Türkiye'yi AB'ye götürecek adımlar
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye'yi AB'ye götürecek adımların ruhban okulu, Kürtlere demokratik açılım ve Kıbrıs müzakereleri olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye'nin AB üyeliğine olan güçlü desteklerinin sürdüğünü belirterek, "Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması, Kürtlere yönelik demokratik açılımda daha fazla ilerleme kaydedilmesi gibi önemli jestler ve Kıbrıs konusunda gelişme sağlanması da Türkiye'nin AB umutlarını ileriye taşıyacaktır" dedi.
Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Yönetim Okulunda "Obama Yönetiminin Güneydoğu Avrupa Vizyonu" konulu konferans veren Gordon, Güneydoğu Avrupa'nın kalkınması ve siyasi entegrasyonunda bölgesel güçlerin, özellikle de Türkiye ve Yunanistan'ın oynayacağı önemli roller olduğunu belirtti.
Konuşmasında Türkiye'nin AB üyeliği, Kıbrıs ve Türk-Yunan ilişkilerinden de bahseden Gordon, Türkiye'nin yıllardır NATO'nun değerli ve aktif bir üyesi ve AB ile üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke olduğuna dikkati çekti.
Gordon, "Kararın bize ait olmadığını bilsek de Türkiye'nin AB'ye katılımını kuvvetle desteklemeyi sürdürüyoruz ve Türkiye'yi üyelik için gerekli olan demokratik ve siyasi reformlarda ilerlemesini sürdürmeye çağırıyoruz" dedi.
Bu reformların sadece Türkiye'nin AB'ye katılım arzusunu ileri götürmekle kalmadığını, aynı zamanda Türkiye'yi demokratikleştirdiğini ve modernleştirdiğini ifade eden Gordon, "Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması, Kürt halkına yönelik demokratik açılımda daha fazla ilerleme kaydedilmesi gibi önemli jestler ve Kıbrıs'ta gelişme sağlanması da Türkiye'nin AB umutlarını ileriye taşıyacaktır" diye konuştu.
Gordon, sözlerine şöyle devam etti:
"Başkan Barack Obama'nın dediği gibi, bu reformlar ve nihayetinde Türkiye'nin AB'ye katılımı, Türkiye için de AB için de iyi bir şey. Bunlar, Türkiye'nin Avrupa'daki konumunu sağlamlaştıracak ve AB'nin kendi gücü ve canlılığının devamını sağlayacaktır. Bizim görüşümüze göre, bu hedeflere ulaşmak için Türkiye ve AB, üyelik yolunda kalan gereksinimleri karşılamak için birlikte çalışarak, katılım sürecini canlandırmalılar. AB kendi açısından, reform hedeflerini yerine getirdiği müddetçe Türkiye'nin üyelik girişimine tam bağlılığını açıkça ortaya koyarak, ileriye gidiş ivmesinin devamını sağlayabilir."
KIBRIS
Kıbrıs meselesinin de gelişme kaydetmek için bölgesel liderliğin gerektiği bir başka konu olduğunu söyleyen Gordon, "Türk-Yunan ikili ilişkilerinin tam anlamıyla bir konusu olmasa da hem Türkiye hem Yunanistan, Kıbrıs'taki taraflara, aralarındaki farklılıklara kalıcı çözüm bulma yolunda çağrıda bulunarak önemli ve yapıcı roller oynayabilir" ifadesini kullandı.
Gordon, ABD'nin BM himayesi altında yürütülen Kıbrıs müzakerelerini desteklemeye devam ettiğini vurgulayarak, her iki tarafın da müzakerelerde "hatırı sayılır" çaba ortaya koyduğunu ve Kıbrıslı liderlerin, adayı iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon şeklinde birleştirecek adil ve kalıcı çözüm için bu müzakerelerin sunduğu fırsatı yakalamaları gerektiğini belirtti.
Türkiye ile Yunanistan'ın ikili ilişkilerinde son 10 yılda gösterdikleri dikkate değer ilerleme ve özellikle son aylarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu arasındaki yenilenen diyaloğun da kişisel diplomasinin gücünün yol gösterici ve umut verici bir örneğini oluşturduğunu kaydeden Gordon, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine olan desteklerini dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye ve Kafkaslara kadar uzanan barışçıl ve istikrarlı bir Avrupa vizyonlarının olduğunu sözlerine ekledi.