Yanan İmanlara Koşan Gençler

Yeşim Bölükbaşı’nın yazısı

Nereye gittikleri anlaşılmayan çok yollar vardı önümüzde. Yükümüz ağır ve bizlerde gayet acizdik. Ne zaman Kuran Hakikatlerine tutunduk, işte o zaman yollar aydınlanmaya başladı. Biz artık bu hakikatleri içimize sığdıramıyorduk. Yanan imanlara koşmanin vakti gelmişti. Koşacaktık, koşmalıydık. "Teessür ve ızdırap karşısında kalpten bir parça kopsa idi, bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince paramparça olması lazım gelirdi" İşte bizde böyle paramparça olmuştuk. İslama vurulan darbenin en başta kalbime indiğini hissediyorum." diyen İslam Büyüğü gibi kalbimizde firtınalar kopuyordu. Bir genç intihar etmiş, haberini duymamak için, yaşatmak için yaşamalıydık.

Derdimiz hasta değil, hastalıktı. Hedefimiz, Bir doktor gibi insanların manevi nabızlarını dinleyip, önüne Kuran Hakikatleri reçetesini koyup tedavi etmekti.

Günler geçiyordu. Bizler ise İslam'ın bir hakikatini yaşatmaya vesile olmadığımız bir günü günden saymıyorduk. Her bir saniyemizi dahi faniliğin elinden kurtarıp, ebedî hayatımızı kazanmaya ve kazanılmasına vesile olmaya harcamalıydık.

Sonra "Aşksız yürüyen beden ceset taşır"dedik çıktık yola. İçimize sığdıramadıgımız ve artık dışarı taşan her bir hakikat bize "İslam" diye haykırıyordu. Bir de baktık, aşk bizim için beş harf olmuş. "ALLAH"...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
8 Yorum