Türkiye toplumu, kendisini 'vatandaş' olarak görüyor

Türkiye toplumu, kendisini 'vatandaş' olarak görüyor

Açık Toplum Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi'nin "Biz'lik, 'öteki'lik ve ayrımcılık: Kamuoyundaki algılar ve eğilimler" başlıklı çalışmasından ilginç sonuçlar çıktı.

Fatih Vural'ın haberi

Çalışma, 18 ilde 1.811 kişiyle gerçekleştirildi. Prof. Dr. Hakan Yılmaz'ın yönettiği araştırmanın can alıcı sorusu, "Bize göre 'biz' kimiz" oldu. Halkın yüzde 36'sı kendisini 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı' olarak tanımladı. Kendisini 'Türk milletinin, Türk ulusunun mensubu' olarak görenlerin oranı yüzde 29. Yüzde 18'lik kesim, kimliğini 'İslam dininin emir ve yasaklarına bire bir uyan dindar bir Müslüman' olarak dile getirdi. Halkın yüzde 9'u 'Laik kafa yapısına ve hayat tarzına sahip çağdaş bir Müslüman' olduğunu söylerken yüzde 66'sı 'Etnik bir dilim ve kültürüm yok' dedi.

Araştırmanın 'Mensup olduğumuz kimlik gruplarına uyuyor muyuz?' başlığındaki sonuçlar dikkat çekici. Mensup olunan grupların davranış kurallarını, âdetlerini, referans almada başı, yüzde 82'yle 'din' çekiyor. Mezhep yüzde 76 civarında. Etnik grubunu dikkate alanların oranı yüzde 46. Araştırmaya katılanlar, mensup olduğu grubun kurallarına uymadığında, 'kötü sözlere ve bakışlara maruz kalacağına' inanıyor. Toplum, grup normlarına uymada ödül olarak 'çevresindeki itibarının ve saygınlığının artması'nı görüyor. Çalışmada 'Farklı kimliklerimizi rahatça ifade edebiliyor muyuz?' sorusu da yöneltildi. Yüzde 72'lik bir kesim, farklı cinsel yönelimlerin kimliklerini açık edemediğini savunuyor. Halkın yüzde 59'u aynı şeyi ateistler için düşünüyor. 'Laik hayat tarzına sahip kişiler' yüzde 7 ile listenin sonunda. Kimliğini açıklayamayanların yaşayacağı en büyük sıkıntı 'yalnızlık' (yüzde 64). Yüzde 43'lük bir kesim bundan dolayı depresyon ya da bunalıma girebileceğinin altını çiziyor. Kimlik araştırmasına konu olanlar, demokratikleşme sürecinde kimliklerin anayasal bir güvence altına alınmasını ezici bir çoğunlukla (yüzde 74) savunuyor. Kamusal alanda ayrımcılığın, en fazla polis ve askeri güvenlik güçleri tarafından yapıldığına inanılıyor (yüzde 20).
Zaman