Tokat'ta Ergenekon vurgusu
Tokat'ın Reşadiye ilçesindeki hain pusu akıllara 1993 yılındaki 33 er olayını getirdi. Önceki gün yaşanan ve 7 askerin şehit düştüğü saldırının benzeri 16 sene önce Bingöl'de meydana gelmişti.
Elazığ-Bingöl karayolunda asker taşıyan iki aracı durduran teröristler, acemi eğitiminin ardından birliklerine gitmekte olan 33 eri şehit etti. Kanlı saldırıdan sağ kurtulan er Erdal Özdemir, Zaman'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. 16 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm olar gazi er Özdemir, Reşadiye'de yaşanan kanlı saldırıyı 33 er olayına benzetiyor. Özdemir, "Tokat'taki saldırı, bizim yaşadığımızın aynı. Yani bunların çıkışından da birilerinin haberi olmuştur. Askerler operasyona çıkarken birilerinden ihbar alınmıştır. Öyle asker çıkıyorken onlar da çapraz ateşe tutmuşlar. 7 şehit verilmiş. Aynen yani. Muhakkak çürük elma vardır içeride. Bizim olayımızda da istihbarat zafiyeti vardı, bunda da vardır." diye konuşuyor.
1993'te 33 er olayının yaşandığı dönemde Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir barış havası vardı. PKK uzun süredir ilan ettiği ateşkesi sürdürüyordu. Aynı şekilde şimdi de demokratik açılım gündemde. Uzun bir süredir böyle büyük çaplı bir kanlı eylem yaşanmıyordu.
Erdal Özdemir bu iki olay arasındaki benzerliği ise şöyle yorumluyor: "Bizim olayımız yaşandığında barış vardı. Ateşkes vardı. Olaydan sonra tam tersine döndü. Şimdi de açılım var diye olmuyordu. Fakat açılım da yetmedi onlara. Bu olayı yaptılar. Artık başlar bu. Bugün DTP'nin kapatma davası süreci de var. Başlar bu olaylar yine. 2-3 ay durulma nedeni açılımla ilgiliydi. Bu DTP'nin kapatma davası da olursa, tekrar eski haline döner. Olan o gariban askere oluyor işte."
Taraf’a konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise “O bölge bir zamanlar Ergenekon Davası’nda yargılanan bazı sanıkların üssü halindeydi. Bu nedenle, kalleşçe yapılan bu saldırının arkasında, önünde ne varsa mutlaka ortaya çıkarılacak” dedi.
Çelik şöyle devam etti: “Bu saldırının yeri ve zamanlanması son derece düşündürücü. Saldırılarla ilgili birçok şüphemiz var. Onları dört bir taraftan araştırıyoruz. Bu ülkede ne zaman demokrasiye ve barışa yönelik bazı hamleler yapılsa, bir dolu provokasyon eylemi meydana gelmiştir. Bir sürü örnek var. 1993’de Bingöl’de 33 erin şehit edildiği süreci düşünün. Hala karanlıkta. Bugün de Tokat’ta yaşanan bu vahşet, bize o günleri hatırlatıyor.”
Ergenekon’dan başka çete aramaya gerek yok
USAK Başkanı Sedat Laçiner:
"PKK’nın ve Ergenekon’un amaçlarının çok farklı olduğunu düşünmediğim için, şu tarihten itibaren bu tarz eylemeleri kim yaparsa yapsın provokasyon olarak nitelendiriyorum. Ergenekon dururken başka bir çete aramaya gerek yok. Bu yüzden Tokat’taki saldırıyı hangi grubun gerçekleştirdiğinin çok da bir önemi yok. Ergenekon’un pek çok terör örgütüyle ilişkileri bir bir ortaya çıkarılıyor. Ellerindeki kanıtın hakkını vermeyenler yeni kanıt aramasınlar. Sokaktaki eylemlere, dağdan gelen çatışma haberlerine ve DTP kapatma davasına bakarak açılım sürecinin tekerinin kırıldığını söyleyebiliriz. Zira bu işin iki sigortası vardı ve o iki sigorta da atmıştır. Bunlardan biri’nın sivil toplumla bağlarının kesilmesini amaçlayan KCK operasyonlarıydı. Bu operasyonlar kesildi. Açılımın ikinci sigortası olan Ergenekon Davası’nın da ne kadar sıkı tutulduğu ortada. O belgenin altında ıslak imzası olan Albay Dursun Çiçek hala dışarıda. Bu zemin üzerinde artık yürünemez. Açılımın sürmesi isteniyorsa, dağda ve kentte eli silahlı insanların minimum düzeyde kontrol altına alınması ve stratejide çok radikal değişiklik yapılması şart.
Zaman-Taraf