Abdulkadir ÇELEBİOĞLU
Risale-i Nur Tarihinde Sarıklı Gençler-7
8- Rüştü Tafralı Ağabey
Rüştü Tafralı Ağabey ki, Üstâd Bediüzzaman'ın üveysî talebelerindendir. Üstâd Bediüzzaman ile mektuplașarak kendisine talebe olmuş, yüz yüze görüşmemiștir.
Kendisi hayatını Risale-i Nur derlemeleri, çalışmaları ve dersleri yaparak geçirmiştir. "Sizin vazifeniz devam ediyor. Ve inşâallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmîl ve tahşiye ile ve neşr ve talim ile, belki Yirmi Beşinci ve Otuz İkinci mektubları te'lif ile ve Dokuzuncu Şua'ın Dokuz Makamını tekmil ile ve Risale-i Nur'u tanzim ve tertib ve tefsîr ve tashih ile devam edecek." (Barla Lâhikası, s. 372) ifadelerinde geçen "șerh, izah, tahșiye" vazifeleri hususunda Rüştü Tafralı Ağabey’in yaptığı çalışmalar bu meseleye șahittir.
"Evet Risaletü'n-Nur, size mükemmel bir me'haz olabilir. Ve ondan erkân-ı imaniyenin herbirisine, meselâ Kur'ân'ın Kelâmullah olduğuna ve i'cazî nüktelerine dair müteferrik risalelerdeki parçalar toplansa veya haşre dair ayrı ayrı bürhanlar cem'edilse ve hâkeza.. mükemmel bir izah ve bir haşiye ve bir şerh olabilir." (Barla Lâhikası, s. 371) demektedir Üstâd Bediüzzaman. Bu yerde geçen "müteferrik risalelerdeki parçalar toplansa", "ayrı ayrı bürhanlar cem'edilse" ve bu şekilde yapılan çalışmanın "mükemmel bir izah ve bir haşiye ve bir şerh ol"ması meselesini Rüştü Tafralı Ağabey’in hazırlamış olduğu "Alfabetik Dersler ve Derlemeler" (Bkz. https://risaleinur.online/dersler.php), "Tahșiyeler" (Bkz. https://risaleinur.online/tahsiyeler.php) başta olmak üzere 40 senelik çalışmasının mahsulü olan İPA yani İslâm Prensipleri Ansiklopedisi'nin (Bkz. https://risaleinur.online/ansiklopedi.php) mevcût olması meselemize bir bürhandır.
Sarıklı genç hususunda hazırladığı derlemede de Rüştü Tafralı Ağabey’in belirttiği gibi "neviler içinde bazı mümtaz ferdler ve meziyet sahibleri bulunur. Bunlar taayyün etmedikçe, kıyamete kadar kuvve-i maneviyeyi koruyan ümid ve şevk vesilesi olurlar. Eğer muayyen olsalar, yalnız zamanlarına münhasır kalıp gelecek zamandaki insanlar me’yusiyete düşebilirlerdi" (Bkz. https://risaleinur.online/dersler/S/sarikli-genc/sarikli-genc.php) Buradan anlaşılacağı üzere sadece belli başlı kişilere münhasır kılmayıp zamanında başka ağabeylerimiz bu mânâyı îfâ edip ve bu makamda istihdam oldukları gibi istikbâlde de birçok şahıslar çıkacaktır biiznillah. Bu sebeple muayyen olmaması hikmet-i İlâhiyeye tam muvafıktır.
Sarıklı genç mânâsını "Risale-i Nur'un esaslarına bağlı kalıp bu minvalde gayret etmek" diye anlayacak isek, karşımıza her hâli ile Rüştü Ağabey çıkmaktadır ki hazırlamış olduğu "Esasat-ı Nuriye" eseri de buna mücessem bir misâldir.
Rüştü Ağabey de aynı Said Ağabey gibi i̇nterneti hizmete vesile kılma noktasında beyanlarda bulunmuştur. Rüştü Tafralı Ağabey'den dinlenilen derslerde bir lâhika mektubundaki "semavî bir muavenet"i, (Emirdağ Lâhikası 1, s. 58) Risale-i Nur’un i̇nternet kanalıyla dünyaya yayılması olarak anlatması da bu hususa parmak basıyor. (Bkz. https://www.nuranimudafa.com/post/rustu-tafrali-agabeyden-hatiralar)
Rüştü Tafralı Ağabey fizikî olarak yıllarca Envar Neșriyat baskı külliyatların tashihinde vazife alıp "nâșir" olması da sarıklı gencin "nâşirler"den olduğu kısmı ile mutabıktır. Aynı zamanda i̇nternet ile de Nurlar'ın yayılmasıyla da neșir vazifesinin bir ciheti vukûa gelir.
Rüştü Tafralı Ağabeyimiz de aynı diğer ağabeyler gibi yaptığı hizmetleri sarıklı genç diye bir makâmı hayal ve tasavvur etmeden sırf Rıza-yı İlâhî için yapmıştır. Zaman göstermiştir ki Risale-i Nur tarihindeki sarıklı gençlerden birisi de Rüştü Ağabey'imizdir.
9- Sarıklı Genç Mânâsına Muvafık Olan Günümüzdeki ve İstikbâldeki Gayyur Ehl-i Hizmet Gençler
Daha önceki yazılarda da Hulusî Yahyagil Ağabey'in şu sözünü nakletmiștik; "Sarıklı genç zât; bana âlem-i mânâda görünen meczub Şeyh Mustafa’dır. O da vefat etmiştir. Üstâd'ın tabirinde bahsettiği gençler, o tarihten sonra Risale-i Nur dairesine giren genç ve meşhur hidematta bulunan mübarek kardeşlerimizdir. Bir kişi demek değildir. Kanaatim böyledir." (https://www.hulusiyahyagil.com/126-sarikli-genc-kimdir/)
Son maddemizde de Hulusî Bey'in "Risale-i Nur dairesine giren genç ve meşhur hidematta bulunan mübarek kardeşlerimizdir" ifadeleri dikkat çekmektedir. Müteaddid yani çeşitli şahıslar bu mânâya mazhar olabilir.
Bir zât Hacı Hulusî Bey’e “Sarıklı genç kimdir?” diye sorduğunda Hulusî Bey'in “Sen çalış, sen ol.” demesi cây-ı dikkattir.
Görüldüğü üzere şahıs kesinlikle olamaz deyip kestirip atmak da şahıs beklentisi içine girip hizmette âtıl kalmak da hatadır. Misalleri ve delilleri ile ortaya koyduğumuz üzere sarıklı gençler vardır ve olmaya da devam edecektir. Başta bu ağabeylerimiz olmak üzere daha sonra gelecekler ile birlikte bir șahs-ı manevî de oluşturmușlardır. Bunu anladığımız zaman inşâallah bir nizâ kalmayacaktır kanaatindeyim. Nitekim fikirleri inhisar altına almak kimseye bir şey katmaz.
Buraya kadar 8 tane ağabeyimizi misal verip 9. olarak da "Sarıklı Genç Mânâsına Muvafık Olan Günümüzdeki ve İstikbâldeki Gayyur Ehl-i Hizmet Gençler" ile bitirdik. Sarıklı genç mânâsını deruhte eden başka ağabeylerimizin de olduğu şüphesizdir. Sadece buraya aldıklarımız ile mukayyet/kayıtlı değildir. Bu hususun gözden kaçırılmamasını ehemmiyetle rica ederim.
Cenâb-ı Hak bizleri hizmet-i imaniye ve Kur'âniyede daima muvaffak eylesin.
Yazı serimizi de şu beyit ile bitirelim;
"Çok iş'te Hak bizi muvaffak ede,
Tevafuk, makam-ı tevakkuf değil!"
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.