Ahmet AKCAN
Biz Ne Diyoruz-VI
Aile bir mektep, anne bu mektepteki talebelerin taliminden mes’ul bir muallimdir. Baba daha çok idari işlerle meşgul bir müdür gibidir. Çocuklar ise bu mektebin talebeleridir. Geleceğimizi inşa edecek erdemli çocuklar; yüksek idealleri bulunan, ağır mükellefiyetlerinin idraki içinde olan “aile mekteplerinde” yetişirler diyoruz...
Huzurlu yarınlarımızı imar edecek çocuklar sevgi kucağında, bilgi ve ilgi ile yetiştirilmelidir. Anne, sevgi, bilgi ve ilgi adına bir kucak; baba, diraî ve idarî manada bir durak görevi görmelidir diyoruz...
Sevgi; varlık hamurunun mayası, çocukların en mugaddi maması olarak görülmelidir. Bilgi, sevgi mamasının hazırlanmasına; ilgi, bu mamanın münasip vakitler gözetilerek sunulmasına hizmet etmeli, çocukların belli bir disiplin içerisinde yetişmesine dikkat edilmelidir diyoruz...
Nurlu istikbalimizi imar edecek çocuklar, sevgi, bilgi ve ilgi ile içleri mamur edilen çocuklar olacağı bilinmelidir. Çocuk yetiştirmek, çocuk büyütmekten farklı bir iş olduğu idrak edilmelidir. Çocuk yetiştirmek, öncelikle mesuliyet duygusunu onların temiz kalplerine yerleştirmek, hayata getirilme gayesini onlara öğretmek, “şefkat ve adalet” gerçeklerini fiili olarak göstermektir. Bir ana babanın gerçekte çocuk mu yetiştirdiği yoksa onları sadece besleyip büyüttüğü ileride görülecektir diyoruz...
İslam'a savaş açmış, inkâra yaklaşmış batı menşeli anlayış ile “özgüven” adı altında körpe dimağlara kibir pompalıyorlar. İslami şuurdan uzak aileler farkında olmadan buna katkı sunuyorlar. Kibir maması ile doyurulan genç dimağlar manevi gerçeklere açlıklarını duyamıyorlar, ölümsüz hakikatleri aramıyorlar diyoruz...
İyi ana babalar; çocuklarına hiç sıkıntı yaşatmayan, onları lüks içinde mutlu etmeye çalışan kişiler demek değildir. Aksine iyi ana babalar; çocuklarını hayat yolculuğundaki sıkıntılara hazırlayan, zorluklara sabır ile mücadelenin önemini hayatları ile ispatlayan kişilerdir. Başları her sıkıştığında çocuklarının yardımına koşan ana babalar, sürekli başkalarından medet uman, iradesi ve mücadele hissi olgunlaşmayan nesillerin yetişmesine zemin hazırlıyorlar diyoruz...
Bir kadının annelikten daha önemli bir işi olamaz! Anne, meşru bir mazereti olmadan çocuğunu başkalarına emanet bırakamaz! Ana işe, baba işe çocuk kreşe. Akıl ve vicdan şaşıyor bu işe. Huzur evlerinde huzursuzluğa terk edilen ebeveynler, ekseriya sevgi ve şefkatten mahrum kreşte büyüyen çocukların ana babaları oldukları görülmelidir diyoruz...
Müslüman kadın “çalışıyor musunuz” sorusuna; “Rabbimin takdir buyurduğu kulluk fiilini ifaya, kalp ve ruhumu ihyaya, en yüce vazife olan annelik fiilini icraya, yuvamı imar ve inşaya çalışıyorum” diyemediği müddetçe, evinin hanımı olmayı, çocuklarına muallimlik yapmayı en yüce iş görmedikçe evden ve annelikten kaçmak için bahaneler bulacaktır diyoruz...
Annelik vasfını hor görüp değersizleştirmeye, kadını yuvasından uzaklaştırmaya hizmet eden her söylem onu özgürleştirmeye değil köleleştirmeye, geleceği imar edecek evlatları sevgi, bilgi ve ilgiden mahrum bir vaziyete düşürmeye hizmet etmektedir diyoruz...
Nurlu külliyatta; “Kadınlar yuvalarından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış, yuvalarına dönmeli.” “Mimsiz medeniyet, taife-i nisayı yuvalarından uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metaı yapmış. Şer’-i İslam onları rahmeten davet eder eski yuvalarına.*” denildiğini biliyoruz...
Nurlu ve huzurlu yarınlar için fikri istiklaliyet esastır. Bunun en önemlisi ise örfi ve dini olanıdır. Kendi tarihine, örf ve adetlerine, dini kabullerine düşman, batının kültürüne hayran, hayat tarzına, inanç ve kabullerine âşık olan, kimlikte müslüman kişilikte ecnebiler gibi yaşayan bir nesilden erdemli işler beklemek, kendi değerlerimize uygun vazifeleri gördürmek muhaldir diyoruz...
Özü itibarıyla İslam’a düşman yabancı kültürlere karşı bilinen bir müdafaa hattımız yoksa, istikbale dair kendi medeniyetimize dair inşa hedeflerimizi gerçekleştirmenin mümkün olmadığı görülmelidir. Kendi değerlerimizi umursamadığımız müddetçe, her türlü yabancı kültür işgallerine kapılarımızın açık kalacağı bilinmelidir. İstikbal noktasından büyük şerlere davetiye, hayırlı yarınlara bir reddiye anlamına gelen kültürel ithalat önlenmelidir. Dini ve örfi kıymetlerimizi imha eden batının “küflü değerlerinin” girişine seyirci kalmanın izahı mümkün değildir diyoruz...
Elhasıl; anne, öncelikle dişi değil kişidir. Geleceğimizi imar edecek çocukları yetiştirmek onun en önemli işidir. Kadınların evlerinden uzakta özgür olacaklarını savunan erkekler, kendilerine köle olmasını dileyen kişiler olarak görülmelidir diyoruz...
Evet evet! Çocuk yetiştirmek ile çocuk büyütmenin farkını bilemeyen ebeveynler, omuzlarına yüklenmiş ağır mesuliyetleri göremeyen anneler, hayatlarını gayr-i ciddi çocuk edasıyla yaşıyorlar. Yaşları ne kadar büyüse de başları itibarıyla küçük kalıyorlar diyoruz...
*Sözler, 727
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.