Türkiye'de gençler neden intihar ediyor?
Türkiye'de intihar eden erkeklerin yarısının 35, kadınların ise 25 yaşından daha küçük oldukları belirlenirken, kadınların daha çok psikolojik, erkeklerin de ekonomik nedenlerle intihar ettikleri ortaya çıktı
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan'ın, kadın intiharlarına ilişkin soru önergesine yazılı yanıt verdi.
Kavaf'ın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak verdiği yanıtta; 1974-1999 yılları arasında intihar ortalamasının yüz binde 2,28 olduğu ifade edilirken, 1996-1999 yılları arasında intiharlarda artış eğilimi görüldüğü ve 2006 yılı itibariyle ortalamanın yüz binde 3,88 kişiye ulaştığı bildirildi.
Mevcut TÜİK verilerine göre, 2002'de bin 392 erkek, 909 kadın, 2003'te bin 574 erkek, bin 131 kadın, 2004'te bin 681 erkek, bin 26 kadın, 2005'te bin 740 erkek, 963 kadın, 2006'da bin 782 erkek, bin 47 kadın, 2007'de bin 808 erkek, 985 kadın, 2008'de bin 924 erkek, 892 kadın intihar etti.
İntihar eden nüfus 15-34 yaş grubunda yoğunlaşıyor. Kadınlar, erkeklere oranla daha genç yaşta intihar ediyor ve intihar eden erkeklerin yaklaşık olarak yarısı 35, kadınların ise 25 yaşından daha küçük olduğu saptandı.
İntihar sebepleri
Diğer yandan, kadın intiharlarının nedenleri arasında yüzde 10,7 ile psikolojik nedenler ilk sırayı alıyor. Bunu, yüzde 9,3 ile aile içi tartışmalar, yüzde 6,7 ile aile baskısı ve psikiyatrik rahatsızlık, yüzde 4'le namus, çocuk olmama ve fiziki rahatsızlıklar takip ediyor.
İntihar nedenine ilişkin dosyalarda, kadınların yarısı hakkında bilgi bulunmuyor. İntihar girişiminde bulunan kadınların yüzde 49,3'ü bekarken, evli kadınların yüzde 13'ü 1 yıl ve daha az sürede evli olarak görülüyor. Erkek intiharlarının nedenleri arasında ise ilk sırada yüzde 23'le ekonomik nedenler geliyor. İkinci sırada yüzde 19,2 ile psikolojik rahatsızlıklar, üçüncü sırada yüzde 15,4 ile psikiyatrik hastalıklar bulunuyor.
Kavaf'ın, Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmasından verdiği bilgiye göre ise evlenmiş kadınlar hayatındaki en yaygın şiddeti eşlerinden görüyor.
Kadınların yüzde 39'u fiziksel, yüzde 15'i cinsel, yüzde 44'ü duygusal şiddete ve istismara maruz kaldığını belirtiyor.
Eşi tarafından şiddete maruz kalan her 3 kadından biri yaşamına son vermeyi denediğini belirtiyor.
CNN Türk
Bediüzzaman diyor ki...
Nevm, (uyku) nasıl ki bir rahat, bir rahmet, bir istirahattir-hususan musibetzedeler, yaralılar, hastalar için. Öyle de, nevmin büyük kardeşi olan mevt (ölüm) dahi, musibetzedelere ve intihara sevk eden belâlarla müptelâ olanlar için ayn-ı nimet ve rahmettir. Amma ehl-i dalâlet için, müteaddit Sözlerde katî ispat edildiği gibi, mevt dahi hayat gibi nikmet içinde nikmet, azap içinde azaptır; o bahisten hariçtir. (Mektubat, Birinci Mektup)
Kur'ân-ı Hakîmin küffarlar hakkında da bir nevi cihet-i rahmeti vardır ki, hayat-ı dünyeviyeyi onlara cehennem olmaktan bir derece kurtarıp bir nevi şek vererek, şek ile yaşıyorlar. Yoksa, âhiret cehennemini andıracak, bu dünyada dahi mânevî bir cehennem azâbı çekeceklerdi ve intihara mecbur olacaklardı. (Lemalar, On Üçüncü Lem'a)
Eğer şer'an intihar caiz olsaydı, elbette Rusun Başkumandanının ve İstanbul'u işgal eden İtilâfçıların Başkumandanlarının kendi idam etmek vaziyetlerine ve divan-ı riyasette elli meb'usun huzurunda ilk Reisicumhurun şiddetli hiddetine karşı tezellüle tenezzül etmeyen bir adam, elbette pek çok defa bir âdi jandarma ve gardiyanın ve âdi bir memurun tahkirkârâne ihanetleri ve iftiraları ve tazipleri ve ağır tâcizlerini gören adama (Bediüzzaman Said Nursi), elbette ölüm yüz defa hayattan daha ziyade ona hoş gelir. (Emirdağ Lâhikası)
Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki nâmına birşey bilmiyorum. Bütün ömrüm harb meydanlarında, esâret zindanlarında, yâhut memleket hapishânelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefâ, görmediğim ezâ kalmadı. Dîvân-ı harblerde bir câni gibi muâmele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan menedildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyâde, ölümü tercih ettim. Eğer dînim intihardan beni menetmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti. (Tarihçe-i Hayat, Isparta Hayatı)