Yasaklar ve samimiyet; Alkole neden dokun(a)mıyorsunuz?

Neden böyle bir yazıyı yazma ihtiyacı hissettim?

Yazılarımı, psikiyatri polikliniğinde sık rastladığım ve tedavisi için zorlandığım, daha neler yapılabileceği ile ilgili kafa yorduğum vakalardan yola çıkarak yazıyorum.

Bu aralar SUDGE (sürücü davranışları geliştirme eğitimi) nedeniyle bir yoğunluk yaşıyoruz. Alkolden dolayı ehliyetini kaptıranlar, tekrar ehliyet alabilmeleri için SUDGE denilen bir eğitim süzgecinden geçiyor. Eğitimi başarıyla bitiren tekrar ehliyetine kavuşabiliyor. Eğitimi alabilmesi için psikiyatrinin onayı lazım ve ben de bu durum ile ilgili gerekli muayenelerini yapıyorum, onaydan sonra eğitime katılabiliyorlar. Kolay kolay da onay vermiyorum. Fakat bir sosyal baskı hissediyorum.

Bu yüzden bugünkü konuyu alkole ayırdım. Çünkü sadece bu eğitim için değil, alkolün yol açtığı başka ruhsal sorunlarla da psikiyatri polikliniklerinde kapımız sürekli aşınıyor.  Yazacağım yazı alkol kullananları rencide etmek veya bir kenara itmek değil, tedavi ve çözüm için bir yol aramak aslında…

Ailelerin dağılmasına, boşanmaların artmasına ve çocukların huzurlu bir ortamda büyümesine engel olan en büyük sebeplerden biri de alkoldür. Alkol sadece kullanan kişiye zarar vermez, ayrıca çeşitli sonuçlarıyla hem ailevi huzuru hem de toplumsal huzuru bozar. Bu yüzden herkesi ilgilendirir.

Alkol kullanım bozukluğu; yol açtığı tahribatları nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur. Alkol kullanım bozukluklarının yol açtığı problemleri üç başlık altında toplayabiliriz.

Birincisi; kullanan kişiye zarar vererek çeşitli hastalıklara ve ölüme yol açabilir.

İkincisi; Ailevi huzuru ve toplumsal huzuru bozabilir. Alkol etkisi altında iken suç işleyenlerin sayısı on binleri geçer. Alkol nedeniyle oluşan karşı tarafla ilgili ölümlü ve ağır yaralanmalı trafik kazalarının haddi hesabı yoktur.

Üçüncüsü; ülke ekonomisine ciddi oranda zarar verir. Alkolden kaynaklı hastalıkların tedavi masraflarının tamamı devlet tarafından karşılanmaktadır. Bütün tedavi masrafları hesaba katıldığında ciddi oranda devletin kasasından (yani bizim cebimizden) para gittiği görülecektir. Alkolden alınan vergiler belki cazip gelebilir fakat o paradan hayır gelmez. Ayrıca verdiği maddi kayıplar kazandırdığı uğursuz paradan hayli fazladır.

Bu nedenle hastaların kendi sağlığı, ailevi huzur, toplumsal huzur ve devletin ekonomisi için her türlü tedavi girişimine açık olmalıyız.

Neler yapılmalıdır?

- Alkol kullananların sağlık masraflarının kendileri tarafından karşılanması gerekir. Alkol kullanan kişi kendi bedenine bilerek zarar verdiğinden sağlık nedeniyle yatırdığı sigorta primi yüksek olmalıdır.

-Caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Örneğin bir kişi alkollü iken hususi otomobil sürüyorsa kandaki alkol miktarı 0,5 promil üstü ise ceza alıyor. Otobüs gibi ticari araç kullanıyorsa 0,2 promil üstü ceza alıyor ve ehliyetlerine 6 ay el konuluyor. Mantıksızlık burada başlıyor. Gerekçe olarak deniliyor ki otobüs kullanan kişi başka yolcu da taşıdığı için dikkatli olmalıdır, bu yüzden içtiği alkolün kan miktarı 0,2 promili aşmayacak. Peki hususi otomobil kullanıp başkasına çarpan ve kanında 0,5 promilden az alkol çıkan kişinin ehliyetine de el koymak gerekmez mi?

-Sigara için yapılan kısıtlamalar, alkol için de yapılmalıdır. Alkolün verdiği binlerce zarara rağmen sürekli sigara yasaklarının gündemde tutulması bence bir akıl tutulmasıdır. Çünkü alkol bedene, aileye, komşuya, aliye, veliye, ülkeye herkese zarar verir. Sigara nedeniyle kaza geçiren kimse duydunuz mu? Fakat alkollü araç kullanma nedeniyle ölüme sebebiyet veren kazaların sayısı on binleri geçmektedir. Sadece bu bile alkolün sınırlanması için yeterli bir sebeptir. Alkolün etkisi altında işlenen cinayetlerin sayısı saymakla bitmez. Gazetelere baktığımızda cinayet, taciz, kaza, şiddet olaylarına katılanların çoğunun alkollü olduğu görülecektir. Alkolün zararları herkes tarafından bilinmesine rağmen maalesef yeterince önlem alınmamaktadır. Ülkemizdeki suç oranlarına bakıldığında bunların yüzde 60-75'inin alkol ve maddeden kaynaklandığı görülecektir.

Alkol ile ilgili yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor;

‘‘Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları, birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?' (Mâide Sûresi, 90,91.)

Ayrıca yasaklarla ilgili hadisler de vardır. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki; “İçki bütün kötülüklerin anasıdır.”

"Hem sarhoşluk verici, hem uyuşturucu maddelerden ümmetimi men ederim." (Buhari)

"Şu Muhakkak ki hamr (içki) deva değildir, bilakis marazdır." (Müslim, Ebu davud, Tirmizî)

“Cenab-ı Hak; Şarabı, içene, dağıtana, satana, alana, saklanmasını isteyene, yüklenip götürene, parasını yiyene lanet ediyor." (İbn-i Ömer (R.A)dan naklen, Ebu Davud ve Tirmi-zi’de)

Hz. Ali, “İçki küpüne parmağım batsa, o parmağı keser atarım” demiştir.

Alkol kullananların aile hayatı da çok uzun sürmez. Evlilik devam etse bile sağlıklı çocuklar o ailede yetişmez. İleride o çocuklar bir sürü ruhsal sorunlarla boğuşup durur. Bu yüzden alkol sadece bu zamandaki nesli değil gelecek nesli de etkilemektedir.

Aile mefhumunun korunması, kaza ve suç oranlarının azalması, toplumsal huzur ve ekonomik düzelme için alkole yönelik ciddi manada caydırıcı cezalar olmalıdır. Ayrıca tedavi için din ve maneviyatın dahil olduğu her türlü argüman kullanılmalıdır.

Dipnot; Uyuşturucu ile mücadelenin ilk adımı alkol yasağıyla başlamalıdır. Bu olmayınca uyuşturucu ile mücadele akim kalmaktadır. Çünkü alkol, uyuşturucuya ulaşmak için bir köprüdür. Bir kişi uyuşturucuya bulaşmadan önce alkol kullanır, sonradan oraya ulaşır. O köprüyü yıktığınızda uyuşturucu ile irtibatını büyük oranda kesersiniz.

Uyuşturucuyu yasaklamaya sebep olan hikmetlerin on katı alkol için de varken neden alkol yasak değil? Veya sigara alkolden daha az zararlı neden sigara yasak da alkol değil. Size de mantıksız gelmiyor mu?

Birkaç sefih kişinin çığırtkanlığı yüzünden korkmaya gerek yok. Bu sorun çok büyük bir sorundur herkes mes’uldür.

Birkaç yıl önce yaşlı bir kadını muayene için getirmişlerdi. Yaşlı kadının iki torunu kaldırımda otururken sarhoş bir sürücü kaldırıma çıkarak ikisine çarpmış ve onların ölümüne sebep olmuştu. Yaşlı kadın bunun etkisinden kurtulamadığı ve depresyona girdiği için tedavi başlamıştık. Siz kadının yerinde olsaydınız ne yapardınız ve kendinizi nasıl hissederdiniz?

Garip bir tevafuktur ki o gün yaşlı kadın çıktıktan sonra sigara bırakmak için gelen orta yaşlı bir adamın, aldığım öykü ve yaptığım muayenesinde sigaradan daha büyük sorunlarının olduğunu öğrenmiş ve sigarayı şu an bırakmamasını önermiştim.

Çünkü adam devlet adamlarımızın bu kadar sigara yasağı üzerinde durmasından olacak ki gün aşırı aldığı alkolü sorun olarak görmüyor, içtiği sigarayı sorun olarak görüyordu. Alkolden uzaklaştırmak için adamı ikna edemeyince (muhtemelen alkolün etkisindeydi) eşini çağırmıştım. Eşi “odasına çekiliyor bize bir zararı yok” demişti. Ben de kızarak az önce yaşlı kadının hikayesini anlatmış ve “size zararı yok ama bize olabilir” demiştim. Fakat yine ikna olmamışlardı. Devlet büyüklerimiz sağolsun! Adama “sizi şu an yılanlar ısırıyor fakat siz benden sinekleri uzaklaştırmamı istiyorsunuz” diyerek sigara için tedaviye başlamayacağımı söyleyip geri göndermiştim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum