Tarihte bugün: İstanbul'un İşgali
Fransız General İstanbul’a Roma İmparatoru gibi girmişti.
Tarihte bugün köşemizde İstanbul'un Sömürgeci güçlerce işgali var.
Neden Yapıldı?
Resmi ağızdan konuşan Tarih, M. Kemal'in otoritesini kırmak için olduğunu söylese de, İstanbul'un işgal edilmesinin başlıca sebebi cümle İslam topraklarını düşman elinden kurtarma planlarını Misak-ı Milli sınırlarını çizerek yapan Meclis-i Mebusan içindeki gerçek vatanseverlerin bu planlarını boşa çıkarmak vardır.
Bunun en önemli göstergesi ise İşgali yapan kuvvetlerin İşgal bildirisinde yer alan şu maddedir;
-Anadolu'da İsyan çıkarsa veya Türkler katliam yaparsa İstanbul tamamiyle İtilaf devletlerinin mülkü olacaktır.
28 Ocak 1920'de Meclis-i Mebusan gizli bir toplantı yaparak Misak-ı Milli'yi kabul etti. Bu toplantıdan yaklaşık 3 hafta sonra ise Misak-ı Milli'nin iç ve dış basında bildirilmesi kararı alındı.
İtilaf Devletleri Misak-ı Milli kararlarını duyar duymaz, 4 Mart 1920'de İstanbul'un işgal edilmesine karar verdi.
16 Mart 1920 günü ise fiili işgal başladı.
Nasıl gerçekleşti?
İşgal kuvvetleri şehre girer girmez Şehzadebaşında ki Mızıka Karakolunu basmışlar, askerleri süngülemişler, resmi daireleri işgal etmişler ve Meclis-i Mebusan milletvekillerinden bir kısmını tutuklayıp Malta Adasına sürgün etmişlerdi.
İşgal'de pek tabi ki İngilizler kadar, Fransızlar da asırlardan beri süregelen Osmanlı ve Müslüman düşmanlığını dışavurmaktan çekinmemişlerdir. Şehre ilk gelişinde sessiz sedasız karşılanan Fransız General Franchet d’Esperey, ki 8 Şubat 1919’da gösterişli bir şekilde İstanbul’a tekrar giriş yaptı. Kendisini Roma İmparatoru zanneden bu şahsiyet bakın nasıl bir gösteri sergiledi?
Galata rıhtımından Beyoğlu’na kadar zafer alayı tertip ettirdi. Beyaz başından iki zencinin çektiği dizginsiz bir ata binmişti. Eski Roma İmparatorları gibi etrafını selamlayarak alay halinde ilerliyordu. (Herhalde İstanbul’un fethine gönderme yaparak Romalılar geri döndü gibi) Bu arada kendisini karşılamaya gelen Osmanlı bandosunu aşağılayarak atını ürküttükleri gerekçesiyle kırbacıyla işaret ederek susturdu. Dolmabahçe Sarayında oturmak istediğini, padişahın sarayı terk etmesini söyleyerek yoluna devam etti. İstanbul’da bulunan gayri Müslimlerin tezahüratları altında ilerleyerek Beyoğlu’nda ki Fransız Sefaretine girdi.
Bu ve benzeri örnekler ile İstanbul'un İşgali tam bir Osmanlı ve Müslüman düşmanlığı gösterisine dönüştü. Osmanlı meclisinin üyeleri yaka paça sürgün ediliyor ve kötü muamelelere maruz bırakılıyordu.
Pek tabi ki Meclis-i Mebusan üyelerinin bazıları Anadolu'ya kaçmayı başararak, bugün "Kurtuluş Savaşı" olarak isimlendirdiğimiz ve "bazı kesimlerin" öne çıkması ile gerçek kahramanlarının mücadelede yer aldıklarını unuttuğumuz olaylar silsilesi başladı.
İşgal tam olarak 1299 gün sürdü ve 1299 gün sonra İngilizler İstanbul'dan çekildi.
risalehaber.com
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.