Abdullah MURADOĞLU

Abdullah MURADOĞLU

Ahi Mesut ve Norşin..

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Güroymak'a “Norşin” diye hitap etmişse ne olmuş yani, kıyamet mi koptu? Sadece Cumhurbaşkanı değil, yöre halkı da Norşin diyor. Benim gibi tarihe bulaşmış insanlar da “Norşin” demeyi tercih ederler.

Norşin medreselerinden nice alimler, hocalar yetişmiştir. Bediüzzaman Said Nursi, Seyyid Abdulhakim Arvasi, Sadrettin Yüksel, Ali Arslan ve Halil Gönenç hocalar da Norşin'den yetişmiş alimler arasındadır.

Norşin'in ismi 1987'de “Güroymak” diye değiştirilmiş. Yani 1987'den önce doğanların nüfus cüzdanlarında doğum yeri “Norşin” yazıyordu. İsmi değiştirilmiş diye Norşin demeyecek miyiz şimdi? Bu mantığı anlamak mümkün değil.

Ankara'da Hacı Bayram Veli'nin köyü “Zülfazıl”ın ismini de “Solfasol” diye değiştirmişlerdi. Herhalde köylü çocukları daha kolay nota öğrensinler diye yapmışlardır bunu. Öyle ya, ismi din kokuyor diye Zülfazıl'ı Solfasol yapacak halleri yoktu!

“Ahi Mesut” köyünün adını da “Eti Mesgut” olarak değiştirmişlerdi. Ahi de neymiş, biz Türkler Etiler'den gelmişiz kardeş, bu Ahi olsa olsa Eti olur. Hiç alakası yok ama Ahi, Eti'dendir anlayacağınız, büyüklerimiz öyle takdir etmiş abiler! Gerçi Ankaralılar Eti Mesgut'un Eti'sine alışmışlar da lakin Mesgut'una değil. Bu yüzden Etimesgut diyemezler de “Eti Mesut” derler.

Osmanlı vatandaşıyken Almanya'da Roza Lüxemburg'un “Spartakist Komünist” akımına kapılan “Ahi Sadık”ın ismi devr-i cumhuriyette “Sadık Eti” olmuştu. “Kim ulan bu Ahi Sadık denen Türk spartakist” diye ararken Sadık Eti adıyla CHP'den mebus olarak çıkmıştı kayıtlarda karşıma.

Hakiki Türklükle herhangi bir ilgisi bulunmayan uyduruk bir Türkleştirme adına tarihi isimlerin bir kalemde silinip atılması herhalde bize özgü şirinlikler olsa gerek.

İsmet Paşa'nın “Milli Şeflik” devrinde Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın fahri emniyet müdürü olarak her olaya sürdüğü “Zir Bucağı Müdürü” vardı. Hani, Vali Tandoğan'ın “falan suçluyu yakala getir” dediği, yakalayıp getirirken adamı yolda vurup öldüren Zir Bucağı Müdürü işte canım..

Zir Bucağı diye arıyorum, tarıyorum, bulamıyorum. Yok böyle bir yer. Yahu buhar mı oldu astığı astık kestiği kestik şu koskoca Zir Bucağı Müdürü'nün bucağı derken öğreniyorum ki adı değişmiş, olmuş mu “Yenikent!”

“Zir vadisi”nde ortaya çıkarılan Ergenekon cephaneliği yüzünden “Zir” ismi hafızalarımıza yerleşti, o da başka. Osmanlı'da fetret-nifak devrini başlatan Ankara Savaşı öncesinde Timur da korkunç fillerini Zir Vadisi'ndeki ormanlık arazide gizlemişmiş meğer, işe bakın!

Konuya dönersek, “Engürü”nün Ankara, “Burusa”nın Bursa, “Arz-ı Rum”un Erzurum olmasına itirazım yok, bu tür değiştirmeler gözüm başım üstüne. Norşin'in adı da “Nurşin” diye değiştirilseydi kimse de alınmazdı. Ben bir Türk olarak Güroymak'a Norşin demeye devam edeceğim, izninizle. Vatan haini mi oldum ben şimdi sevgili okurlar!

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum