'Ve iyyake nestein' o üç cemaatten herbirine râcidir
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
1 (وَاِياَّكَ نَسْتَعِينُ)
نَسْتَعِينُ’de müstetir zamir, نَعْبُدُ’nun fâili gibi, o üç cemaatten herbirine râcidir. Yani, “Bizim vücudumuzun zerratı veya ehl-i tevhid cemaatı veyahut kâinat mevcudatı, bütün hâcat ve maksatlarımıza, bilhassa en ehem olan ibadetimize, Senden iane ve tevfik istiyoruz.”
2 اِيَّاكَ kelimesinin tekrarlanmasındaki hikmetin;
Birincisi, hitap ve huzurdaki lezzetin arttırılmasına;
İkincisi, ayân makamının burhan makamından daha yüksek olduğuna;
Üçüncüsü, huzurda sıdk olup kizbin ihtimali olmadığına;
Dördüncüsü, ibadetle istianenin ayrı ve müstakil maksatlar olduklarına işarettir.
Bu iki fiili birbiriyle bağlayan münasebet, ücretle hizmet arasındaki münasebettir. Zira ibadet, abdin Allah’a karşı bir hizmetidir. İane de, o hizmete karşı bir ücret gibidir. Veya mukaddeme ile maksud arasındaki alâkadır. Çünkü iane ve tevfik, ibadete mukaddemedir.
اِيَّاكَ kelimesinin takdiminden doğan hasr, abdin, Cenâb-ı Hakka karşı yaptığı ibadet ve hizmetle, vesait ve esbaba olan tezellülden kurtuluşuna, işarettir. Lâkin, esbabı tamamen ihmal ve terk etmek iyi değildir. Çünkü, o zaman Cenâb-ı Hakkın hikmet ve meşietiyle kâinatta vaz edilen nizama karşı bir temerrüd çıkar. Evet, daire-i esbabda iken tevekkül etmek, bir nevi tembellik ve atalettir.
1 : “Ve yalnızca senden yardım dileriz.” Fatiha Sûresi, 1:5.
2 : “(Sadece) sana.” Fatiha Sûresi, 1:4.
Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz