Yılbaşında hayatımızı bir gözden geçirsek mi?

Yılbaşında hayatımızı bir gözden geçirsek mi?

Harcadığımız senenin sonunda, harcayacağımız senenin de başında kendimizi bir hesaba çeksek, hayatımızı bir gözden geçirsek mi?

Ahmed Şahin'in yazısı:

Yılbaşında hayatımızı bir gözden geçirsek mi? 

Bir yılı harcayıp yeni bir yılı daha harcamaya yöneldiğimiz yıl başlarında Şibli Hazretleri'nin sözlerini hatırlamakta fayda var gibi geliyor bana.
Ancak önce Şibli kimdir, onu kısaca bir tanıyalım, sonra ikazını incelemeye geçebiliriz.

Bilindiği üzere Hicri 334'te Bağdat'ta vefat etmiş olan Şibli, Cüneyd-i Bağdadi'nin çok değerli bir talebesi, İmam-ı Malik'in hadis kitabı Muvatta'ı da ezberlemiş bir hadis alimi ve tasavvuf önderidir. Bağdat halkı ona 'İmam-ı Şibli' unvanını layık görmüştür. Zira Şibli Hazretleri, sadece sözle ikaz eden bir mürşid değil, aynı zamanda fiilen yaşayarak örnek olan bir alimdir. Konuşmalarında kullandığı ilk cümle hep aynıdır:

- Ey Müslümanlar! Aylar seneler geçiyor, hesaba çekilme zamanımız yaklaşıyor. Öyle ise orada hesaba çekilmeden önce burada kendinizi hesaba çekin!..

Bir gün bir hürmetkârı dayanamayıp sorar:

- Her konuşma başında "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!" buyuruyorsunuz. Biz burada kendimizi hesaba çekersek, sanki ahirette hesaba çekilmeyecek miyiz?

İmamın cevabı ümit kırıcı değil, ümit vericidir:

- "Evet" der, "Burada kendini hesaba çekerek yaşayan, orada hesaba çekilmeyebilir. Efendimiz'in, "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!" buyurması sebepsiz değildir.

Şibli Hazretleri'nin bu açıklamasına uyan hürmetkârı, başlar kendini hesaba çekerek yaşamaya. Yani, ahirette hesabını veremeyeceği işleri dünyada yapmamaya kesin karar verir. İşte böylesine bir titizlik içinde yaşadığı sırada bir gece rüyasında hocasını görür. Bakar ki, Şibli Hazretleri bindiği beyaz bir atla bulutlara doğru uçup gidiyor. Peşine düşerek bağırır:

- Dur! Ne olur birazcık dur da ben de geleyim seninle!.. İmamın cevabı manidar:

- Ben bu hapishaneden bir kurtuldum, bir daha bekler miyim bu zindanda?

Bu rüyanın manasını öğrenmek için sabah ilk işi üstadını ziyaret etmek olur. Bakar ki hocasının kapısında cenaze hazırlığı var. Onun dünya hapishanesinden kurtulup ahiret saraylarına doğru uçtuğunu anlamakta gecikmez. Ama çok üzülür bu ani gidişine de dua ederek uzandığı yatağında rüyasında hocasını görür. İlk suali, vaazlarında tekrar ettiği ikazı olur:

- "Sen" der, "Dünyada kendini hesaba çekerek yaşar, bize de öyle ikazda bulunurdun, hesabın nasıl geçti, rahatça hesabını verebildin mi? İmam cevap verir:

- Melekler beni hesaba çekmek üzere karşıma geçtikleri sırada Rabb'imden hitap geldi:

- "O kuluma hesap sormayın! Çünkü o dünyada gafilce yaşamadı, kendi hesabını kendisi yaparak geldi. Veremeyeceği hesabı yoktur onun." Şibli Hazretleri:

- "Siz de..." der, "Hesabınızı yaparak yaşayın, veremeyeceğiniz bir hesapla gelmeyin buraya. Size de; o kulum hesabını yaparak geldi, rahat bırakın onu, denebilir!..

Ne dersiniz? Biz de Şibli Hazretleri'nin ikazlarını hatırlayarak harcadığımız senenin sonunda, harcayacağımız senenin de başında kendimizi bir hesaba çeksek, hayatımızı bir gözden geçirsek mi? Geçtiğimiz senede hesabını veremeyeceğimiz işlerimiz olduysa, tövbe, istiğfarlarla, hak sahipleriyle helalleşerek hesabımızı düzeltsek mi? İhmal ettiğimiz ibadetlerimizi, yerine getirmediğimiz hizmetlerimizi yapma azmine girsek, yılbaşını bir fırsat bilerek yeni bir hamle yapsak mı? Özellikle yabancıların yılbaşı kutlamalarında düştükleri günah bataklıklarından uzak kalma konusuna özel bir dikkat göstersek mi? Yoksa düşünmeden yaşayanların düştükleri gaflete biz düşerek malum tekerlemeyi biz de mi gafilce tekrarlasak:

- Ayağını sıcak tut başını serin, hayatını gafletle yaşama düşünme derin, mi desek?

Fakat unutmamak gerek ki, yıllarını düşünmeden gafilce tüketenlerin sonunda duydukları pişmanlık, çok derin oluyor, hesabını yapmadan harcadıkları hayatın hesabını çok zor veriyorlar.

Zaman