Nevzat TARHAN
28 Şubat 2011... Ve İrtica Genelkurmayca tehdit olarak algılanmıyor
28 Şubat 2011... Ve İrtica Genelkurmayca tehdit olarak algılanmıyor
28 Şubat 1997 Postmodern Darbenin en büyük gerekçesi irtica tehlikesi idi.
MGK’ya sunulan raporlarda ve 18 maddelik bildirgede tehlike üç ana başlıkta toplanıyordu.
1-Devletin içinde irticai kadrolaşma ve sızma vardı. TSK’deki subayları biz tasfiye ettik MGK kararı ile bütün devlet kurumlarındakiler tasfiye edilmeliydi.
2-İmam Hatip Liseleri siyasal İslam’ın arka bahçesi olmuştu ve Kuran Kursları her tarafta yaygınlaşmıştı. Eğer önlem alınmazsa yapılan istatistiklere göre 2005 yılında Türkiye İran gibi olacaktı.
3-Tarikat ve Cemaatler yasa dışı yapılar olup iç tehdit olarak Türkiye’de Din devleti kurma konusunda hızla ilerlemektedirler.
Bütün bunlar doğru olsa bile mücadele yöntemi elinde silah olan askeri bürokrasinin siyasi faaliyet içerisine girerek “Demokraside balans ayarı, Silahsız kuvvetleri göreve çağırma, Gazetelere topyekun Savaş başlıkları attırma, toplumu fişleme ve toplumun büyük bir kısmını iç tehdit ve kitlesel düşman olarak algılama ve savaş açma yöntemi olmamalıydı. Gelişmiş rejimler duyum, vehim, kuruntu ve paranoya ile değil somut gerçeklerle hareket ederlerdi.
Halk seçimle geleni yine seçimle değiştirebilirdi. Mamafih Yemen’de İslamcı Islah Partisi iktidar ortağı olarak iktidara geliyor başarılı olamadığı için sonraki seçimde kaybediyor ve hükümetten düşüyordu. Türkiye’de fırsat verilmediği için o gün Postmodern Darbe ile uzaklaştırılan kadrolar 5 yıl sonra 2002 Kasım seçimlerinde tek başlarına iktidar olabildiler.
14 yılın sonunda ne oldu.
1-Silahlı Kuvvetlerden savunma hakkı bile verilmeden YAŞ kararı ile uzaklaştırılan 1635 subay astsubay yasa dışı bir eyleme karışmadılar. Demek kanıtlar çürükmüş ve tehdit algısı yanlışmış.
2-Siyasal İslam olarak tanımlanan İmam Hatip Liseliler ve Kuran Kursu öğrencileri yasadışı bir eyleme karışmadılar. Demek EMASYA planları temelsiz bir korkudan kaynaklanıyormuş.
3-Sosyolojik bir yapı olan tarikat ve cemaatlerin yasadışı siyasi ve devlet talepleri yokmuş ki bir adet sonuçlanmış yargı kararı oluşmadı. Tam tersi Ergenekon,Kafes, Balyoz, askeri casusluk gibi darbeci ideoloji taraftarlarının oluşturduğu derin yapıların devlete karşı işlenen suçları yargı sürecine girdi. Demek 28 Şubat süreci dost ve düşmanını karıştırma süreci imiş.
4-Askeri bürokrasinin başarılı Psikolojik harekât operasyonu ile düşürülen iktidar 8,5 yıldır iktidarda ve Türkiye İran gibi olmadı. Tam tersine bütün Ortadoğu Türkiye gibi demokrasi ile İslamiyeti sentez etme başarısı olan Türk modelini örnek aldı.
Bugün Kuzey Afrika’da Tunus, Mısır, Libya halk hareketlerinde Türkiye Modeli’nin kesin etkisini bütün bağımsız siyaset bilimciler açıkça beyan ettiler. Demek 28 Şubat Postmodern darbesi yanlışmış.
5-28 Şubat 1997’de toplumun eğilimleri üzerinde hiç bir bilimsel çalışma yapılmadı. Hatta Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in gazeteci Taha Akyol’a söylediği gibi “Bilimsel çalışmalar bizim kararlılığımıza zarar verir” cahilane önyargısı genel kabul gördü ki kasden bilimsel alan çalışması yapılmamıştı.
Gerçekte Türk toplumu ile İran toplumunun dokusu aynı değildi ve İslam dininin İran yorumu Anadolu kanaat önderlerince kabul görmüyordu. Türkiye’de yetişen İslam alimleri özellikle Bediüzzaman Said Nursi “Rızaya dayalı yönetim olan demokrasinin istibdata dayalı bir din devletinden daha çok İslam’a yakın olduğu” tezini Münazarat isimli eserinde Meşrutiyet döneminde açıkça yazmıştı.
28 Şubatta söz sahibi darbe ideolojisi ve stratejistleri Türk toplumunu ve değerlerini doğru okuyamadıklar için orta vadede başarısız oldular.
6-2010 yılında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yani kırmızı kitap değişti ve MGK imzaladı. Artık irtica Genelkurmay tarafından da iç tehdit olarak algılanmıyor. Demek ki 28 Şubat temelsiz ve dayanaksız bir süreçmiş.
7-Paranoid korku algısı ile sağlıklı korku algısının farkı şöyle anlaşılır. Güven duygusu insanın en temel ihtiyacıdır. Bu duyguyu oluşturmak için insan aklı sorgulama yapar.
Evde oturuyorsunuz kapınız çalındı temeli olan bir korkunuz varsa kişiyi tanımadan kapıyı açmazsınız. Bu sağlıklı bir tepkidir. Temelsiz bir korkunuz ve zarar görme duygunuz varsa duruma uygun olmayan bir biçimde sürekli kapı çevresinde yığınak yaparsınız evinizi silahlarla doldurursunuz, en ufak kıpırtı ile saldırıya geçersiniz. Öngörüleriniz boş çıktıkça yalnız kalırsınız. Böylece hayatı hem kendinize hem de birlikte yaşadığınız kişilere dayanılmaz yaparsınız.
28 Şubat sürecinde üretilen Batı Çalışma Grubu raporları hep temelsiz ve dayanaksız çıktı. Bu durum ya paranoyadır ya da tasarlanmış planlanmış bir Psikolojik Savaş projesidir,özetle o dönem komutanlarının kullanıldıklarının acı bir göstergesidir.
Türkiye’de İran tipi rejim isteyen var diyenler ispatlamak zorundaydılar. Hukukun temel ilkesi “İspat külfeti müddeiye aittir”. Ülkemizde İran tipi bir rejimi kabule hazır toplum yoktu. Sonuç olarak 28 Şubat’ın kanıtları çürük çıktı.
Haber 7
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.