Diyanet İşleri Başkanı Görmez, İran Hac ve Ziyaret Kurumu Rehberlik Makamı Temsilcisi Gazi Asger'i makamında ziyaret etti.

Görmez, hac ibadeti sırasında yaşanılan Mina'daki izdiham ve vinç kazasını, üzerinde çalışılmayı ve ders çıkarılmayı gerektiren çok önemli iki hadise olarak değerlendirdi.

Her iki olayın da Müslümanlığın ve dindarlığın çelişkilerini ifade etmesi bakımından önem arz ettiğini belirten Görmez, şunları söyledi:

"Vinç kazasında insanlar yaralı bereli, insanlar can havliyle, ambulanslar beklerken, onların mümin kardeşlerinin tavafa devam etmesi anlaşılır bir şey değil. Bazı yaralılar henüz hastaneye taşınmadan kamet getirip namaz kılınması da anlaşılacak bir şey değil. Bu biz Müslümanların insana verdiğimiz değer konusunda düşüncelerimizi yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor."

Görmez, teknik sebepler üzerinde durulacağını ancak düşünceden kaynaklanan sebeplerin çok daha önemli olduğunu vurgulayarak, "Hadisenin sebepleriyle ilgili oturup birlikte müzakere edip, bir tek canın bile ölmemesi için nasıl önlemler almamız gerektiğini düşünürken, yine birbirimizi suçlamayı tercih ettik. Birbirimize doya doya taziyelerimizi bile sunamadık. Büyük hüznü birlikte paylaşarak o hüzünden bir muhabbet devşiremedik" değerlendirmesinde bulundu.

"Zihnimizi ve gönlümüzü genişletmeye ihtiyacımız var"

Suudi Arabistan'ın Mekke ve Medine'yi genişletmek için sürekli gayret gösterdiğini dile getiren Görmez, "Ancak mekanları genişletmekle beraber zihnimizi ve gönlümüzü genişletmeye ihtiyacımız var. Eğitim konusu en önemli konu olarak karşımızda duruyor. Bu noktada biz ümmetin diğer fertleri olarak, bu işin suçunu sadece bu konuda Suud'a yüklememiz doğru değildir. Eğer eğitim verilecekse, herkes kendi ülkesinde en güzel eğitimleri vermek durumundadır" dedi.

"Arafat'taki bütün çadırlara klima"

Gelecek yıllarda haccın çok daha sıcak mevsimlerde yapılacağına işaret eden Görmez, "Biz bu sene eğer başarırsak şöyle karar verdik, Arafat'taki bütün çadırlar yüksek çadırlar olacak ve her çadırda klima ve soğuk su olacak. Bunu yapmadığımız zaman birçok insan orada çok büyük zorluklar çeker. Hele yaşlı insanların o sıcakta o çadıra dayanmaları birkaç saatte olsa mümkün değildir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığının fıkıhen aldığı kararların Türk hacıların ölümünü engellediğinin altını çizen Görmez, üç önemli tedbir aldıklarını dile getirdi.

Hacıların Müzdelife'de namazlarını kıldıktan sonra durmadığını belirten Görmez, güneşin doğuşuyla birlikte hep beraber hareket edilirse çok büyük izdihamlara yol açılacağını ifade etti. Otelde dinlenen hacıların gece "şeytan taşlama"ya gittiklerini de aktaran Görmez, "Bu fıkhi tedbirler bizim hacılarımızın o saatte orada olmalarının önündeki en büyük engeldi. Bütün dünya hacılarının da bu tedbirler üzerine düşünmesi gerektiğini ifade etmek isterim" diye konuştu.

"Hac, büyük zarar gördü"

Hac ve Ziyaret Kurumu Rehberlik Makamı Temsilcisi Asger, Görmez'e Mina faciasından sonra acılarını paylaşmasından, başsağlığı dilemesinden ve iki ülkenin hac kurumları arasında yakın ilişkilerin varlığından dolayı teşekkür etti.

Mina olayının herkes için bir işaret olduğunu dile getiren Asger, "Hacda meydana gelen bu hadiselere görüş birliğinde olup tedbir almazsak bu hadiseler tekrar edebilir. Önümüzdeki sene için sizinle birlikte birkaç oturum düzenleyip yeni çareler düşünelim" tavsiyesinde bulundu.

Mina'daki izdiham ve vinç kazasından sonra haccın zarar gördüğünü ve hacca insanların farklı bir gözle bakmaya başladığını anlatan Asger, "Üst üste yığılmış cenazeler ve bunların fotoğraflarının dünya basınında yayınlanması Hacca büyük zarar verdi. Haccı batılıların gözünde farklı bir yere oturttu" sözlerine yer verdi.

Asger, bu acı hatıranın zihinlerden silinmesi için diğer ülkelerin hac teşkilatları ile işbirliği yaparak bu konuları görüşülmesi çağrısında bulundu.

aa