500 milyon iman kurtarmaya gidiyoruz!
Arjantin’e Kur’an ve iman hizmeti için giden gönüllülerden Ahmet Hasan Karadaş Risale Haber’e konuştu
Röportaj: Abdurrahman Iraz- Risale Haber
Arjantin’e Kur’an ve iman hizmeti için giden gönüllülerden Ahmet Hasan Karadaş Risale Haber’e konuştu.
“1 MİLYON YABANCIYA 1 MİLYON RİSALE”
Sizi tanıyabilir miyiz?
Konya-Akşehir de doğdum. 1982 doğumluyum. Afyon’da İşletme Fakültesini okuduktan sonra Isparta’da dershanede kaldım. Önce Isparta, sonra Dinar, sonra da Keçiborlu’da dershanede kaldım. Sonra İstanbul’a geldik. İstanbul’da yüksek lisans yapıyoruz hem de “1 Milyon Yabancıya 1 Milyon Risale” kampanyamız vardı. Bunu takip ettik.
Nedir bu kampanya?
Bu kampanyada tamamen yabancı dil Risale-i Nur basıyoruz. 10 dile yakın oldu İngilizce, Almanca, Arapça, Rusça, İspanyolca, Arnavutça, Çince dillerinden 500 bin adet bastık.
Peki, kime veriyorsunuz?
Ülkemize gelen yabancı turistlere. Mesela geçen yıl ülkemize 32 milyona yakın yabancı turist gelmişti.
RUSLAR RİSALE-İ NUR OKUYUNCA AĞLAYA AĞLAYA MÜSLÜMAN OLDU
Hedefinizi nasıl tespit ediyorsunuz?
Daha çok organize ederek. Yurt içindeki ve yurt dışındaki ağabeylerle irtibatlıyız. Antalya’ya Alanya’ya gönderdik, oradan güzel haberler geldi. Erzurum’da olimpiyatlar olduğunda oraya gönderdik. Van’da Akdamar’a Ermeniler geldiğinde oraya gönderdik. Filipinler’e geçen gün bir konteynır kitap gönderdik.
Vietnam, Kamboçya gibi dokuz ülke saydılar, “bütün bu ülkeler için elinizde ne kadar kitap varsa gönderin, biz fotokopiyle çoğaltıyoruz” dediler. Biz de 46 bin kitap gönderdik. Alanya’da Avsallar’ın yakınlarında Okurcalar diye bir kasaba var. Orada Yeni Camii adında bir caminin imamı gelen turistlere bu basılmış Risale-i Nurlar’ı dağıtıyor. 2-3 ay içerisinde o gelen turistlerle alakadar oluyor. Çoğunluğu Rus olmak üzere tam 40 kişi camide ağlaya ağlaya Müslüman oluyorlar.
Maşallah. Turistik bir mekân orası galiba?
Evet, büyük bir mekan. Bu Okurcalar kasabasında büyük bir cami yapılmış. Adı da Yeni Camii. Oradaki ağabeyler bütün camilere dağıtıyorlar. Alanya’dır, Manavgat’tır, onlara bağlı kasabalardır. Bütün oralardaki camilere dağıtılıyor. Hatta merkezdeki camilere stand kuruldu. İsteyen oradan Risale-i Nur eserlerini alabiliyor. Oradaki imam da gayretli bir imammış. Gelen turistlerle alakadar oluyor, onlara bu eserleri veriyor. Onlar da okuduktan sonra İslamiyet’i kabul ediyorlar. İmam efendi bunları müftüye götürüyor. Orada şehadet getirerek Müslüman oluyorlar. Sonra otelde çalışan bir kardeşimizin Almanlara kitap dağıtmasıyla iki Alman Müslüman oluyor. Geçenlerde Çin tarafına göndermiştik.
Şu ana kadar 500 bin oldu diyorsunuz. Hedef 1 milyon mu?
Şu an için evet. 1 Milyon Yabancıya 1 Milyon Risale kampanyamız.
1 milyon kitap basıldı mı?
Devam ediyoruz.
10 TL VEREN BİR KİŞİ 40 KİTAP BASTIRMIŞ OLUYOR
Bu 1 milyon kitabın maliyeti nereden karşılanıyor?
Bu kampanya üç aşamadan oluşuyor. 1. masrafların tedariki, toparlanması 2. kitap basım aşaması 3. dağıtımı. Tamamen muhtaç ellere ulaşması. Her bir Risaleyi biz 25 kuruşa bastırıyoruz. Bunu demek ne kadar doğru bilmiyorum ama 25 kuruşa bastırıyoruz. 1 TL’ye 4 kitap bastırıyoruz. Mesela 10 TL veren bir kişi 40 kitap bastırmış oluyor.
Ama bir kitabın maliyeti 25 kuruş değil tabi, hedefe ulaşmasının maliyeti var?
Evet
Onun maliyeti nedir?
Hedefe ulaşmasının maliyeti daha çok yani çok kişiyle organize olup yardımlaştığımız için diğerlerinin mesela gönderdiğimiz zaman kargo ücretini karşıdan alıyoruz.
Yani netice itibarıyla bir maliyet var?
Tabiî ki
Karşıda kimse olmayınca bunu sen kendin karşılayacaksın öyle değil mi?
Ödüyoruz bazen ama genel itibariyle karşı taraftan alıyoruz. Onları da sayarsak 50 kuruşa mal oluyor diyebiliriz. Şu an için Farsça çalışmamız var, Boşnakça 20 bin bastık ilk etapta ama şimdi 220 binlik yeni bir hedef var. Yine baskıya gireceğiz yani.
Peki, şimdi bu röportajı okuyan bazı nur talebeleri diyebilirler ki güzel bir hizmettir. Bizim bu çorbada tuzumuz olsun. Şimdi 1000 tane kitabın da parasını ben vereyim der. Netice itibariyle 1000 tane kitap ne yapacak 500 lira eder ya da 2000 kitabın parasını ben vereyim der. Böyle düşünen insanların ne yapması lazım?
Bizimle irtibata geçebilir bu konuda bizim mail adreslerimiz var [email protected] ve [email protected] adresinden ulaşabilirler.
Telefonum da 0505 479 48 21. Ahmet sevgili arkadaşımızın da 0554 677 24 57.
90 DAKİKALIK BİR MAÇ İÇİN İNGİLTERE’YE GİDİYOR DA BEN NİYE RİSALE-İ NUR İÇİN GİTMİYORUM
Arjantin’e gelelim? Nereden çıktı Arjantin?
Bursa’da bu hizmetleri takip ettiğimiz bir ağabey var, Tamer ağabey. Allah razı olsun yurt dışıyla alakadar her gün birilerini arıyor. İşte bu ağabeyimiz şöyle çıkmış yurt dışına. Bursa’nın yurt dışında bir maçı var Manchester United’la. Bakıyor ki Bursa’dan bazı vatandaşlar zamanını harcıyor cebinden parasını harcıyor. 90 dakikalık bir maç için kalkıyor, mesela 3-4 günlüğüne İngiltere’ye gidiyor. Londra’ya gidiyor. Bu ağabey de düşünüyor ki ‘ya, bu adamlar dünyevi bir şey için bir maç uğruna 90 dakika için gidiyor da ben gidip orda bir Risale-i Nur dersi dinlesem yani çok mudur? Bende 1 haftalığına gidip geleyim’ diyor.
Bize açtı bu niyetini. ‘Ağabey inşallah beraber gidelim o zaman’ dedim. Sonra Londra’ya vize almak zor. Uğraştı epey Ağabeyimiz. Sonunda vizesini aldı Bu ağabeyimiz hazır olduğu için ‘Ben gidip geleyim icap ederse tekrar senle beraber gideriz’ dedi. ‘Tekrar yine oraya 1 haftalığına gerek yoksa biz senle ikimiz küçük bir ülke alalım. Afrika’da bazı ülkeler var. Mozambik, Moritanya gibi. İkimiz kalben, ruhen alakadar oluruz, kalırız, gideriz, kitap götürürüz, Risale-i Nur’u götürür, dağıtırız’ dedim. Bu şekilde çıktık. Sonra o ağabey gidip geldi.
Başka işiniz yok mu sizin? Evinizde niye oturmuyorsunuz? Ne işiniz var Mozambik, şurası burası, kitap götürelim, getirelim? Niye işinize gücünüze bakmıyorsunuz ki?
İnsan nasıl ki hastalandığında vücuduna bakıyor ki bir yarası var. Sonra bir ilaç buluyor kullanıyor. Ve o kullanmış olduğu yarası için ilacı istimal ettikten sonra bakıyor ki şifa buluyor ve vücudu rahatlıyor. Rahatladıktan sonra bakıyor ki aynı hastalık diğer başka insanlarda da var. O da hem cinsimiz olduğu için insanların da kullanıp onların da rahatlamasını istiyorsun.
ORDA 32 ÜLKE VAR VE RİSALE-İ NUR DERSLERİNİN OKUNDUĞU BİR DERSHANE YOK
Ben bu ilacı kullanmıştım, sen de al diyorsunuz…
Sen de al sen de kullan ben rahatladım, sen de rahatla sağlığa kavuş diye. Yani işte biz de bu kampanyamızdan önce de bazen Risale-i Nur’dan okuyorduk. Bazı dersten öyle istifade ediyorsun ki, o kadar hoşuna gidiyor ki kalben, ruhen, sanki diyorsun ‘yani şu an sesim yetişse bütün küre-i arzdaki insanlara bu dersi yapabilsem.’ Böyle niyet ederdik içimizden geçiyordu Cenab-ı Allah bize işte bu 1 milyon kampanyasını nasip etti. Sonra da işte o ağabey gidip geldi. Biz o zaman başka bir ülkeyle alakadar olalım. Araştırmalar neticesinde baktı ki Güney Amerika’nın bir ülkesinde Meksika’dan aşağıya 400 milyona 500 milyona yakın bir nüfus var. Orda 32 ülke var. Ve bizim Risale-i Nur derslerinin okunduğu bir dershane yok.
Güney Amerika’nın hiç bir yerinde yok mu?
Dershanemiz yok. Kardeşlerimiz var. En muvafık ülke hangisi olur dediğimizde, baktık ki Arjantin bize çok yakın. Türkiye’ye çok yakın. Sanki ikiz kardeşimiz gibi yani böyle kültürleri yakın ve Endülüs Emevileri 1700’lü 1800’lü yıllarda oraya gitmişler.
Özellikle böyle üst tabaka mimardır, tüccardır, o kişiler gidip orada Osmanlı mimarisinden yapıtlar yapmışlar ve oradaki halkı etkilemişler. Kültürlerimizi yani İslam’ı o insanlara aktarmışlar. Sıcak samimi insanlar, Avrupalı gibi de değiller. Ve Arjantin’de Latin Amerika’nın en büyük camisi ve külliyesi var. Tam böyle merkezde, Palermo Parkının yanında 20 bin metre kare alan içinde 2 tane okulu ve spor salonu olan büyük bir camii. Burada işte Türk-Os zamanında yapılıyor. O da 10 yıl orda görev yapmış.
İSLAMİYET’İN EN HIZLI YAYILDIĞI ÜLKE ARJANTİN
Türk-Os kim?
Türk-Os da Osmanlı zamanında, 1910 yılında Osmanlı vatandaşından 500 bin kişi Arjantin’e buradan göç etmiş. Çoğunluğu Arap ve Ermeni olmak üzere ve bütün buradan göç eden Osmanlıların adı Türk-Os diyorlar. El Türko diyorlar. Lakabı bu şekilde işte. 10 yılda orada görev yapmış, 1989 ve 1999 yılları arasında.
Onun döneminde burası devlet arazisi. Devlet arazisini tahsis ediyor bu camii ve külliye için. İslamiyet’in ve Müslümanlığın en hızlı yayıldığı ülke Arjantin. İnsanları da Türklere benziyor, beyaz insanlar. Mesela Brezilya, Kolombiya, Venezuela oralar biraz daha esmer kardeşler. Yani o zaman niyetimiz bir haftalığına gitmekti sonra şimdi “1 yıllığına gidelim, kitap götürelim ve orada inşallah nasip olursa dershane açalım” diyoruz. Buenos Aires 12 milyon nüfusa sahip oraya gidelim diyoruz. Arjantin de 40 milyon nüfusundan 1 milyonu Müslüman ve yüz ölçümü olarak Türkiye’nin 3,5 katı büyüklükte. Nasip olursa gideceğiz inşallah.Dua edin ki Allah oradakilerin kalplerini imanla doldursun.
BREZİLYA’DA MÜSLÜMAN OLAN BİR BAŞPAPAZ İNTERNET HİZMETİ
Sonra?
Yani dedik “madem orada böyle 400 milyon 500 milyona yakın nüfus var. Ve hiç dershanemiz yok. Ve çalışmalar çok cüz’i… Hatta görüştüğümüz bir Victor Ahmet ağabey var. “Ticaret için gelen Türkler var ama İslamiyet’i anlatmak için gelen hiç kimse yok” diyor. Yani “burada hizmet edeceklere çok ihtiyaç var” diyor.
Mesela Brezilya’da Müslüman olan bir başpapaz internet üzerinden kurmuş olduğu bir sitede sadece İslamiyet’le alakalı sorulara cevap vermekle tam 248 kişinin Müslüman olmasına vesile olmuş. Aynı zamanda 5 tane kitap yayınlamış.
Kısacası vicdanen düşündüğünüz zaman 400 milyon kişinin bu şekilde bu hakikatlerden habersiz adeta cehenneme doğru akması insanı rahatsız ediyor. Biz küçük bir tohum atmak niyetinden, kabilinden, sizlerin de duaları ile oraya Türkiye namına gidiyoruz.
Bir de şöyle düşünüyorum; hani sanki bu cenaze namazı meselesi gibi farz-ı kifaye. Birileri gittiği zaman ötekilerinin üzerinden bu vazife kalkıyor. Evet, biz de Türkiye namına gidiyoruz. İnşallah bütün Türkiye’deki ağabeylerimiz, kardeşlerimiz dua ederse inşallah.
Sahabe mesleği
Evet, elhamdülillah. Filipinler’e Japonya’ya hatta oralara sahabe gittiği söyleniyor.
Arjantin’le vize uygulaması var mı?
Vize yok. Dil öğrenme imkânı orada çok güzel. Dil öğrenme imkânı var. Hem İngilizceyi hem İspanyolcayı orada öğrenmek noktasında devletin ücretsiz okulları var.
BEDİÜZZAMAN’IN TALEBELERİ BİZE DESTEK VERDİ
Bu işin de bir maliyeti var…
Elbette, gönüllü ağabeylerimizden temin etmeye çalışıyoruz. Bu projelerimize bir nebze, asgari olarak yardımcı olanlar var. Ama şu an için yeterli değil. Çünkü hani biz oraya gidip 5-6 ay bir fizibilite yapıp gelelim diye düşündük yazın. Çünkü ancak o kadar temin edebildik şu an için yetecek inşallah.
Cenab-ı Hak hayırlı kapılar açarsa bu hizmet devam eder. Çünkü tek başımıza olacak iş değil. Cemaatle beraber olabilecek bir şey. Arkamızda cemaatin de maddi manevi desteği olursa bu hizmet devam eder. Diğer ülkelere de inşallah İslamiyet’i yaymak için çalışılır yani. Bunun için Ağabeylerle görüştük. Sungur ağabey, ‘Allah muvaffak etsin’ dedi. Fırıncı ağabey aynı şekilde, memnun oldular. Said Özdemir ağabey de.
Abdullah Yeğin ağabeye gittik o da çok sevindi. Abdullah Yeğin ağabey “Ben şimdi genç olsam senin yerine giderdim. Orada bir kişiye vesile olsan o seni kurtarır” dedi. Durdu böyle derin bir ifade ile ‘sonsuz bir sevap var’ dedi. Böylece İnşallah ilk tohumların atılmasıyla kıyamete kadar hizmetler orada kalıcı olarak devam eder.