Vahdeddin’e göre Atatürk'ün milliyeti

Vahdeddin’e göre Atatürk'ün milliyeti

Mustafa Kemal, kökeni belli olmayan Makedonyalı bir devrimcidir. Daha çok bir Sırp’a benziyor.

Soner Yalçın'ın yazısı:

Vahideddin’e göre Atatürk hangi millete mensuptu

Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Sultan Vahideddin’in gönderdiği tezi yine medyada yer almaya başladı. Bu sözleri sadece saltanat ve hilafet özlemi çeken medya dile getirmiyor. Peki, gerçek böyle mi? Gerçeği bulmanın tek yolu var; belgeler! Gelin İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivleri’ndeki bir belgeye göz atalım. Bakalım Vahideddin, ulusal mücadele için ne diyor; Atatürk’ün hangi milletten olduğunu söylüyor?

PUBLIC Record Office, Foreign Office Archives (Devlet Arşiv İdaresi, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivleri) 406/45’te kayıtlı; İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold’dan İngiltere Dışişleri Bakanı Lord George Curzon’a gönderilen; 23 Mart 1921 tarih ve 300 numaralı belge:

"Efendim,

22 Mart tarih ve 199 numaralı telgrafıma atfen, 21 Mart’ta, Fransız ve İtalyan meslektaşım ve bendenizin, Sultan Vahideddin tarafından sırayla huzura kabul edildiğimizi bildirme şerefine nailim.

Sultan’ın benimle, daha ayrıntılı olarak görüşmeyi arzuladığını anladım. Ayağıma kadar gelen bu fırsatı, Londra Konferansı’nın sonucunu meslektaşlarımıza arz etmek suretiyle değerlendirdim ki; teklif edilen antlaşmanın (Sevr) Türkiye tarafından kabulü, bizim almamız için beklememiz gereken Sultan’ın desteğine bağlıdır.

Sultan beni iki saat on beş dakika tuttu. Mr. Ryan bana eşlik ediyordu. Sultan yine, bir başka kişinin huzurda hazır bulunmamasını tercih etti. Maiyetinde çalışan memura kabulden önce yol verdi ve Mr. Ryan’dan tercümanlık yapmasını rica etti.

Sultan başlıca fikirlerini açıklarken umumiyetle olduğundan bile daha açık ve kesin ifadeliydi. Fakat söylediklerini tekrar ediyor ve sık sık duraksıyordu. Bu yüzden elinizdeki belge, görüşmenin tam sırasını gayretinde bulunmadan, konuşulanları her boyutuyla izlemenizi sağlayacaktır.

Sultan kendisine ve mevkiine gösterilen hürmetten ötürü minnettarlığını ifade etti. Mamafih, Anadolu’da durumun malum olduğunu söyledi: ’Bir avuç çeteci tam bir nüfuz kurmuşlar. Sayıları azdır fakat genellikle boynu bükük, mahcup ve fakir oluşlarından istifade ederek, bu zavallı millet üzerinde hákimiyet kurmuşlardır. Bunların gücü, sayıları 16 bine varan asker ve gelecekteki kişisel çıkarları için onlara omuz veren subaylardan ibarettir.’

Sultan, Bekir Sami Bey gibi bir adamın makul olduğunu ancak onu Londra’ya gönderenlerin büsbütün aşırı milliyetçi olduklarını belirtti.

Ben Londra görüşmelerinin ülkedeki iyi niyetli tüm unsurları, Sultan’ın rehberliği altında birleştirip canlandırılabilecek yeni bir yapı oluşturduğu ümidimi ifade ettim.

Sultan temelde aynı fikirde olduğunu, ancak ayrıntılar konusunda hemfikir olmadığını söyledi: Ankara liderleri, bu memlekette hiçbir dikili kazığı olmayan adamlardır; bu memleketle ne kan ne de bir başka bağları vardır. Mustafa Kemal, kökeni belli olmayan Makedonyalı bir devrimcidir. Kanı herhangi bir şey, örneğin, Bulgar, Yunan veya Sırp olabilir. O daha çok bir Sırp’a benziyor.

Bekir Sami Çerkez’dir. Onların hepsi aynı; Arnavutlar, Çerkezler, Türk hariç her şey. Aralarında gerçek Türk yoktur. Gerçek Türkler özüne sadıktır ancak, kendi esirliğinin hikáyesi gibi hayali yalanlarla Türkler sindirildi, aldatıldı..."

Hürriyet