Vefatından önceki son çalışması Said Nursi'ydi
En yakın arkadaşlarından Prof. Dr. Faris Kaya, Abu Rabi'nin ardından bir yazı kaleme aldı
Risale Haber-Haber Merkezi
Risale-i Nur'ların dünya akademik hayatına taşınmasına büyük emekleri olan ve geçtiğimiz hafta vefat eden Prof. Dr. İbrahim Abu Rabi dualarla anılıyor. En yakın arkadaşlarından Prof. Dr. Faris Kaya, Abu Rabi'nin ardından bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
Eli Boş Gitmedi, Gidilen Yere…
İnsan hayatında bir hatırasının olduğu, sevdiği birisinden şu veya bu şekilde ayrılınca “keşke tanımamış olsaydım” dediği olur. İşte bu aciz için de İbrahim Abu-Rabi' öyle bir insandı. Her hafta olmasa da 15 günde bir telefonla konuşurduk desem mübalağa olmaz. Her defasında da Üstad Bediüzzaman’la ilgili yeni bir çalışmadan, yeni bir projeden söz ederdi.
İstanbul’a gelmek onun için bir tutku idi. Herhalde isteyip de yapamadığı işlerin başında Türkçe öğrenmek gelir. Hatta bu son ebedi yolculuğa çıkmadan iki gün önce (15 Haziran Çarşamba günü) aramıştım. Bir arkadaşımız yine onun desteği ile Alberta Üniversitesine gidecekti. O da ‘’ah’’ dedi, ‘’ben de Cuma günü Almanya’ya bir konferansa gideceğim oradan da 10 günlüğüne Amman’a sıla-i rahim için geçeceğim’’ dedi. “Acaba İstanbul ‘a gelemez misin?” deyince; maalesef çok istiyorum fakat zamanım az, ancak yaz sonu gibi gelip biraz kalmayı düşünüyorum demişti.
İşte onun ebedi yolcuğu böyle başladı ve tekrar Kanada’ya ailesine döneceği günü sabaha karşı saat dörtte bütün uyandırma telefonlarına cevap verememişti ve otel görevlileri polis marifetiyle odasını açtıklarında o çoktan ebedi aleme göçmüştü. Otopsi raporu ‘kalp krizini ‘ işaret ediyordu. Evet, şekeri ve tansiyonu olduğunu biliyorum. Allah rahmet eylesin, cennetiyle seni mükâfatlandırsın YA AKH İBRAHİM (brother yerine hep Akh demeyi tercih ederdi). Sen eli boş gitmedin.
Gidilen yere asrın davasını, iman ve Kur'an hizmetini başta Amerika olmak üzere Avustralya, Endonezya, Filipinler ve Kanada gibi birçok yere taşıdın. Bizler bunun şahitleriyiz. Elinde dünyanın en itibarlı yayın evlerinde yayınlanmış birçok kitabınla huzura gittin. Bizler buna da şahidiz. Vefatınla dünya çalkalandı. Bir çok müşterek dost için de onun müstesna bir yeri var, çünkü Onları Said Nursi’nin fikir ve düşünceleriyle, Nur cemaatiyle o tanıştırmıştı. Onun dostlarını da teselli eden buydu. Müsterih ol aziz kardeşimiz ve rahat uyu. İmanına, gayretine ve ümmeti yanlışlardan korumak için çabalarına şahidiz. Rabbim şefkatiyle muamele etsin, taksiratını affetsin.
Sene 1996 veya 1997 idi. Müşterek dostumuz Hakan Yavuz bana “The Muslim Worl dergisinin editörü İbrahim Abu-Rabi' var. Ona Risaleleri tanıtmamız lazım. Eğer o bir tanırsa hem dergide özel sayı yapar hem de çok güçlü bir akademisyen. Risaleleri batıda, bilhassa ABD'de tanıtır" demişti. Aradan bir müddet geçti telefonda hala kulaklarımda canlı gibi bir ses “ben İbrahim Abu-Rabi” dedi. “Sizinle tanışmak istiyorum, Hartford Seminary’den sizi arıyorum” diye ekledi.
İlk tanışmamız telefonda olmuştu ve takriben bir sene sonra İstanbul’a gelinceye kadar en az ayda bir kaç defa telefonda görüşmüştük. Defalarca beni ABD’ye davet etti gidemedim. Yine bir gün üniversitede odamda iken aynı ses bu sefer sanki daha yakından geliyordu ve İstanbul’da olduğunu söyledi. Hemen gitmek istediğimi söyledim ve akşama doğru anlaştık, yatsı namazında Süleymaniye camiinde buluştuk ve o akşam farklı iki dost meclisinde sohbetlere iştirak ettik. Böylece ebede kadar uzanacak kardeşlik yolculuğu başlamış oldu.
Merhum İbrahim Abu-Rabi' Risale-i Nurları böylece tanımış oldu ve her geçen gün yeni projeler ve yeni çalışmalar gündemimizi oluşturdu. Dünyaca ünlü The Muslim World dergisinin özel sayısından sonra 20 kadar makalenin yer aldığı Islam at the Crossroads: On The Life and Thought of Bediuzzaman Said Nursi, akabinde Islam in Modern Turkey: An İntellectual Biyografi of Bediuzzaman Said Nursi (Bu eser daha sonra dokuz dile tercüme edildi), Spiritual Dimensions of Bediüzzaman Said Nursi ve son olarak da Justice and Resurrection in the Thought of Bediuzzaman Said Nursi gibi eserlerin editörlüğünü yaptı ve batının SUNY PRESS gibi en önde gelen yayın evlerinden çıkmasına vesile oldu. Hatta merhum, 40 kadar makalenin yer alacağı ve Risale-i Nurların daha iyi anlaşılmasına hizmeti hedef alan The Companion to Bediuzzaman Said Nursi adlı bir kitabın hazırlığı içindeydi. Bu kitabı dünyanın en eski yayınevlerinden olan Brill Yayınevi’nden çıkması için anlaşma yapmıştı ve yazarlara duyuruda bulunmuştu. Maalesef ömrü yetmedi.
Büyük deprem senesi idi ve İbrahim AbuRabi' Fatih’te bir evde kalıyordu. Malezya Milli Üniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası bir Risale-i Nur Sempozyumu için 18 Ağustos günü birlikte Malezya'ya gittik. Yeni evli olmasına rağmen eşini burada bırakmış ve bizimle birlikte o sempozyuma gelmişti. Hatta hiç unutmam, iki günlük uluslararası sempozyumun kapanış panelinde bir akademisyen ‘Risalelerin insanlık için çok faydalı olduğuna inandım ancak bunu hayata nasıl uygulamalıyız’ diye sormuştu. Orada olanlar bilir, bir an bir sessizlik oldu. Merhum hemen bir cevap verdi: ”Dershane açmanız lazım.” Sonra dershanenin Risale-i Nur hizmetinde ne anlama geldiğini ve Risalelerin toplumsal hayata dershanelerle ile nasıl etkili olduğunu uzunca izah etmişti. O an o üniversitenin öğretim üyelerinden Abdurrauf Hoca kendi lojmanını eşyalarıyla birlikte ilk dershanenin açılması için vermişti ve böylece Malezya’da ilk dershane hem de en büyük üniversitenin kampüsünün içinde açılmıştı. Hiç planda olmamasına rağmen ertesi gün bir Endonezya seyahati yapalım dedi ve kalabalık bir grup halinde Cakarta’ya gidildi. Tanıdık kimseler olmadığı için biraz zor bir seyahat olmuştu. Ancak daha sonraki seneler Jawa, Sulawasi ve Sumatra adalarında 16 farklı üniversite tarafından sempozyumlar düzenlendi ve bunların çoğunda merhum hazır bulunmuştu. Yine Avustralya’ya iki defa birlikte seyahatimiz oldu ve Melbourne üniversitesinde ve Sydney'de Risaleler üzerine konferanslar yapılmıştı.
Yine İbrahim Abu Rabi’nin teşvik ve desteğiyle ilk defa uluslararası akademik istişareler yapılmıştı. Bu arada Bursa, Manisa, Kayseri, Konya, Ankara, Trabzon ve Van gibi şehirler gezilmiş farklı alanlarda konferans ve toplantılar yapılmıştı. Merhum, gidilen her yerde ‘kırk yıllık dost’’ gibi sıcak münasebetler kurar ve karizmatik davranışlarıyla ilgi odağı olurdu.
İbrahim Abu-Rabi' kendisini “Ben Osmanlıyım” diye ifade ederdi. Evi de öyleydi gerçekten, tam anlamıyla bir “hanedan evi” idi. Bu yazıyı okuyan birçok dost bunun şahididir ki evi bir otel gibi idi. Birçok arkadaşımızı günlerce hatta aylarca evinde misafir etmiştir. Bizlerin ziyareti ile evinde her din ve milletten davetlinin katıldığı hizmete medar yemekler ve toplantılar olurdu. O çok sıcak bir dosttu, bir kardeşti ve gerçek bir Halil idi. Allah rahmet eylesin, şefkatiyle muamele etsin.
Çok mütevazı, vefalı, fedakâr, gayretli, müteşebbis ve sıcak bir insandı. Her kesimden dostu vardı. Kendisi Filistinli olmasına rağmen diyebilirim ki en yakın dostları arasında Yahudi kesimden insanlar da vardı. Prof. Dr. Norton Mezvinsky ve Prof. Dr. Ilan Pappe gibi anti Siyonist Yahudi akademisyenleri bunların başında gelirdi..
Birçok dil bilirdi. İngilizce, Arapça, Malayca, Fransızca, İbranice ve orta derecede Türkçe konuşurdu. O İngilizceyi çok hâkimdi. İnsan onu dinlerken adeta bir müzik parçası dinler gibi zevk alırdı. Konuşması ve anlattığı konulara tatlı, rahat, akıcı, selis ve doyurucu idi. Kaç defa İngiliz akademisyenlerden duymuşumdur. Bir defasında Hartford Seminary'nin rektörü Profesör Heidi Hadsell, merhumun bir konuşmasından sonra “senin ilmini bilirdim de İngilizceyi bu kadar güzel konuştuğunu bilmiyordum, tebrikler” diye ona iltifat etmişti. Zeki ve hafızası güçlü bir akademisyendi. Her konuda derin bilgisi vardı. Bilhassa İslam dünyasıyla ilgili siyasi ve sosyal tarih bilgisi çok derindi. Diyebilirim ki tanıdığım akademisyenler içinde en fazla kitap okuyan bir insandı.
Evinin alt katı 40.000 kadar kitabın bulunduğu tam anlamıyla bir kütüphane idi. Bir çok yere birlikte seyahat ettik ve her gittiğimiz yerde mutlaka bir kitapçı arar 3-5 demeden kitap satın alırdı. Bunu İslamaabat'da da yapmıştı. Çok okur ve okuduğunu unutmazdı. Bir defasında meşhur Marksist Antonio Gramsci’den bahsetmiş ve ‘’fikren farklı düşünsem de onun bir yönünü takdir ediyorum” demişti. Gramsci, Mussoluni'ye meydan okumuş ve ona nispet ederek idam edileceği gecenin sabahına kadar Çince öğreten kitaplar okumuştur.’’ demişti.
Okumak, okumak, okumak derdi. Uzun uçak yolculuklarında yeni almış olduğu bir iki kitabı bitirirdi. Üstadın ilme olan hâkimiyetini her fırsatta dile getirir ve bilhassa Mesnev-i Nuriye’nin mutlaka şerhli olarak İngilizceye tercüme edilmesini isterdi. Bu konuda bir iki teşebbüsü de oldu ancak akim kaldı. Herhalde yapamadığı için pişmanlık duyacağı işlerin basında Mesnevi-i Nuriye’nin İngilizceye tercüme edilemeden gitmesi gelir. Kısacası çok azimli ve gayretli idi. Gençlerin çok okumaya ve yazmaya ihtiyacı olduğunu dile getirir ve hayıflanırdı.
İbrahim Abu-Rabi' Filistin’de Hz. İsa'nin (a.s.) doğum yeri olarak da bilinen Nazareth'da dünyaya gelmiş ve 12 kardeşli kalabalık bir ailenin çocuğuydu. İşgal altındaki her Filistinli genç gibi o da malum makus talihi yenmek için gayret sarf etmiş. Yörenin yabancı dilde eğitim veren okullarını üstün derece ile bitirmiş ve nihayet üniversite sonrası eğitim için ABD’nin gözde üniversitelerinden Temple universitesinde yüksek lisans ve doktorasını yapmıştır. Ailesiyle aracında şehit edilen Filistinli Profesör İsmail Faruki’nin talebesidir. Akabinde Hartford Seminary’de öğretim üyesi olarak göreve başlamıştır. Uzunca bir müddet Hartford Seminary’de görev yapmış ve özellikle The Muslim World dergisinin editörlüğünü yapmıştır. Bu arada Hartford Seminary’nin bir Hıristiyan misyoner kuruluşundan Müslüman-Hıristiyan diyalogu merkezine dönüşmesinde büyük katkısı olmuştur. Halen Hartford Seminary’nin kadrosunda İslam uzmanı dört profesör bulunmaktadır. Bundan 3 sene kadar önce de dünyanın önemli üniversitelerinden Kanada Alberta Üniversitesi’nde İslam Araştırmaları kürsüsü başkanlığı vazifesini üstlendi.
Yazdığı Kitaplar:
Editor of Theodicy and Social Justice in Modern Islamic Thought: The Case of Bediuzzaman Said Nursi (Ashgate Press, August 2010.
Editor, The Critical Islamism Reader, from the University of Alberta Press, 2010.
Editor of Spiritual Dimensions of Bediuzzaman Said Nursi’s Risale-i-Nur (Albany: State University of New York Press, July 2008).
Editor of Contemporary Islamic Conversations: M. Fethullah Gulen on Turkey, Islam, and the West (Albany: State University of New York Press, March 2008).
The Blackwell Companion to Contemporary Islamic Thought (Oxford: Blackwell Publishers, 2006). PP. 700.
Translation of Fouad Zakariyya’s Myth and Reality in the Contemporary Islamist Movement (London: Pluto Press, 2005).
Turkish translation of my English translation of Fouad Zakariyya’s Myth and Reality in the Contemporary Islamic Movement, Cagdas Islamci Harekette Hakkat ve Hayal (Istanbul: Kapi 2007).
Editor of Sukran Vahide’s Islam in Modern Turkey: An Intellectual Biography of Bediuzzaman Said Nursi (Albany: State University of New York Press, 2005).
German translation of the above, Islam in der modernen Turkei (Berlin: LIT, 2009).
Contemporary Arab Thought: Studies in Post-1967 Arab Intellectual History (London: Pluto Press, November 2005).
Turkish translation of Contemporary Arab Thought, Cagdas Arap Dusuncesi: 1967 Sonrasi Arap Entelektuel Tarihi Arastirmalari (Istanbul: Anka, 2005). 568 pp.
Modernlik ve Cagdash Islam Dushuncesi (Istanbul: Yonelish, 2003).
Editor, Islam at the Crossroads: On the Life and Thought of Bediuzzaman Said Nursi (Albany: State University of New York Press, 2003).
Arabic Translation of Islam at the Crossroads, al-Islam ‘ala muftaraq al-turuq (Cairo: Sozler, 2005).
Turkish translation of Islam at the Crossroads, Yollarin Ayrilis Noktasinda Islam: Bediuzzaman Said Nursi Hayati ve Gorusleri (Istanbul: Gelenek, 2004).
Co-Editor, September 11: Religious Perspectives on the Causes and Consequences (Oxford: Oneworld Publications, 2002).
Bosnian translation of Intellectual Origins of Islamic Resurgence in the Modern Arab World (2002). See Enes Karic, Tumachenje Kur’ana I Ideologie XX Stolejeca (Sarajevo: Bemust, 2002).
Turkish translation of Intellectual Origins of Islamic Resurgence in the Modern Arab World (Istanbul: Yonelish, 2000).
Intellectual Origins of Islamic Resurgence in the Modern Arab World (Albany: State University of New York Press, 1996).
Reprint of Intellectual Origins of Islamic Resurgence in the Modern Arab World (Albany: State University of New York Press, 1997).
Editing, Islamic Resurgence and the Challenge of the Contemporary World: A Round-Table Discussion with Professor Khurshid Ahmad (Tampa: The World and Islam Institute, 1994).
2nd enlarged edition, Islamic Resurgence and the Challenge of the Contemporary World: A Round-Table Discussion with Professor Khurshid Ahmad (The Institute of Policy Studies, Islamabad, Pakistan, 1995).
Urdu Translation of Islamic Resurgence and the Challenge of the Contemporary World: A Round-Table Discussion with Professor Khurshid Ahmad (The Institute of Policy Studies, Islamabad, Pakistan, 1995).
Editing and writing the introduction to Elmer Berger’s translation of The Pearls of Wisdom by the North African Mystic Ibn al-Sabbagh (Albany: State University of New York Press, 1993).
Spring 1996: Reprint of my edited work, The Pearls of Wisdom by the North African Mystic Ibn al-Sabbagh (Albany: State University of New York Press)