Ve karşımızda Kâbe

Ve karşımızda Kâbe

Mukaddes beldelere akın eden 3,5 milyonun renkleri, dilleri, milliyetleri farklı ama duyguları aynı

Daha havaalanında ihrama girerken sarıyor sizi heyecan. Kalbinizin ritmi farklı atmaya başlıyor. Giyilen ihram kefen gibi bembeyaz. İki parça bezle, mahşer provasının yapılacağı Arafat'a giden bir yolculuğa başlıyorsunuz. Hz. İbrahim'in Kâbe'yi yeniden inşa ettikten sonra Ebu Kubeys Dağı'na çıkıp yaptığı davete icabet etmenin hazzını hissediyorsunuz. Sonra Allah'ın emrine itaat etmenin mutluluğuyla, "Buyur Allah'ım, emrine uydum geldim." anlamına gelen, "Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk..." nidalarını Kâbe'yi görene kadar dilinizden düşürmüyorsunuz. Uçak Cidde'ye inip sıcak hava bedeni sarınca heyecanın dozu daha da artıyor. Mekke'ye kadar sürecek yaklaşık 100 km'lik yol boyunca dillerde yine gürül gürül söylenen telbiyeler var.

Araç dağlar arasından, tüneller içinden yol alırken gözler Mescid-i Haram'ı arıyor. Bir süre sonra çanak şeklindeki dağların ortasında ışıltılı minareler görünüyor. İşte kutlu mabet karşınızda. İçinde Allah'ın evi, dışında dünyanın değişik ülkelerinden gelen milyonlarca Müslüman. Mihmandarlar telbiyeye başlıyor, arkasındakiler tekrarlıyor. Gözler, Kâbe'yi görme anına kadar yerde. Kimse göz ucuyla dahi olsa sütunların kıyısından köşesinden bakmak istemiyor. Duaların reddedilmediği an bu an. Buluşma vakti geldi. Bütün renkleri toplayan siyah örtüsüyle muhteşem mescit, Allah'ın evi, Beytullah, Kâbe, Beyt-i Atik, arzın merkezinden Sidret'ül Münteha'ya kadar uzanan nurdan helezonuyla karşımızda. Hacı adayları, zemindeki mermere çivilenircesine yere kapaklanıyor, kimileri iki büklüm gözyaşlarına boğulmuş, bazıları ellerini semaya açmış Allah'ın rahmetine sığınıyor. Sevdiğine kavuşan âşıklar, bir süre Kâbe karşısında içini döküyor. Cebinden çıkardığı dua ve isim listesini arz ediyor. Ardından cennetten gelen Hacer'ül Esved'i selamlama ile tavafa başlıyor. 7 kez Kâbe'nin etrafı dönülüyor. Tavaf alanına 70'e yakın peygamberin defnedilmiş olduğunu bilmek adeta insanın ayaklarını yerden kesiyor. İzdiham var, terden elbiseler birbirine yapışmış ama rahatsızlık vermiyor. Kendinizi, okyanusa yol bulmuş nehirdeki damla gibi hissediyorsunuz. Hac ibadetinde semboller öne çıkıyor. Mescid-i Haram'da bulunan Hicr-i İsmail'de namaz, Mültezem'de dua, Kâbe kapısına tutunarak Yaradan'a sığınmak, Rükn-ü Yemani'ye el sürmek, Hacer'ül Esved'i öpmek, Makam-ı İbrahim'de tavaf namazını eda etmek kutlu yolculuğun kilometre taşları. Hazreti Peygamber'in öptüğü Hacer'ül Esved'e yüz sürmek için Rükn-ü Yemani'den itibaren kuyruk başlıyor. Çoğunluk izdihama sebep olmamak için bu taşı eliyle selamlayarak avuç içini öpüyor.

Mültezem ve Kâbe kapısında hıçkırıklar birbirine karışıyor. Kâbe'nin yanında, yarım ay şeklinde, mermer bir duvarla örülmüş bölgeye Hicr-i İsmail deniyor. Hz. Hatice ile Hz. İsmail'in medfun olduğu bu yerde insanlar birbirinin sırtında namaz kılıyor. Çünkü burası Kâbe'nin içi sayılıyor. Kâbe'ye sarılanlar, yüzünü duvara yapıştıranlar ceyhuna dönüşen gözyaşlarıyla günahına ağlıyor. Kimi de kokusu sinsin diye yüzünü sürüyor Kâbe'nin örtüsüne. Coşkun gönüller gözlerini 7 kat sema ötesindeki Beyt-i Mamur'a dikmiş, 70 bin meleğin tavaf edişini seyrederek rahmet esintilerini duymaya çalışıyor.

Makam-ı İbrahim'de de büyük bir izdiham var. Burası, Hz. İbrahim'in Kâbe'yi inşa ederken kullandığı iskele taşının saklandığı yer. Beytullah'a 15 metre uzaklıkta. Kâbe inşa edilirken Hz. İbrahim'in ayağı taşa gömülüyor ve ayak izinin bulunduğu taş binlerce yıldır muhafaza ediliyor. Tavaftan sonra sırada zemzemi kana kana içmek var. Ardından Hz. Hacer'in Safa ile Merve tepeleri arasında 4 gidiş 3 gelişten oluşan koşusu (say) tekrarlanıyor. Ve sonunda tıraş olup ihramdan çıkılıyor. Hac aslında maziye ve atiye yapılan bir yolculuk. Geçmişte kalanları ve geleceği tefekkür etmek, insanı farklı bir boyuta taşıyor. Anlatması zor, yaşanması şart bir ruh hali.

Kâbe'nin yeni örtüsü hazır

Kâbenin yeni örtüsü tamamlandı. Arefe günü Kâbe'ye serilecek olan örtü, yüzyıllardır örtünün muhafızlığı görevini yürüten Al Eşşeybi ailesine törenle teslim edildi. 20 milyon riyale mal olan örtü, siyah saf ipekten 16 parça olarak dokunuyor. 14 metre yüksekliğinde ve 47 metre enindeki örtü yaklaşık 1 yılda tamamlanıyor.
 
Zaman