Misafir Kalem
Yüz-On-Bir
"Kainatın dili matematik midir?" gibi bir soru ile karşılaşan bir nur talebesi acaba nur risalelerinin vermiş olduğu imani nazar ile nasıl cevaplayacaktır. Böyle bir iddiayı bir dergide okumuş ve garib karşılamıştım. Kainatın dili ne demekti. Dini suhuflarda Allah o kavmin lisanı üzere konuştuğunu biliyoruz. Ama umum insanlığa hitap ettiği zamanlarda Allah kainat dilini kullanmakta ve hiçbir ırk ve neseb ayrılığı gözetmemektedir.
Basit olarak iki kere iki dörttür. İki kere ikinin dört olduğu noktası tüm dünyada aynıdır ve nereye gidersek gidelim bu hakikat olarak aynıdır. Fakat bu fikir bir noktası ile hakikatı taşımaktadır fakat çok sıhhatli olduğu söylenemez. İntizam ve mizan da dil olarak alınabilinir.
Kainattaki denge Allahın tüm insanlarla konuştuğu bir dildir. Ama sayıların dil olma noktasının bir hakikatı vardır. Örneğin nur müellifinin bu dili birkaç noktada konuşturduğunu biliyoruz. Örneğin Risale-i Nur Talebelerinin ahir zamanda ehemmiyeti bariz bir noktası olan tesanüd. Tesanüd aslı olarak kainatın bize ders verdiği hakikatlardan birisi. Adaleti de kainat kitabından öğreniyoruz mizan ve dengeyi de. İşte tesanüd hakikatını 111 sayısından almamız kainatın sayısal dili olarak kabul edilebilinir.
Öyle ise misali öyle bırakmamalıyız ve biraz daha kurcalayabiliriz;
-111 her şeyden önce birbiri ile sımsıkı bağlı 3 rakamdan vücuda gelmektedir. Şimdi bu üç sayının aralarını biraz açalım 1 1 1 şimdi eski tek vücud ahvalini biraz kaybetmiş gibi. 1 1 1 şimdi bunlar yüzonbir değil ve her biri tek başına bir rakamdır. İşte tesanüd de öyledir bu hizmette az bir ayrılık kuvvetimizi düşürmek için yeterli…
-Bu sayıları alt alta yazdığımızda 3 değerini göstermektedir. Ama omuzomuza verdiğinde 111. Demek sırr-ı tesanüd 109 kadar bize kuvvet katmaktadır.
-Dikkati mucib diğer bir nokta ise bu rakamların hepsinin rakamsal olarak aynı değeri gösterip bulundukları sayı dilimine göre değer kazanmaları. Örneğin bu sayıyı vücuda getirmeden önce yüz değerindeki en soldaki birle, en sağdaki bir aynı değerdedir. Ama sırr-ı tesanüd ile omuz omuza gelince bir çizgi üstünde baş başa verince bulundukları konuma göre itibarları yükselmektedir. Evet bu Hizmeti Kuraniyede baş ve reislik yoktur fakat nezaret ve kadimiyet, olsa olsa bir üstadlık ve meşvereti şer’iyenin bir hakkı vardır.
-111 sayısının en sağındaki rakamın değerini bir azaltırsak sayı bir değer kaybedecektir. Ortadaki rakam bir azaltılırsa sayı yüz bir olup on değer kaybedecektir. Ama en soldaki BAŞ sayı sıfır olursa tüm sayının değeri yüz azalacak ve sayı onbir olacaktır. Bu bize gösteriyor ki bu hizmette basit bir kişiliğimiz olsa da işgal ettiğimiz mevki itibariyle büyük bir ehemmiyetimiz vardır. Vereceğimiz zarar kendimize bir kadarsa bu Hizmeti Kur’aniyeye yüzdür.
-Bir garip nokta ise bu sayılardan hangisini SAF dışı yaparsak yapalım sayının toplam değeri aynı oranda azalacaktır. En soldaki yani baş sayı ile en sağdaki sayı dışarı atıldıklarında aynı eksikliği vermektedirler. Demek ki bu hizmette ‘1’ değeri biçtiğimiz bir kişi dışarı çıkartıldığında bize olan zararı yüz’dür. Ama bir sayı sıfıra düşebilir, bu sayı en sağdaki sayı ise 110 dür. Ortadaki ise 101, ama en baştaki sayı ise 100 derece düşecektir. Demek oluyor ki nezaret makamı hafif bir kaymayı kabul etmeyen yumurta sepeti taşınıyor gibi hareket etmeyi bizden isteyen bir noktadır. Değeri ve katkısı sıfırlaşan biri yine bizim için yüzdür.
-111 sayısı şekil ve biçim açısından gıpta damarını tahrik etmemektedir. Rakamların birbirlerini aşacak, ezecek noktaları olmamakla beraber bulundukları konum açısından bir farklılık arz etmektedirler. Ve bu rakamları nur müellifi ifade ederken bir noktaya dikkatleri çekmektedir: Evet üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse yüzonbir kıymet alır. (Lem’alar 182, RNK) Burada nur müellifinin neden bu sayıların ittihad etmezden evvel elif ile nitelendirdiğini şöyle açıklayabiliriz, bu rakamlar tek başlarına hiçbir değer taşımıyorlar ve manayı harfi olarak kendi değeri kadar anlam taşıyorlar ama tesanüdün çizgisi ile yüzonbirleşince kıymet ve ulviyet noktasında ulvi bir makam kazanıyorlar.
-Bu rakamlar 3 basamaklı olacak diye bir kaide yoktur. Kim gelirse samimiyeti derecesinde bu hizmette istihdam olacaktır. 111'in arasına sıfır değerli birisi gelse bile bu sayı 1110 olup sayı 999 artacaktır. Evet tesanüd sırrı ile sıfır bile muvafık bir konumda 999 kadar değer katabilir. Yani her kabiliyet bu noktada istihdama müheyyadır. Ama sıfır kapımıza geldiğinde biz de bir tarz hatası olarak onu baş sayı olarak yerleştirmemeliyiz. Çünkü o sayı başı hak etmediği gibi sıfırın başta bize kazandıracağı yine sıfırdır.
-Son olarak 111'in en sağındaki değerini/kabiliyetini/şahsi kemalatını 1 derece artırdığımız zaman toplam sayıya olan katkısı 1’dir. Ama en soldaki sayıyı 1 derece arttırdığımızda ise katkısı 100 dür. Evet herkes bu Hizmeti Kur’aniyeye olan münasebetinin mahiyetini iyi bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. "Hem nasılki bir ağacın kökündeki küçük bir meziyet; ağacın dallarında büyük bir Sûret alır, büyük bir daldan daha büyüktür. Hem nasılki mebde'de küçük bir irtifa, gittikçe bir yekûn teşkil eder. Hem nasılki nokta-i merkeziyeye yakın bir iğne ucu kadar bir ziyadelik; daire-i muhîtada, bâzan bir metre kadar ziyadeye mukabil geliyor." (27. Söz) işte bu misal gibi bulunduğumuz konumun hassasiyeti tesanüd ve hizmet noktasında mühim ve kritik olabilir.
Abdullah Korkmaz
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.