Aile desteği, kadına şiddeti azaltıyor
Araştırmalar, bireyselleşme ve zayıf sosyal bağların şiddeti de beraberinde getirdiğini gösteriyor.
Zeynep Haşlak, Emel Temizay'ın haberi:
Uzmanlar da aile büyüklerinin vereceği maddi-manevi desteğin kadına yönelik aile içi şiddeti azaltacağını belirtiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bu kapsamda Aile Danışma Merkezleri’yle hizmet veriyor.
UNICEF’in farklı ülkelerde yaptığı araştırmalar, kadına şiddetle yalnızlaşma arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. Verilere göre Türkiye’de ailenin onayı olmadan gerçekleşen evliliklerde kadınlar daha fazla şiddete maruz kalıyor. Aileyi Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülenay Pınarbaşı da bu duruma dikkat çekerek, “Şiddet eğilimli kişiler, bazen aile büyüklerine saygı ve sevgisinden dolayı kendini kontrol edebiliyor. Bundan daha önemlisi büyük aile yapısı, cinnete giden yolda sorunları birlikte çözebiliyor. Bireyselleşme ise yalnızlıkla birlikte sıkıntıları büyütüyor.” diyor.
Çalışan kadınların çocuklarının da aile büyüklerinin desteği ve gözetiminde olduğunu belirten Pınarbaşı, en önemlisinin de nasihat kültürünün kişilerin birbirini rehabilite etmesine imkan sağladığını dile getiriyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da aile içi şiddeti önlemede aile büyüklerinin desteğinin önemli olduğunu belirterek, bu kapsamda Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak Aile Danışma Merkezleri ile çalışmalar yapıyor. Ayrıca Boşanma Süreci Danışmanlığı hizmetiyle merkezlere başvuran 400 aileden 75’i, verilen danışmanlık hizmeti, psikolojik ve sosyolojik destek ve tedaviler sonrası boşanmaktan vazgeçti. Bu ailelerdeki şiddet, geçimsizlik gibi birçok problemin çözümüne yardım edildi. Pilot uygulama yapılan illerde bu hizmetten faydalanmak isteyen aileler, şahsen ya da aile mahkemesi hâkimleri, barolardaki avukatlar aracılığı ile Aile Danışma ve Toplum Merkezlerine başvurarak yararlanabiliyor. Bu merkezlerde aile içi iletişim becerilerini kazandırma, çatışma çözme ve aile içi destek, psikiyatrik rahatsızlığı olduğu düşünülen bireylerin sağlık tedavilerinin yaptırılması için sağlık kuruluşlarına yönlendirme gibi hizmetler veriliyor. Ayrıca aile içi iletişim sorunları nedeniyle boşanma noktasına gelen ailelerin sistemlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde aynı zamanda çocuklarıyla ilgili yaşadıkları sorunların çözümü yönünde danışmanlık yapılıyor ve mahkemeler yoluyla gönderilen ailelere yönelik öfke kontrolü ve danışmanlık hizmeti veriliyor. Bunların dışında boşanma sonrası tek ebeveynlerin yaşadığı sorunlar ve çocuklarla ilişkilerinin düzenlenmesi konusunda da destek veriyor.
SPOR PROGRAMLARI KONUYA DİKKAT ÇEKMELİ
Evlilik ve İletişim Uzmanı-Aile Yaşamını Koruma Derneği (AYKDER) Başkanı İnci Yeşilyurt ise araştırmalara göre şiddet uygulayanın geçmişinde ve ailesinde de şiddet olduğunu kaydediyor. Büyükşehirlere göç ile gelen ailelerin şehir yaşamına uyum sağlayamadığına dikkat çeken Yeşilyurt, bunun İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerde yaşanan şiddet olaylarını daha da artırdığını söylüyor. “Ergenliğin başlangıcından itibaren kızlara ve erkeklere özellikle şiddeti önleyici iletişim ve basit temel hukuk kavramları öğretilmeli.” diyen Yeşilyurt’a göre sadece kolluk güçlerinin değil, erkeğin erkeği önleyeceği toplumsal baskı araçları gündeme gelmeli. Spor programlarında yorumcuların da konuya dikkat çekmesini öneren Yeşilyurt, “Spor sahalarında, reklam panolarında erkeklere mesajlar verilmeli. Şiddetin her türünün insanlık ayıbı olduğu üzerinde durulmalı. Fuar gibi erkek egemen toplumlarda ürünlerin önünde kadınlar sergilenmemeli.” ifadelerini kullanıyor.
İslam Hukukçusu Prof. Saffet Köse: ‘Kavvam, yetki kullanan değil, naz çekendir!’
Bizim kültürümüzde karşı tarafın hakkını, talep etmeden vazife ve sorumluluk olarak tanımak söz konusudur. Hakperestlik yoktur bizde, hakşinaslık vardır. Bu çatışma kültürü hakperestliği doğurdu. Hakşinaslığı unuttuk, bunun neticesinde de toplumun bütün katmanlarında şiddet var. Aile içerisinde kadına karşı muamele ile ilgili Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz’in (sas) hadislerinde çok enfes ifadeler var. Kur’an’da Allahu Teâlâ bize emir olarak ‘Kadınlarla iyi geçinin’ diyor. ‘İyi geçinirseniz sevap alırsınız’ demiyor, ‘iyi geçinmenizi emrediyorum’ diyor. Efendimiz de Veda Haccı’nda ‘Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız’ buyuruyor. Kadın, kocasının yanında bir sığıntı haline gelmiyor. Sorumluluğun en zor ve en üst yeri olan emanet deniyor. Kavvam, yetki kullanan değil, naz çeken insandır.
İstanbul Müftü Yardımcısı Kadriye Avcı Erdemli: ‘Boşanma, dinin sağladığı bir kolaylıktır’
Eşinden dayak yiyen ve kolu kırılan bir sahabi hanımın şikâyeti üzerine, Peygamberimiz kadının boşanmasını sağlar. Boşanma da dinimizin sağladığı bir kolaylıktır. Eşler anlaşamıyorsa, birbirlerine zarar verecek duruma gelmişlerse, boşanma tabii ki bir yoldur. Kadın ve erkek boşandıktan sonra bir yabancıdır. İkisi de başka biriyle evlenebilir. Tabii ki babanın çocuklarının nafakasını sağlaması gerekir. Kadının hayatı, eski kocasını ilgilendirmez. Bizim dinimizde hayvana bile eziyet etmek haramdır. İnsana karşı şiddet, İslamiyet’in asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Bu konuda bireyler de gerekli kurumlara başvurmalı ve gerektiğinde kendilerini savunmalıdır. Kendi emanet vücutlarını korumaları gerekiyor.
ŞÖNİM’lerde erkekler de kontrol ediliyor
Zaman’ın dün manşetten verdiği ‘Kadını şiddetten korumak için, erkeği de gözetim altında tutmalı’ haberiyle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir açıklama yaptı. Kadına yönelik şiddeti önlemede şiddeti uygulayana yönelik yapılan çalışmaların bakanlıkça da önemsendiği belirtiliyor. Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri’nde (ŞÖNİM) şiddetin önlenmesi ve tedbir kararlarının izlenmesine yönelik, şiddet mağduru kişilere yönelik ve şiddet uygulayan/uygulama ihtimali bulunan kişilere yönelik hizmetler verildiği belirtiliyor. Burada kadına şiddet uygulayan erkek hakkında hakim kararıyla, ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlanıyor. Şiddet uygulayan kişinin öfke kontrolü, stresle baş etme, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılması; alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğun olması halinde bir sağlık kuruluşunda muayene ve tedavi olması; meslek edindirme kursların katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunması sağlanıyor. Ayrıca bu merkezlerde karar makamlarının talep etmesi durumunda, alınan tedbirlerin şiddet uygulayan erkek üzerindeki etkilerine dair rapor da hazırlanabiliyor. Şu an 11 pilot ilde açılışı tamamlanan ŞÖNİM’lerin Diyarbakır, Malatya ve Gaziantep’te de çalışmaları devam ediyor. Bakanlık, ilk ve orta öğretim müfredatına kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda dersler konulması hükmünü de düzenledi. Bütün illere yaygınlaştırılması planlanan ŞÖNİM’ler aynı zamanda kadına yönelik şiddetin istatistik verilerini de sağlayacak.
Zaman