Hatice GÖRGÜN
Zaman nehri
“Şu mahlûkat izn-i ilahi ile zaman nehrinde mütemadiyen akıyor.”
Mahlûk denildiği zaman aklımıza o kadar büyük bir şey gelmese de aslında kelime tam manasıyla bütün bir âlemi kapsamaktadır.
Yaratılmış olan bütün varlıkların genel adıdır mahlûkat. Halk olmak, yaratılmak. Âlemler öyle bir halk olunmuştur ki bütün varlıklar belirli bir düzen içerisinde tek bir varlığa secde eder ve onun nazarından ayrılmazlar. Bu nazar bütün mahlûkatı bir mıknatıs gibi bir arada tutar. Yaratılmışların oluşum noktası O’nun baktığı yerdir. Varlıklar bu yüzden hep bir uyum içerisinde oluşurlar, çoğalırlar, değişirler. Onun ilahi izni ile değişimler gerçekleşir. Bir tohumun açılıp yeşermesi ancak onun izni ile mümkündür. Güneşin doğması ve bütün varlıklara hayat kaynağı olması ve yeniden batması hep yenileşmeye doğru gidiştir. Bütün kâinatın sürekli ve hızlı bir şekilde değişmesi, varlıkların hayat ve ölüm anını tekrar tekrar yaşaması Hay olan Rabbin izni iledir. Onun sıfatları açıldıkça mahlûkat olgunlaşır. Olgunluk bütün yaratılmışlar için geçerlidir. Fakat olgunluğun en yücesine ulaşan ve zaman nehrindeki değişime en güzel örnek sadece insandır. Anne karnına düşmeden evvel yüce yaratanın izni ile canlılık kazanır. İlk değişim onun bedeninde görülür. Ruhunun gelişimi en büyük sırdır. İnsanoğlu doğumdan yaşlılığa o kadar büyük safhalardan geçer ki ruhunun olgunlaşmasıyla ilahi nehrin kaynağına kadar ulaşabilir. Bu kaynağa ulaşan insan tıpkı bir nehir gibi ruhundaki bütün yenileşme ve gelişmeleri insanlığa hizmet için kol kol dağıtır.
Çevremize baktığımızda doğadaki uyumun belirli bir düzen içerisinde aktığını görürüz. Bütün varlıklar yaratılış amaçlarına göre hizmetlerini aksatmadan yerine getirirler. Bitkiler bu aşkın etkisiyle öyle bir nefes alıp verirler ki bütün kirlilikler temizlenir. Ve onu toprağa hapsederler. Toprak boş durmaz ve görevini layıkıyla yerine getirip bitkilerin kendisine devrettiği görevi en faydalı şekilde kullanır. Rızıkların tezahür yeridir toprak. İnsan bedeninin özüdür. Bu değişim diğer canlılarda da görülür. Örneğin; karıncalar sürekli bir hareket halinde oradan oraya, hep birlikte ve sistemli bir şekilde kendilerine bahşedilen rızıkların peşinde koşarlar. Acaba kim fısıldamıştır onların kulaklarına bu hizmet aşkını. Yoksa onlar bu aşkın ateşiyle mi zaman nehrinin en çalışkan mahlûklarıdırlar. Onlar zaman nehri içerisinde bizim göremediğimiz ama düzenin en güzel örnekleridirler. Ve Allah’ı tespih etme noktasında en güzel örnektirler.
Bu noktada akla ilk gelen şey bütün bu oluşumların kaynağıdır. Hakk mahlûk şeklinde bize varlıkların her birinden bakar, seslenir. Bu bir dehr-i daimdir. Daima devam eden ilahi bir güçtür. Tıpkı bir saat gibi sürekli işlemektedir. Allah ile olan rabıta kesildiği zaman bu saat durur ve canlılığını kaybeder. Kalpler bu rabıta ile çalışır, olgunlaşır. Onu temizlemenin en güzel yolu zikrullahtan geçer. Ve en güzel ruh temizliği de amel-i salihin ile mümkündür. Bu zaman nehri içerisinde dille, gözle, davranışlarımızla yaptığımız faydalı işler yine bize yaratanın Kerim ism-i şerifiyle geri dönecektir. Sistem hep gelişim ve dönüşüm üzerine kurulmuştur. Zararlı olan işler bile O’nun izni ile faydalı hale gelebilir. Burada insanlar için dikkat edilmesi gereken en önemli husus zamanın çok kısa oluşudur. Bir ömür göz açıp kapayıncaya kadar sona erer. Doğum ile ölüm arasındaki mesafe çok kısadır. Bizler bu kısa zaman içerisinde amel-i salihin işlemedikçe gerilemeye mahkûm oluyoruz ve bu gelişim halkasının bir adım ilerisine geçemiyoruz. Yüceler yücesinden gün geçtikçe uzaklaşıyoruz. İnsanoğlu her gün makam almalı ve Hakk’ın ihsanına mazhar olmalı. Yaratılış gayesini yerine getirmeli.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.