Zafer AKGÜL
Birinci Söz’e Kısa Bir Şerh Denemesi-4
Metinde adı geçen kişiler arasında bir simetri de kurulmuştur.
Asa-yı Musa - Aza-yı İbrahim
Su - Ateş
Firavun - Nemrut
İlmiyle, sihriyle Allahlık iddiasında olmak (Akılda ifrat) - Firavunda görülmektedir.
Cehli ile taklitçilikle Allah iddiasında olmak (Akılda tefrit) - Nemrut’ta görülmektedir.
Musa’nın denizi geçip suda boğulmaması - İbrahim’in ateşe atılıp yanmaması.
Buradaki tekabülün bir vechesi de şudur k: İnsanların kimisi ilmiyle küfre düşüyor, kimisi de cehliyle küfre düşüyor. Firavun akıllı ve bilgili biriydi, Nemrud ebleh ve cahil biriydi. Ama her ikisi de kibir ve gururlarıyla dalalete düşmüşlerdir.
Ayrıca Musa (as) isminin su kelimesinden müştak olduğunu da hatırlatalım. Su da ateş de emirber birer unsurdurlar. Ateşin yakması, suyun boğması Allah’ın Adetullah dediğimiz kanunlarıyla olur. İsterse bu kanunu aczini bilen kulları için veya muztar kalan kulları için geçici olarak kaldırır. Bu durum mucize diye adlandırılır. Velilerde ise keramet olarak tecelli etmiştir.
* İpek gibi yumuşak, kıl gibi ince damarlar zayıflıklarına telmihle, taşı delerler. Güneşin hararetine karşı da yumuşak, ipek gibi yapraklar direnirler. Yaprağın direnmesi sabır ibadetini, köklerin taşı şakketmesi ise azim ve sebatla çalışmayı ihsas eder. Ayrıca ağacın yer üstü ve yeraltı görüntüleri simetriktir. Aslında toprak altında incecik kılcal damar gibi köklerin taşlara nüfuz ederek ilerlemesi gibi dalların ve yaprakların da havada, sema da büyümesi, neşvü nema bulması aynı güçlüktedir, kolay bir iş değildir. Havadaki atmosfer basıncı, iç basınçla dengelenmiştir... Köklerin dallara suyu pompalaması da ayrı bir mucizedir ki konudan uzak düşmemek için bu bahsi kısa geçiyoruz.
* Allah namına vermek sadakadır. Nafile ibadetlere işarettir. Ayrıca ihlası akla getirir. İhlas risalesinin özetidir. Çünkü Besmele ile başlamak yalnızca Allah için başlamaktır ki devamında da yani amellerin ortasında da sonunda da Allah rızası ve tefekkürü olacaktır. Zikir, fikir, şükür sıralamasındaki gibi amellerin başından sonuna kadar sırf Allah’ın rızasının esas maksat olmasına işrettir. Allah’tan maada gaye olmayacaktır. Allah namına olmazsa alınmayacaktır. Çünkü O’ndan gayrısının rızası ve hesabı varsa gizli şirk sayılmışır. Nefis hesabına almak veya vermek de ihlasa zıttır. İhlas Allah hesabına olmaktır. Allah’ın haricindeki nefis ve sair unsurlar adına olursa riyadır.
* Müssebbib –ül Esbab, sebeplere tapınmayı iptal eden, Determinizm tezine karşı bir antitez olarak ileri sürülen Allah’ın sıfatı olarak ifade edilmiştir.
* Zikir, fikir, şükür. Bu kavramlar şumulü geniş kavramlardır ki her birinin açılımı kitaplar hacminde olabilmektedir. Metindeki yakın anlamları daha çok nimetlerine karşı Rabbimizin ne kadar da kolay ve ucuz bir bedel istediğini ifade için kullanılmıştır. Yoksa çok anlamları beraberinde getiren kavramlardır. Mesela diyebiliriz ki bunlar namazın ve ibadetlerin de özüdür. Çünkü sadece namazın muhtevasında bile tevazu, mahviyet, zikir, hamd ve dua vardır.
* Belahet, eblehliktir ki aklı doğru kullanmamaktır. Önyargılarımız, duyularımız ve duygularımız aklın doğru düşünmesini engelleyebilmektedir. Öfke anında olduğu gibi. Evet akıl önemlidir ama aklı kullanmak daha önemli, aklı doğru kullanmak çok daha önemlidir. Belahat vurgusu hakaretten çok aklı kullanmayı, aklın dindeki yerini ve nerede kullanılması gerektiğini ifade eder.
* Birinci sözde Ayet’ül Kübra, Münacaat, Tabiat risalesi, Asa-yı Musa Risalesi, İhlas Risalesi, 33. Söz, Ene ve Zerre Risalesi başta olmak üzere tüm Risale-i Nur Külliyatına bakan pencereler açılabilmektedir. Önceki bölümlerde bahsettiğimiz gibi, İbrahim’in (as) isminden yola çıkarak mesleğimiz, meşrebimiz bahsindeki Haliliyyet ve Hıllet düsturlarına pencere açılması gibi.
Ve son olarak bazı tevafuklardan bahsederek yazımıza son verelim.
1- Birinci Söz’de Bismillahirrahmanirrahim tam olarak 14 defa, Birinci Söze eklenmiş Lemalar bölümünde 19 defa geçmektedir. İkisinin toplamında 33 defa geçer.
2- Birinci Söz’de geçen Allah 11, Rahman 1, Malik 1, Ebedi (Baki) 1, Ezeli (Kadim) 1, Hakim 1, Kudret 3, Kadir 1, Rahim (Rahmet) 5, Hak 3, Rezzak 1, Münim 2, Ehad 1, Samed 1 olmak üzere 14 isim toplam 33 kere geçer.
3- Birinci Söz’de kısa besmele (Bismillah) isim, nam, sıfat ve kişi zamiri olarak 33 defa geçer.
4- Birinci Söz’de ve Lem’alar bölümünde geçen Esma-i Hüsna ve Sıfat-ı Kudsiyye ve Hüve (Hu) toplam 33 adettir.
5- Birinci Söz’de Rahman 14, Rahim 43 kere geçer. Toplam 57 eder ki 19’un katlarından olan bir sayıdır.
6- Harmanlama yapacak olursak, Bismillah, O’na, Mübarek kelime, Reisin ismi hikâyedeki temsile göre Reis ama asıl mana Allah’ın ismi, Hakim–i Ezelî’nin ismi, bu kelime, kanun namına, devlet namına 8 defa, Allah namına 7 kere doğrudan Bismillahlar ve diğerleriyle birlikte 33 defa geçer.
7- Birinci Söz’de 59 küsur cümle yer almaktadır. Bunların pek azı bileşik cümledir. Çoğunluk basit ve anlaşılır cümleden oluşmuştur. 75 cümle fiil cümlesi, 16 cümle ise isim cümlesidir. Fiil cümlelerinden en çok geniş zaman kipi 25 kere kullanılmıştır. Sırasıyla 11 tane ile şimdiki zaman, 10 tane ile dili geçmiş zaman kullanılmıştır. Zaman kipleri içinde geniş zaman kipi genel geçer kuralların, devamlılık arz eden fiillerin ifade edildiği kiptir. İsim cümleleri de geniş zaman gibi genel durum ve hüküm cümlelerinin kullanıldığı biçimdir. Hülasa Birinci Söz genel geçer kuralların, külli hakikatlerin yer aldığı bir metin olarak değerlendirilmelidir.
Mantıksal kurgusunun yanında somuttan soyuta giden bir metodla telif edilmiştir. Dini şeraitle fıtri şeriatın, din ile bilimin birleştiği, buluştuğu bir hikmet kompozisyonudur.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.