Akraba ziyareti maneviyatı kuvvetlendirir
İnsanların yaşadığı topluma karşı bazı sorumlulukları vardır.
Neşe Polat'ın haberi
Sorumlu davranılması gereken kişilerin başında ise aile ve akrabalar gelir. Akrabalarla kurulan iyi ilişkiler manevi bağları kuvvetlendirmenin yanı sıra toplumun refahı içinde önem arz eder. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Kur'an-ı Kerim'de 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Anne-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin.' buyurulduğunu ifade ederek; "Cenab-ı Hakk'ın Kur'an-ı Kerim'de ana babaya ve akrabaya karşı iyilikte bulunmayı kendine kulluktan hemen sonra emretmesi konunun önemini gösteriyor." diyor.
Prof. Dr. Altıntaş, sıla-i rahimi şöyle tarif ediyor: "Akraba ve yakınları ziyaret etme, hâl hatır sorma ve yardımda bulunma¸ akrabayı, yani ana, baba, dede, çocuklar ve torunları; süt ve evlilik yoluyla olan yakınları ziyaret etmek ve onlara yardımda bulunma anlamına geliyor."
Yaşadığımız toplumda, bazen incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle küslükler oluştuğuna dikkat çeken Altıntaş, şu örneği veriyor: "Peygamber Efendimiz (sas) bir topluluğa hitap ederken 'Akrabalarıyla ilişkisini kesenler, bugün bizimle oturmasın' buyurmuş. Bunun üzerine, teyzesi ile arasında dargınlık olan bir genç, kalkmış ve doğruca teyzesine gitmiş, onunla helâlleşerek barışmıştır. Sonra Efendimiz'in yanına gelen gencin bu erdemli davranışı üzerine Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Aralarında akrabalarıyla ilişkilerini kesen bir topluma Allah rahmetini indirmez."
İnsanlar arası dostluk ve sevgi bağlarının kuvvetlendirilmesi noktasında ziyaretler ve hediyeleşme önemli yer tutuyor. Peygamber Efendimiz'in kendi anne, baba tarafından yakın ve uzak akrabalarının yanı sıra hanım tarafından olan akrabalarını da ziyaret ettiğini hatırlatan Altıntaş, şu bilgileri veriyor: "Sevgili eşi Hz. Hatice'nin vefatından sonra, onun yakınlarına ilgi göstermiş, koyun veya deve kestiğinde onlara et göndermiştir. Yine Efendimiz, kendisine sütanneliği yapmış ve böylece aralarında akrabalık bağları tesis edilmiş olan Süveybe hanıma sürekli yiyecek, giyecek gibi hediyeler yollamış, hal hatırını sormuş, ölünceye kadar onunla ilgilenmiş, hatta öldükten sonra da bir yakını olup olmadığını araştırmıştır."
İslam dininin hediyeleşmeyi teşvik ettiğini belirten Altıntaş, "Hz. Peygamber bir hadislerinde 'Hediyeleşiniz. Zira hediye, gönüllerdeki kin ve nefreti yok eder.' buyurmuşlardır." diye konuşuyor. Altıntaş, akrabalarla ilişkilerde hesabi değil hasbi olunması gerektiğini kaydederek, Hz. Peygamber'in (sas) "Bir iyilik karşılığında mükâfat veren kimse, akrabalık haklarını gözeten kimse değildir. Asıl, kendisinden iyiliklerini kesen yakınlarını ziyaret eden kimse bu hakkı gözetendir." hadisine atıfta bulunuyor. Altıntaş, "Bu anlayışa göre menfaat kesildi mi, dostluk ve akrabalık ilişkileri de kesilir. İslam böyle bir tavrı hoş görmez. Zaten Efendimiz de böyle bir ilişki biçimini onaylamıyor." diyor.
Zaman