Gece gökyüzündeki aktif uyduların sayısı 2019'dan bu yana iki kattan fazla arttı. Yaklaşık 2 bin 200'den 5 bine yükseldi.

Bu çoğunlukla, uydular aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerinde internet sağlamayı amaçlayan bir SpaceX projesi olan Starlink'ten kaynaklanıyor.

Starlink, başlangıcından bu yana 2 binden fazla uydu fırlattı.

Ne yazık ki, bu kadar yaygın bir internet kapsamı oluşturmak için ihtiyaç duyulan binlerce uydunun muazzam bir dezavantajı var.

Yansıtıcı ışık çizgileri, kelimenin tam anlamıyla yer tabanlı astronomiyi engelliyor.

Evren araştırmalarını engelleyebilir

Geçen haftanın sonlarında, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), gökbilimcileri birleştirmek ve mega takımyıldızları geri püskürtmek için, IAU Uydu Takımyıldızı Girişiminden Karanlık ve Sessiz Gökyüzünü Koruma Merkezi olarak adlandırılan yepyeni bir merkezin kurulduğunu duyurdu.

Flinders Üniversitesi uzay arkeoloğu Alice Gorman ScienceAlert'e verdiği demeçte, "Bence bu gerçekten önemli, çünkü on yılın sonunda 100 bin yeni uydu olacağı tahmin ediliyor. IAU merkezi kritik çünkü bilgi ve uluslararası tepkileri koordine edebilecek ve astronomi topluluğu için güçlü bir tek ses sağlayacak." dedi.

Yer tabanlı optik ve radyo astronomi, Evreni araştırmak için birkaç koşula ihtiyaç duyuyor.

Optik teleskoplar için, yapay ışık kirliliğinden veya Güneş ışınlarını yansıtan parlak uydulardan uzakta, karanlık gökyüzü gerekiyor.

Öte yandan radyo teleskopları sessizliğe ihtiyaç duyuyor. Örneğin Kilometre Kare Dizisi (SKA) Gözlemevi, çok çeşitli radyo frekanslarını dinliyor.

Starlink ve diğer geniş bant internet mega takımyıldızları, bazıları SKA ile aynı bantta olan radyo frekanslarını da kullanıyor.

trthaber