Yazarların ölüm düşünceleri

Yazarların ölüm düşünceleri

Sabah yazarı Huncal Uluç ve Radikal yazarı Türker Alkan, pazar günkü köşelerini ölüme ayırdı. İşte iki yazarın ilginç ölüm düşünceleri

Risale Haber-Sabah yazarı Huncal Uluç ve Radikal yazarı Türker Alkan, pazar günkü köşelerini ölüme ayırdı. İşte iki yazarın ilginç ölüm düşünceleri

Hıncal Uluç-Sabah:

Ölüm ve ölmek üzerine düşünceler..

Pazar günü ölümden söz edilir mi?.. Aslında ölümden söz edilir mi?.. Tabu laflardan biridir bu, dünyanın hemen her yerinde.

Belki de bu yüzden kıyamet koparmıştı, Elizabeth KublerRoss'un kitabı "Death and Dying/ Ölüm ve Ölüş.."
Kubler- Ross "Bizim kültürümüzde ölüm korkusu çok kuvvetlidir" diyordu.. " Oysa dünyada ölümü normal bir geçiş kabul eden kültürler vardır. Huzur, barış ve itibar dünyasına geçiş.. O yüzden onlar ölümden bizim kadar korkmazlar.."
Kitabını bu yüzden yazmış.. Ölümü anlatmak, onun dehşet verici korkunç bir olay olmadığını söylemek için..
"Bizde ölüm soğuk, sevimsiz, verimsiz, mekanik bir olaydır.. Ölümden nefret ederiz.. Ölümden sakınırız.." diyor..
Oysa..
Oysa..
"Eğer anlamaya çalışırsak, ölüm aslında çok yaratıcı bir güçtür. Yaşamın en yüksek ruhsal değerleri, ölümü düşünmek ve analiz etmekten kaynaklanır."
Oysa..
"Çocuklarıma dedim ki, ben öldüğümde balonları göklere salın.. Mezuniyet törenimi kutlayın. Benim için ölüm mezun olmaktır."
Oysa..
"Sadece ve sadece dünyada çok sınırlı bir zamanımız olduğunu ve bu zamanın ne zaman biteceğini asla bilemeyeceğimizi anladığımızda, işte o zaman her günümüzü dolu dolu, her günümüzü sahip olduğumuz tek gün gibi yaşamaya başlarız.."
Oysa..
"İnsanlar aynalar gibidir. Işıkta ve güneşte hepsi yansırlar. Ama bir defa karanlık indi mi, sadece içlerinde ışık olanların gerçek güzelliği ortaya çıkar.."
Oysa..
"Bir gün kendi yaşamlarından sorumlu olacak gelecek kuşağa çocuklarımıza öğretmeliyiz ki.. İnsanlığın en büyük armağanı, ayni zamanda en büyük laneti, özgür seçim hakkımızın oluşudur. Seçimlerimizi sevgi, ya da korku üzerine bina etmek bizim elimizdedir."
Oysa..
"Hata yoktur.. Tesadüf yoktur.. Olup biten herşey ders almamız için bize sunulan nimetlerdir.."
Oysa..
"Bizi korkutan şey fiziksel vücudumuzun sona ermesi olmamalıdır. Bizi asıl ilgilendiren şey, hayatta iken yaşamak olmalıdır. Yaşarken yaşamak.."
...........
Ne diyorsunuz?..
Bir Pazar gününü bütün keyfi ile yaşamak, yaşamaya hazır olmak için, 15 dakika ölümü düşünmek yararlı mı değil mi?..
Ölüm korkusu içinde yaşamakla, yaşamın nasıl sınırlı olduğunu bilerek, tadını çıkarmak arasındaki seçim sizin..
Özgür seçim..
Korku, ya da sevgi içinde yaşam seçimi sizin..
**

Türker Alkan-Radikal

...

Ölüm gerçekten korkunç bir şey midir? Ölümle karşılaşan, hatta bir süre için kalbi duran kişilerin hemen hepsinin söylediği bir şey var: “Ölüm hiç de acı veren  korkunç bir şey değil” diyorlar. Ölenlerin yüzlerinde de genellikle huzurlu, mutlu bir ifadenin bulunduğu söylenir. Benim yakından gördüğüm tek ölü yüzündeki yarım kalmış bir tebessümü hiç unutamam. Ölen (kalbi duran) sonra ölmekten vazgeçerek geri dönen Metin Münir de ‘öte âlemi’ anlatmaya çalışırken ‘İçinde kötü ve huzursuzluk veren tek bir sözcüğün bile bulunmadığı bir sözlük gibi,’ betimlemişti ölümü.

...

İki konu vardır ki insanı çok meşgul eder: Yaşam (cinsellik, eros) ve ölüm. Çekilen filmlerin, yazılan romanların, şiirlerin çok büyük kısmı bu iki konuyla ilgilidir. Fakat bu sanat eserleri de ölümü her zaman olumsuz biçimde göstermez. Yahya Kemal değil miydi “Ölüm âsûde bahar ülkesidir bir rinde/Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter./Ve serin serviler altında kalan kabrinde/Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter” diye tasavvuf ehlinin ölüme bakışına alkış tutan?

...

Ama aceleye gerek yok. Bu büyük sırrı bir gün nasıl olsa çözeceğiz. Hepimiz.