Ahmed-i Hani Festivali ve Risale-i Nur'da Ahmed-i Hani
Hânî, halk arasında veli zat olarak kabul görüp, Şeyh Ahmed-i Hânî...
Risale Haber-Haber Merkezi
"Medeniyetler geçidi" olarak nitelendirilen Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 17. yüzyılda yaşayan İslam alimi Ahmed-i Hani, bu yıl 4-6 Ağustos'ta ilki düzenlenecek "Ahmed-i Hani Kültür, Sanat ve Turizm Festivali" ile gelecek nesillere aktarılacak.
Doğubayazıt Belediyesi tarafından İshak Paşa Sarayı ve çevresinde organize edilecek ve 3 gün sürecek festival kapsamında, 1707 yılında vefat eden, İshak Paşa Sarayı Camisi'nde din dersi vermiş, Kürtçenin Kurmanci lehçesiyle "Mem-u Zin", "Nubihara Biçukan" gibi eserlerin yazarı olan şair, filozof, tarihçi ve mutasavvıf İslam Alimi Ahmed-i Hani, ziyaretçilere anlatılacak.
Doğubayazıt Belediyesi ile kardeş belediye olan İnegöl Belediyesinin katkılarıyla düzenlenecek festivalde, birçok yazarın panellerle Ahmed-i Hani'yi anlatmasının yanı sıra yöresel yemek yarışması, Nuh'un Gemisi belgeseli, Ahmed-i Hani anma yürüyüşü ve futbol turnuvası düzenlenecek.
Doğubayazıt Belediye Başkanvekili de olan Doğubayazıt Kaymakamı Ulaş Akhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ahmed-i Hani'nin maneviyatının gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla "Ahmed-i Hani Kültür, Sanat ve Turizm Festivali" düzenlediklerini söyledi.
Doğubayazıt'ın bölgenin en önemli ticari ekonomik kavşak noktası olduğunu ifade eden Akhan, "Yaklaşık 3 bin yıllık medeniyete sahip ilçemiz, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında aynı zamanda burada yetişmiş olan alimleriyle de bölgeye ışık saçmış bir merkez. Biz de bölgemizin en önemli manevi şahsiyetlerinden Ahmed-i Hani Hazretlerini tanıtmak için bir kültür, sanat ve turizm festivali düzenleyeceğiz." dedi.
"Ahmed-i Hani'nin yaşamı vatandaşlara anlatılacak"
Akhan, festivalin 4-5-6 Ağustos tarihlerinde gerçekleşeceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Festivalde öncelikle Ahmed-i Hani'nin yaşamı, ilim hayatı, fikirleri ve öğretileri buraya gelecek olan yazarlarımızca vatandaşlarımıza anlatılacak. Bu kapsamda okur, yazar buluşmaları düzenliyoruz. Yine aynı şekilde burada Nuh'un Gemisi'nin izi, Doğubayazıt ilçesi Üzengili köyünde. Nuh'un Gemisi izinin bulunması ile alakalı hazırlanan belgesel ilk defa Doğubayazıt'ta vatandaşlarımızla buluşacak. Çeşitli kültürel etkinliklerimiz olacak. Çini ve ebru sanatı ile ilçemizdeki zanaatkarların eserleri vatandaşlarımızın beğenisine sunulacak. Burada üretilmiş el sanatları vatandaşlarımız ile buluşacak."
RİSALE-İ NUR: KÜRTLERİN EDİP DÂHİLERİNDEN MOLLA AHMED HÂNİ HAZRETLERİ
1651 yılında Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Han Köyünde doğdu. Babasının adı İlyas, dedesinin Rüstem’dir. İlk eğitimini Diyarbakır ve Bitlis’te aldı. Ardından Doğu Anadolunun muhtelif yerlerinde Arapça, belâgat ve dinî ilimler okudu. Fen ilimleriyle de ilgilendi.
Ahmed Hânî, yaşadığı bölgenin önemli merkezlerinden olan Cizre’de bulunduğu sıralarda, meşhur eseri Mem ü Zîn’i kaleme aldı. Kürtçe olarak kaleme aldığı eserlerinde, dinî konulara ağırlık verdi. Ahlâkî, sosyal ve kültürel konularla ilgili görüşlerini şiirleriyle dile getirdi.
Hânî, halk arasında veli zat olarak kabul görüp, Şeyh Ahmed-i Hânî ismiyle ün yaptı. Tasavvufta önemli bir konuma sahipti. Sadece İlahî aşkla ve günahlardan sakınılarak tam anlamıyla güzel vasıflara sahip olunabileceğini şiirleriyle dile getirdi.
Tasavvufla olduğu kadar insanların problemleriyle de ilgilendi ve onlarla içiçe yaşadı. Toplumda yaşanan sıkıntılar ve halkın sahipsizliğinden yakındı. Bu sıkıntılardan kurtulmanın yolu olarak; toplumsal dayanışma, bilgilenme ve yardımlaşmayı önerdi. Kendi üzerine düşeni yapmak için gayret sarf etti. İlim ve hikmetin maddiyattan önce gelmesi gerektiğini vurgulayarak, insanların bu konudaki zaafına dikkat çekti.
Hânî, Doğubeyazıt’ta bulunduğu sıralarda Şiî alimlerle ilmi münazaralara girdi. O dönemde İran’dan Doğu Anadolu’ya geçip Sünnî alimleri dini konularda mağlup edip, Şiiliği yaymak için faaliyetlere başlamıştı. İşe Doğubeyazıt’tan başladıkları için Ahmed Hânî ile ilmî tartışmalara başladılar. Ehl-i Sünnet mezhebinin hak ve doğru olduğunu, kendilerinin yanlış ve batıl inançlara sahip olduklarını bu müzakerelerin ardından kabul ettiler.
Halk arasında velî bir zât olarak kabul edilen Ahmed Hânî, bir çok kişinin kurtuluşuna vesile oldu. Onun nasihatleri ile bir çok kişi kötü alışkanlıklarından ve yanlış yoldan döndüler.
Ahmed Hânî’nin ismi Risale-i Nur’da “Edip dahilerden Molla Ahmed,” “Şeyh Ahmed,” “Meşhur Şeyh Ahmed” gibi nitelemelerle de yer almaktadır. Tarihçe-i Hayat'ta "Kürtlerin edip dâhilerinden Molla Ahmed Hâni Hazretlerinin, gündüzleyin bile havf ile girilen kubbe-i saadetine kapanır, bazan geceleyin de orada kalırdı. Bundan dolayı ahali, Bediüzzaman'a Ahmed Hâni Hazretlerinin feyzine mazhar olmuştur diyordu. Bu hali, müşarün ileyhin kerametine hamlederlerdi" ifdesi yer almaktadır.
Hânî, ömrünün son yıllarını Doğubeyazıt’ta geçirdi ve 1707 yılında burada vefat etti. Halen ziyaretgah olarak kullanılan türbesi İshak Paşa Sarayı’nın yakınında bulunmaktadır.
Üstad Bediüzzaman henüz 14-15 yaşlarında iken, bir ara Doğubeyazıt’a giderek bir süre orada kaldı. Gündüzleri medresede, gecelerini ise Ahmed Hanî’nin türbesinde geçiriyordu. Gündüzleri bile girilmeye korkulan türbede gecelerini geçirmesi, halkı şaşkınlığa çevirmişti. Hattâ bundan dolayı halk arasında Bediüzzaman için, “Ahmed Hânî Hazretlerinin feyzine mazhar oldu” denmeye başlanmıştı.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.