Zenginler fakirleri oruçta daha iyi anlar
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler.
Cenâb-ı Hak, o ihtilâfa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor.
Halbuki, zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler.
Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez.
Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır.
Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir.
Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz.
Çünkü, hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor. (Mektubat sh.568)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
Cenâb-I Hak : Hakkın Ta Kendisi Olan Şeref Ve Yücelik Sahibi Allah
Cihet : Taraf, Yön
Fukara : Fakirler, Yoksullar
Hakikî : Asıl, Gerçek
Hâlet : Durum, Hâl
Hayat-I İçtimaiye-İ İnsaniye : İnsanlığın Toplumsal Hayatı
Hikmet : Fayda
Hususan : Özellikle
İdrak : Anlayış, Kavrayış
İhsan : Bağış, İkram, Lütuf
Maişet : Geçim, Yaşayış
Mazhar : Erişme, Nail Olma
Mecburiyet : Zorunluluk
Memnûiyet : Yasaklanmış Olmak, Men Edilmek
Mevhum : Gerçekte Olmadığı Halde Var Sayılan
Muavenet : Yardım
Muhtelif : Çeşitli
Mükellef : Yükümlü
Nefisperest : Nefsin Arzu Ve İsteklerine Çok Düşkün Olan
Nefs : Kişinin Kendisi
Nimet-İ İlâhiye : Allah’ın Nimeti
Nükte : İnce Ve Anlamlı Söz
Ramazan-I Şerif : Şerefli Ramazan Ayı
Rububiyet : Rablık; Allah’ın Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Vermesi, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulundurması
Suret : Biçim, Görünüş
Şefkat : Acıma, Merhamet
Şehadet : Şahidlik, Tanıklık
Şükr-Ü Hakîki : Gerçek Şükür
Şükr-Ü Mânevî : Mânevî Şükür
Telâkki : Anlama, Kabul Etme
Tenâvül : Yemek Veya İçmek
Terbiye : Belli Bir Amaca Erişecek Şekilde Geliştirme, Olgunlaştırma
Vazife-İ İnsaniye : İnsanlık Görevi