kitaplardan hediye ettik. Tanzanya'da aşağı yukarı herkes ingilizce biliyor. Yine orada tanıştığımız Umman asıllı Ali Said Muhammed ağabey bizi ısrarla ofisine davet etti. Ofisinde Faraj kardeşin tercümanlığı ile dilimizin döndüğünce oraya geliş gayemizden, Üstadımızın Tarihçe-i Hayatından ve Türkiye'deki Nur dersanelerinden bahsettik, kitaplarımızdan hediye ettik. Çok memnun oldu her zaman beklediğini ve maddi manevi hiçbir yardımı esirgemeyeceğini belirtti.

Daha sonraki günlerde Faraj kardeş, Allah ebediyen razı olsun hergün arabasıyla otelden alıp otele bıraktı. İki gece de evinde misafir etti. Darüsselam'da Müslüman mahallerinde çok sayıda yetimhane var ve bunlara devlet bakamıyor, özel kişiler tarafından halkın desteğiyle işletiliyor. Küçük baraka gibi yerlerde 100 çocuk barınabiliyor, tabi yatmak için yerde bir köşede yer bulabilenler çok şanslı. Yetimhane sorumlusu Abdullah Bey durumlarının çok kötü olduğunu, yardıma çok muhtaç olduklarını belirtti, biz de ancak yanımızda getirdiğimiz küçük hediyeleri ve kitaplardan verebildik. Çocuklar çok mutlu oldular ve kitapları okuyacaklarını söylediler.

Tanzanyada bulunduğumuz ilk on gün süre içerisinde birçok camiyi ziyaret ettik, bazı liseleri ziyaret ettik, oralarda kitaplardan hediye ettik, Üstadımızdan bahsettik ve çok büyük memnuniyete vesile oldu. Darüsslam'da Türkiye'de okumuş çok sayıda kardeş var, bunların hepsiyle tek tek tanışıp geliş gayemizden bahsettik, hepsi çok memnun olup dersane açılması ve devam etmesi konusunda her türlü desteği vereceklerini söylediler. İleriki günlerde Türk okulunu da ziyarete gittik fakat trafiğin çok yoğun olması sebebiyle geç kalınca kimseyi bulamadık. O esnada Faraj kardeş oraya çok yakın bir yerde iki Türk doktorun bir diş kliniği açtıklarını ve onları ziyarete gidebileceğimizi söyledi. Kliniğe vardığımızda daha bahçedeyken pencereden bir Türk gören Diş Doktoru İsmail Abi bizi kapıda karşıladı. Daha sonra yukarıda terasta Mehmet abiyle de tanıştık. Onlara da geliş gayemizden bahsettik, onlar da dersane açıldığında derslere gelebileceklerini söylediler.
Ertesi gün Darüsselamın en büyük ve meşhur fuarı olan SabaSaba fuarına gittik. Burası uluslararası bir fuar, burada da elimizde olan 300'den fazla kitabı yerli halkın ve yabancı ziyaretçilerin çok büyük ilgisiyle kısa sürede bitirdik. Orada Türk firmaların standları da vardı, Türk abilerle tanışıp onlara da Türkçe küçük risalelerden hediye ettik. Hatta bir Suriyeli tüccar Türkiye'den geldiğimizi duyunca bize "Kardaşlar" diye sarıldı. O abimize de Arapça Hutbe-i Şamiye kitabını verdik.

Elhamdülillah, Darüsselam'da on gün boyunca elimizden geldiğince insanlara ulaşmaya çalıştık. Nur tohumlarını Afrika'nın bu Tanzanya tarlasına serpmeye çalıştık. Tevfik Allah'tan. İnşaallah Allah'ın yardımı ve sizlerin dualarınızla bu nur tohumları filiz vereceklerdir.

Müstecab dualarınızı bekliyoruz.
Tanzanya Darüsselam'dan
Kardeşiniz Ali