Açık saçıklık karı-koca emniyetini bozar

Açık saçıklık karı-koca emniyetini bozar

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, koca ve karı mâbeyninde bir emniyet-i mütekabile ve samimî bir hürmet ve muhabbetle devam eder.

Tesettürsüzlük ve açık saçıklık, o emniyeti bozar, o mütekabil hürmet ve muhabbeti de kırar. Çünkü, açık saçıklık kılığına giren on kadından ancak bir tanesi bulunur ki, kocasından daha güzeli görmediğinden, kendini ecnebîye sevdirmeye çalışmaz. Dokuzu, kocasından daha iyisini görür.

Ve yirmi adamdan ancak bir tanesi, karısından daha güzelini görmüyor. O vakit o samimî muhabbet ve hürmet-i mütekabile gitmekle beraber, gayet çirkin ve gayet alçakça bir his uyandırmaya sebebiyet verebilir. Şöyle ki:

İnsan, hemşire misilli mahremlerine karşı fıtraten şehvânî his taşıyamıyor. Çünkü mahremlerin simaları, karâbet ve mahremiyet cihetindeki şefkat ve muhabbet-i meşruayı ihsas ettiği cihetle, nefsî, şehvânî temâyülâtı kırar.

Fakat bacaklar gibi şer’an mahremlere de göstermesi caiz olmayan yerlerini açık saçık bırakmak, süflî nefislere göre, gayet çirkin bir hissin uyanmasına sebebiyet verebilir. Çünkü mahremin siması mahremiyetten haber verir ve nâmahreme benzemez.

Fakat meselâ açık bacak, mahremin gayrıyla müsavidir. Mahremiyeti haber verecek bir alâmet-i farikası olmadığından, hayvânî bir nazar-ı hevesi, bir kısım süflî mahremlerde uyandırmak mümkündür. Böyle nazar ise, tüyleri ürpertecek bir sukut-u insaniyettir! (Yirmi Dördüncü Lem'a)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
alâmet-i farika : ayırt edici işaret
caiz olmayan : dinen izin verilmeyen
emniyet : güven, korkusuzluk
emniyet-i mütekabile : karşılıklı güven
fısk : günah
fıtraten : yaratılış itibariyle
gayr : diğer, başkası, yabancı
hayvânî : hayvansal
hemşire : kız kardeş
hikmet : sebep, ince sır
hükûmet : idare, yönetim
hürmet : saygı
hürmet-i mütekabile : karşılıklı saygı göstermek
ihsas etmek : hissettirmek
karâbet : yakınlık
kesret-i nesil : neslin çokluğu
mâbeyn : ara, iki şeyin arası
mahrem : nikâh düşmeyen, evlenilmesi haram olan
mahremiyet : mahremlik, nikâh düşmeme özelliği
matlup : istenen, talep edilen
misilli : benzeri, gibi
muhabbet-i meşrua : dine uygun, helâl sevgi
müsavi : eşit, denk
mütekabil : karşılıklı
müttakî : takva sahibi, Allah’tan korkup emir ve yasaklarını titizlikle uyan
nâmahrem : nikahlanmanın haram olmadığı kişi, yabancı
nazar : bakış
nazar-ı heves : arzulu bakış
nefis : insanı kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu
nefsî : nefisle ilgili
saadet-i hayatiye : hayat mutluluğu
sefahet : zevk ve eğlenceye düşkünlük
sima : yüz
sukut-u insaniyet : insanlığın alçalışı
süflî : alçak, âdi
şefkat : içten ve karşılık beklemeden duyulan merhamet, sevgi
şehvânî : şehvetle ilgili, nefsânî arzularla ilgili
şer’an : şeriat hükmünce, şeriata göre
temâyülât : eğilimler
tesettürsüzlük : açık saçıklık