Zelyut'un iftiraları ve cevaplar-ÖZEL
Güneş Yazarı Rıza Zelyut'un, bugünkü köşesinde yazdığı Bediüzzaman ve nurcular hakkındaki asılsız iddia ve iftiralarına Risale-i Nur'dan cevaplar:
Cemil Yüzer-RisaleHaber
Güneş Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut, bugünkü köşesinde Bediüzzaman ve nurcular hakkında asılsız iddia ve iftiralar ortaya attı. "CHP ve Kadiriler" başlıklı sözkonusu yazısında, CHP'nin son açılımlarından Kadiri Tarikatine mensup insanları partiye katma hareketini değerlendiren Zelyut, Kadiri Tarikatini överken, Said Nursi hakkında da aslı olmayan sözler sarfetti. Nurculuğun bir tarikat olduğu, Nursi'nin 2. Meşrutiyete ve cumhuriyete karşı çıkıp, Şeyh Said ayaklanmasını desteklediği gibi tamamen iftira olan beyanlarda bulunan Zelyut'un yazısından konuyla ilgili bölümler:
"Toplumu şeyhlerin denetimine veren; akla karşı çıkan gerici hareketleri yaratmışlardır. Nakşibendilik, Süleymancılık, Nurculuk ve Nurculuk'tan çıkan Fethullahçılık böyledir.
"2. Meşrutiyet'le gelen özgürlük, kardeşlik, yardımlaşma ilkeleri dönemin Nakşibendilerini; Nurcularını öfkelendirmiş ve bu tarikatlerin kışkırtmasıyla gerici 31 Mart ayaklanması ortaya çıkmıştır. Fethullah Gülen'in tarikat büyüğü Said-i Kürdi (Tepki üzerine Kürdi soyadını Nursi yapmıştır) bu ayaklanmadaki baş oyunculardan birisidir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra da Nakşibendiler, Nurcular, Süleymancılar cumhuriyete karşı müthiş bir yeraltı savaşı yürüttüler. Bunun için İgilizlerle işbirliğine gittiler; Şeyh Sait ayaklanmasını çıkarttılar. Kadiriler ise tekkeleri kapatılmasına karşın, cumhuriyetin ilkelerine saygılı oldular.
"Bugün de aynı çizgi devam etmektedir... O yüzden Kadiriler ile Nakşibendiler, Süleymancılar ve Nurcular aynı değildir."
Rıza Zelyut'un yazısında geçen asılsız iddialarla ilgili Risale-i Nur'dan bölümler şöyle:
1. Nurculuğun bir tarikat olarak lanse edilmesi...
"Nur Risalelerini okuyanlara mürid ve tarikat diye beni tarikat dersi vermekle itham ediyor. Halbuki beni tanıyanlar biliyorlar ki, mahkemelerde de sabit olduğu gibi, ben tarikat dersi değil, imanın, Kur'ân'ın hakikatlerini ders veriyorum. Dersimi dinleyenlere Nur talebesi denir. Mesleğimiz tarikat değil, imanın hakikatleridir. (Emirdağ Lahikası, 411)"
2. Bediüzzaman'ın 2. Meşrutiyet'e karçı çıkıp, 31 mart ayaklanmasını desteklemesi...
"Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise; hakîki adalet ve meşveret-i şer'iyeden ibarettir. Hüsn-ü telakkî ediniz, muhafazasına çalışınız. Zîra, dünyevî saadetimiz meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz. (Tarihçe-i Hayat, 56)"
"İstanbul'da da ilim dünyasına kendisini kısa sürede kabul ettiren Bediüzzaman, çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerle, o günlerde Osmanlıyı ve İstanbul'u çalkalayan hürriyet ve meşrûtiyet tartışmalarına katılmış; meşrütiyete İslâm nâmına sahip çıkmıştır.1909'da patlak veren 31 Mart Olayında yatıştırıcı bir rol oynamış; buna rağmen, haksız ithamlarla Sıkıyönetim Mahkemesine çıkarılmış, ancak beraat etmiştir. (Beyanat ve Tenvirler, 18)"
"Eski müdafaatımı görenlerin tasdikiyle, 31 Mart hadisesinde, bir nutukla isyan etmiş sekiz taburu itaate getiren ve bir zaman gazetelerin yazdıkları gibi, İstiklâl Harbinde Hutuvât-ı Sitte namında bir makale ile İstanbul'daki efkâr-ı ulemayı İngiliz aleyhine çevirip Harekât-ı Milliye lehinde ehemmiyetli hizmet eden ve Ayasofya'da binler adama nutkunu dinlettiren ve Ankara'daki Meclis-i Mebusânın şiddetli alkışlamasıyla karşılanan... (Şua'lar, 393)"
3. Said Nursi'nin bir dönem Kürdi soyadını kullanması.
"Adalet noktasından tarafgirlik fikrini verip, adaletin mahiyetini zulme çeviren, hakkımda sarf edilen bir tabirdir ki, Isparta'da ve burada bazı isticvablarda ismim Said Nursî iken, her tekrarında "Said Kürdî" ve "Bu Kürd" diye beni öyle yad ediyorlar. Bununla, hem ahiret kardeşlerimin hamiyet-i milliyelerine ilişip aleyhime bir his uyandırmak, hem mahkeme ve adaletinin mahiyetine bütün bütün zıt ve muhalif bir cereyan vermektir. (arihçe-i Hayat, 202)"
4. Cumhuriyete karşı olmak...
"Benden sordular ki: "Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?"
Ben de dedim: "Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum. Ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara veriyorum." (Şua'lar, 317)"
5. Şeyh Said ayaklanmasının çıkartlması...
"Şark isyanında Şeyh Said ve askerleri Üstadımız Bediüzzaman'ı Şarktaki büyük nüfuzundan istifade için mücadeleye iştirake davet ettiği zaman cevaben demiş: "Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Türk milleti İslâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehid vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedakar İslam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılınç çekilmez ve ben de çekmem" diye hem cevab-ı red vermiş hem mücadelesinden vazgeçmesini söylemiştir. (Beyanat ve Tenvirler, 137)"