Tiflis’te hiç ezan sesi duymayanlar var
Kafkas ülkelerinden olan Gürcistan, nüfus yapısı ve yerleşik kültürü itibariyle kendini Hıristiyan bir ülke olarak görüyor
Hüseyin Kulaoğlu’nun haberi
Sosyalist Rus yönetiminin hegemonyasından çıkışlarının 20. yılını kutlayan Kafkas ülkelerinden olan Gürcistan, nüfus yapısı ve yerleşik kültürü itibariyle kendini Hıristiyan bir ülke olarak görüyor ve öyle lanse ediyor.
Ancak, sayıları az da olsa Gürcistan’daki Müslümanlar, hem İslam dini hakikatlerine hem de Müslümanların ilgisine muhtaç. “Gürcü dediğin Hıristiyan olur!” anlayışını empoze etmeye çalışan Gürcü devletinin, Müslümanlara yaptığı baskıya karşı koymaları için Gürcistan Müslümanlarının eğitilmesi gerekir.
Boğaziçi Üniversiteliler Derneği’nin (BURA) üyelerine yönelik düzenlediği, "Şimdi Gürcistan Müslümanları ile kucaklaşma zamanı!" isimli program vesilesiyle Gürcistan’ın Başkenti Tifliste’yiz... İstanbul’dan iki saatlik bir uçak yolculuğunun ardından vardığımız Tiflis’te dolu dolu iki gün geçirdik. Gürcistan’daki Müslüman kardeşlerimizle yüz yüze görüşerek haklarını, mağduriyetlerini ve özgürlükleri konusunda verdikleri mücadelelerini ilk ağızdan dinledik.
"GÜRCÜ DEDİĞİN HIRİSTİYAN OLUR!" SAFSATASI
Öncelikle şu bilinmelidir ki, Gürcistan devleti, kendini ‘Hıristiyan bir ülke’ olarak tanımlıyor. "Gürcü dediğin Hıristiyan olur" mantığının yaygın olduğu ülke, 70 yıl boyunca Sovyetlerin sömürüsünde kalmış. Sosyalist Rus yönetiminin hegemonyasından kurtularak 1991’de bağımsızlığını ilan eden Kafkas ülkelerinden biri olan Gürcistan, aradan geçen 20 sene içinde Ortodoks Hıristiyanlığı’na ilginç bir şekilde sarılmış görünüyor. Bu mantık sebebiyle ülkede Müslümanlık yayılamıyor.
TİFLİS’İN TEPESİNDEKİ DEV KADIN HEYKELİ HIRİSTİYAN KİMLİĞİNİ YANSITIYOR
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e adım attığınız her tarafında kilise görüyorsunuz. Sürekli heykellerle ve haçlarla da dolu olan şehrin tepelerindeki dev haçlar ise dikkat çekiyor. Tiflis’in tepesindeki dev kadın heykeline ise ülkede, Hıristiyan kimliğinin yansıtılması açısından büyük önem atfediliyor. Bir elinde kılıç olan kadının diğer elinde ise şarap kadehi var. Ortodoks Hıristiyanlığına bağlı olan halkın büyük çoğunluğundaki şarap tüketme alışkanlığı Hıristiyanlığın bir gereği olarak görülüyor. Hediye eşyalarda ve kolyelerde ise haç işaretinin yaygınlığı dikkat çekiyor. Tiflis’te dilenci yoğunluğundan geçilmiyor. İlginç mimari binalara sahip olan şehir, şu anda gelişmeye çalışıyor. İnşaat işlerinin az olduğu şehirde, dekorasyon ve tadilatla yoğun bir restorasyon süreci yaşanıyor.
TİFLİS’TE BİR TANE CAMİ VAR, HUTBE TÜRKÇE OKUNUYOR
Başkent Tiflis’in merkezinde sadece 500 kişi kapasiteli bir tane cami bulunuyor. Cuma namazlarında dolup taşan caminin müdavimleri arasında az sayıda Gürcü’nün yanı sıra Azeriler, Türkler, Araplar ve Afrikalılar var. Cuma Cami, vakit namazlarında ise az da olsa cemaatsiz kalmıyor. Cuma Camii’nde hutbe Gürcüce yerine Azerilerin çok olmasından dolayı Türkçe okunuyor. Cami de iki tane mihrap bulunması ise dikkat çekiyor. İlk başlarda ortadan bölünen caminin giriş kapıları Şii ile Sünni mezheplerine göre ayrılmış. Bir süre bu şekilde namaz kılındıktan sonra 1996 yılında aralardaki duvarlar kaldırılırken, şu anda Sünni bir imamın arkasında namaz kılınıyor. Duvar ortadan kalkmış ama ikinci mihrap ise hâlâ aynı şekilde duruyor. İmam soldaki mihrapta namaz kıldırıyor.
Müslümanlar, İslâm’ın esaslarını bilmiyor. Gürcistan’ın genelinde Müslümanlar, İslâm’ın esaslarını bilmiyor. Acara bölgesindeki Batum şehrinde yaşayan Müslümanların durumları Tiflis’te yaşayan Müslümanlara göre kısmen daha iyi ancak onlarında sağlıklı bir İslam bilgisine sahip olduğunu söyleyemeyiz. Ülkede Müslüman olduğunu söyleyenler, Müslüman olmanın, İslam’ın gereklerini bilmiyor. ‘Müslümanım’ diyen birçok Gürcü’nün İslam dininde kesin olarak haram olan domuz eti ve alkol gibi yiyecek ve içecekler konusuna hiç dikkat etmediklerini görmek çok üzücü. Namaz kılmak, oruç tutmak gibi ana hususlardaki zaafiyetlerinin yanısıra Gürcü Müslüman kardeşlerimizin kurban kesme ibadetinden haberlerinin olmadığını söylemek zorundayız. Dini bilmedikleri için de haklarını da bilmeyen halk, herhangi bir sıkıntıları olmadıklarını söylemeleri daha da üzücü.
KARABEKMEZ: GÜRCİSTAN MÜSLÜMANLARI İLE TANIŞMAK İSTEDİK
Boğaziçi Üniversiteliler Derneği (BURA) Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Karabekmez, 9 yıl önce kurulan bir dernek olduklarını söyledi. Gürcistan’ın çok önemli ama önemli olduğu kadar da maalesef göz ardı edilmiş bir ülke olduğunu ifade eden Karabekmez, Gürcistan’daki Müslüman kardeşlerimizle tanışmak ve kaynaşmak amacıyla böyle bir gezi organize ettiklerini belirtti.
ERDEM: İSLÂMİ YAŞANTI KONUSUNDA, CİDDİ BİR ZAFİYET VAR
Türkiye Cumhuriyeti Gürcistan Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Ahmet Erdem, Gürcistan’ın Hıristiyanların ülkesi olduğunu söyleyerek, pazar günü bütün kiliselerin dolu olduğunu ifade etti. Tiflis’teki Müslümanların durumlarından bahseden Erdem, 1991 yılında Tiflis’teki camide Cuma namazı kılmak için 3 kişi bulamadıklarını kaydetti. 1996 yılında ülkeye tekrar geldiğinde cemaatin 70 kişiye ulaştığını belirten Ahmet Erdem, son bir yıldır da caminin dolduğunu söyledi.
ŞEKERCİ: HAK TALEP ETMİYORLAR
Türkiye Dostluk Derneği Başkanı Emin Şekerci, Gürcistan’daki Müslümanların sıkıntıları olduğunun altını çizdi. Müslümanların dinlerini bilmediklerinden dolayı haklarını talep edemediklerini ifade eden Şekerci, haklarını talep etmeleri halinde ihtiyaçlarını karşılayabileceklerine dikkat çekti. Tiflis’te dernekleşme olmadığını ifade eden Emin Şekerci, ülkede İslâmî eğitim ihtiyacının önemli olduğuna değindi.
DURMAZ: BİLMEDİĞİNDEN AĞABEYİNİN CENAZE NAMAZINI KILAMADI
TİKA Gürcistan Koordinatörü Resul Durmaz, Gürcistan’da bir milyona yakın Müslüman olduğunu söyledi. İstatistiklerin çok iyi olmadığını ifade eden Durmaz, Müslümanların maalesef hakları konusunda sıkıntıları olduğunu belirtti. Müslümanların dinini bilmediğinin altını çizen Durmaz, şahit olduğu bir olayı anlattı. Bir kişinin ağabeyinin vefat ettiğini kaydeden Resul Durmaz, kardeşinin cenaze namazı kılmayı bilmediğinden dolayı ağabeyinin cenaze namazını kılamadığını söyledi.
HİÇ EZAN SESİ DUYMADIK
Gürcistan’da çok az cami olması ve hiç ezan okunmaması Müslümanları rahatsız etmiyor. Okullarda İslâm dininin ders olarak okutulmaması da etkilemiyor. Gürcistan’da doğup büyüyen bir çocuk hayatı boyunca hiçbir şekilde dini eğitim alamıyor. Eğer ki, İslâm eğitimi almak isteyen bir çocuk olursa, çevrede bulunan az sayıdaki camide verilenlerle yetinmek zorunda. Şehir merkezlerinde yaşayanların bu konuda imkanı biraz daha iyi. Köylerde yaşayanlar ise daha büyük bir sıkıntılar yaşıyor. Köylerde imamlık yapanlar, eğitim görmüş kişiler değil, aralarda istisnalar olsa da geleneksel olarak dededen ve babadan kalan bilgilerle yetinen bir imamlık söz konusu.
Yeni Akit