Amerika'da Risale-i Nur'a çok ihtiyaç var
Amerika'daki Risale-i Nur hizmetleriyle ilgili Necati Kıray adlı Nur talebesinin gönderdiği hizmet mektubu...
Amerika'daki Risale-i Nur hizmetleriyle ilgili Necati Kıray adlı Nur talebesinin gönderdiği hizmet mektubu...
Mayıs ayında yaptığımız Amerika Birleşik Devletleri seyahatinde Connecticut (Bloomfield), Philedelphia, New York, Washington DC, New Jersey, Boston şehirlerindeki dersaneleri ve abilerimizi ziyaret etmeyi Cenab-ı Hak nasip etti. Oradaki abi ve kardeşlerimizin selam ve dualarıyla beraber oradaki müşahedelerimizi de paylaşmak arzu ettik.
Bir aylık bir süre içinde bir ülkeyi, insanlarını, oradaki hizmetleri ihata edebilmek pek kolay değildir. O sebepten paylaştıklarımızın tashihe muhtaç yerlerini tashih etmelerini oralara daha vakıf abilerimizden bekliyor ve daha şimdiden kusurumuzun affı için Cenab-ı Erhamurrahim hazretlerinin rahmetini şefaatçi yapıp rahmetinden affımızı rica ediyoruz.
Yaklaşık üç yüz milyon nüfusa ve geniş bir yüzölçümüne sahip olan Amerika Birleşik Devletlerinin yukarıda da zikredilen şehirleri ülkenin kuzey doğusunda bulunan bazı şehirleridir. Bu şehirlerde İngilizce ve Türkçe olmak üzere belli günlerde dershane ve ev dersleri oluyor. Derslere katılanlar Amerika'da yaşayan Türkler, Amerikalıar ve aslen Asya ve Afrika'dan gelerek Amerika'ya yerleşen kimseler. Diğer şehirlerinin bazısında da hizmet ve dershanelerimiz olmakla beraber hizmetin yoğunlaştığı bölge de sabıkta ismi geçen şehirlerin olduğu kuzey doğu bölgesidir. Cenab-ı Hak en kısa zamanda bütün Amerika'da hizmetleri intişar ettirip insanların akıl, kalp ve duygularını Risale-i Nur'a musahhar yapsın. Amin.
Dünyanın maddeten merkezinde olan ve kapitalizmin de merkezi olan bu ülkede bizim hizmetimiz de olmak üzere bütün islami hizmetler yolun başında sayılır. Fakat buna rağmen özellikle iki bin yılından itibaren de artan bir ivme ile devam eden güzel faaliyetler olduğunu öğrendik. Amerikan halkı Avrupaya göre daha dindar. Fakat malum Hıristiyanlığın tahrif olması insanları tevhit inancından uzaklaştırmış. Zamanımızdaki fen ve müspet ilimlerin suallerine tahrif olmuş Hıristiyanlığın cevap verememesi sebebiyle insanlar dinden oldukça uzaklaşmışlar.
Dindar Hıristiyanlar ekseriyetle kalplerinin saffetiyle dinlerine bağlılar. Akli binlerce suale cevap veremeden teslim olmaya çalışan ekseriyeti yaşlı olan kimseler. Bildikleri tek din diyoruz çünkü maalesef islamiyeti neredeyse hiç bilmiyorlar. İslamiyet’le alakadar bildikleri de çok evlilik ve terör gibi yanlış manalar. Hıristiyanlıkta aradığını bulamayan insanların da merak edip baktıkları son din de ekseriyetle islamiyet oluyor. Batıda maalesef islamiyet aleyhine yapılan menfi propagandalar ve terörü, İslam’a isnat etmeleri halkın islamiyeti öğrenmelerine kalın bir perde olmuş.
Dinden gittikçe uzaklaşmak, Amerika halkında oldukça fazla ahlaki çöküntülere sebep olmuş ve bu ailevi ve içtimai problemleri beraberinde getirmiş. Kapitalist sistemin merkezi olması hasebiyle hayat, para harcamak ve harcayacağı parayı kazanmak için yoğun bir şekilde çalışmak üzere kurulmuş. Umum olmasa da ekser insanların hafta içi yoğun çalışma, hafta sonu da kazandığı parayı sefahatle harcama üzerine kurulmuş hayatları bize Risale-i Nur’da geçen deve kuşu misallerini hatırlattı. ölümü hatırlamamak için çalışma veya sefahat kumundan başlarını çıkartıp ölüme bakamıyorlar. ölümü düşünmemek üzerine kurulmu bir hayatı
Amerika’da kiliseler ve diğer ibadethanelerin masarifi kendi etrafındaki ve o kiliseye müntesib olan insanlar tarafından deruhte ediliyor. Devletin bu konuda bir yardımı olmuyormuş. İnsanlar kayıtlı oldukları ve aidatlarını ödedikleri kiliselerden başka kiliselere pek gitmiyorlar. Bu sebepten dolayı ve insanların da diyanette zaafiyetleriyle çoğu ihtiyar olan cemaatlerinin de azalmasıyla beraber maddi sıkıntılar çeken özellikle kiliseler olmak üzere ibadethaneler satılığa çıkarılıyor.
Müslümanlar cami ihtiyaçlarını orada yeni bir cami yapmak yerine bu tür kiliseleri almakla karşılıyorlar ve bu şekilde açılmış çok camiler var ve gittikçe artıyor elhamdülillah. Bu şekildeki camilerde namaz kıldık, hatta son kıldığımız cuma namazı Müslümanlar tarafından alt katı cuma günlerinde kiralanan bir kilisede idi. Özellikle Pakistanlıların camiler noktasında çok güzel hizmetleri var (Cezahumullahi hayran kesira). Türkiye diyanet işlerinin de camiye çevirmek üzere bir sinagog almak üzere olduğunu gelmeden önce duymuştuk. Allah emsallerini çoğaltsın. Amin. Abilerimizin de şimdilik temenni hükmünde olan ve dua bekledikleri böyle bir niyetleri var. Cenab-ı Hak güzel ve ucuz bir kilise denk getirsin. Amin.
Camilerde beş vakit namaz kılınmakla beraber Kuran kursu vesaire güzel faaliyetler işin de kullanılıyor. Çok camilerde akşam namazından sonra halaka dedikleri sohbet halkası oluşturup ilmi sohbetler yapılıyor. Boston’daki kardeşlerin de böyle güzel bir faaliyetleri camide haftada bir defa oluyor. (Türkiye’deki camilerin de beş vakit namaza münhasır kalmayıp ilim ve irfan mekanları haline gelmesini rahmeti ilahiyeden niyaz ediyoruz.)
Orada hizmet eden abi ve kardeşlerle yaptığımız konuşmalar ve müşahedelerimizle de teyit edilen kanaatimizle, çöken ahlaki yapıya ve dinden uzaklaşan insanlara rağmen Amerikan halkının insanın ruhunu iten bir yapısı yok. Bunun nedenini de tahlil ederken şöyle bazı hallerin bunu netice verdiği kanaatine vardık ki; Üstad Bediüzzaman’ın dediği gibi “kafirin her sıfatı kafir olmak ve küfründen neşet etmek lazım olmadığından” Amerikan halkındaki bazı sıfatlar bize Müslüman sıfatları olarak güzüktü. Ya bizden çalmışlar veya Hıristiyanlığın din-i hakikisinden kalma bazı sıfatlardır.
Bu sıfatların bir kısmı ise; mesela yalancılık insanlar arasında çok fazla revaş bulamamış ve insanlar arasında güven hakim. Söylenilen sözlere ve verilen beyanlara itimat ediyorlar, söylediğiniz şey onlar için doğrudur. Makam ve mevkii tahakküm aleti ve enaniyet vesilesi değil, hizmetkarlık olarak görüyorlar ve ona göre de çalışmalarını arttırıyorlar. Genel olarak vazifeşinas insanlar, küçükte olsa vazifelerine dikkat ediyorlar.
Ülkelerine güzel bakıyorlar, şehirleri, yolları bahçelerinin bakım ve temizliğine ihtimam gösteriyorlar. Birinden bir şey duydukları zaman hakkı içinde arıyorlar ve yanlış söz sahiplerini bile kırmamaya çalışıyorlar. Birbirilerini şevklendirmek için fiil, iş, eser ve sözlerinde güzel tarafı tutup onunla arkadaşlarını gayrete getiriyorlar. Mesela yaptığı eserin güzel ve çirkin tarafları varsa güzel tarafını nazara alıp bu şeyi güzel yapmışsın tebrik ederim vs gibi teşvikleri oluyor.
Diğer insanların inanış, libas ve yaşamlarına müdahale etmek değil hiç ilgilenmiyorlar bile. Bununla beraber kendileri için de müdahale edilmesine cevazları olmadığı gibi fikirlerinin değiştirilmek istendiğini düşünmek bile onların kapıları kapatmasına sebep oluyor. Oradaki hizmet ehli kardeşlerimizin de tavsiyesi şu ki, onlar talip olup sorana kadar bir Amerikalının yanına gidip hakikatleri anlatmanın çok isabetli olmayacağıdır.
Her yerde olduğu gibi Amerika’da da insaniyetten çıkmış ve dinsizliği din olarak görüp dine saldıran insanlar yok değil, fakat ülkemizde de olduğu gibi bunlar azınlıkta. Yine az bir kısmı da dindar Hıristiyanlar ve sair dinden olan dindar insanlar. Diğer ekseriyet ise sefahat bataklığına düşmüş ve çıkamayan insanlar.
Amerikan halkı ve Amerika’nın menfi ve müspet bu halleriyle beraber şöyle bir kanaat bizde hasıl oldu ki; Amerika’da İslamiyet birden parlayacak. Sanki bir ukde var ve o ukdenin açılmasını bekliyor gibi duruyor. Avrupa bir derece islamiyeti duyduğu ve gördüğü ve ona rağmen yıllarca inat etmesiyle beraber Amerikan halkı maalesef islamiyeti bugüne kadar neredeyse hiç duymadı, duydukları şeyler de çoğunluğu yalan olan ve islamiyeti kabullerini engelleyen şeyler. Böyle olunca araştırma ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Bir Hıristiyan, Hıristiyanlık kendini tatmin etmez ve başka bir din arayacaksa en son bakacağı din islamiyet oluyor maalesef.
Hatta 11 Eylül gibi İslamiyet’e vurulan bir darbenin akabinde sırf islamiyeti araştırma merakı vesilesiyle Müslüman olanların sayısında büyük artış olmuş. İslamiyeti duymadıkları ve bilmedikleri için islama girmeyen üç yüz milyon insan. Hıristiyanlıkla bağları gittikçe kopan ve evrim gibi bir saçmalığın bilim olduğunu düşünen sözde medeni ve müterakki bir ülke.
Evet, Amerika ukdenin açılmasını bekliyor. O ukde de kanaatimizce, Üstadımızın sürekli tahşidatını yaptığı “Eğer biz ahlak-i İslamiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemalatını efalimizle izhar etsek, sair dinlerin tabileri elbette cemaatlerle İslamiyet’e girecekler; belki Küre-i arzın bazı kıtaları ve devletleri de İslamiyet’e dehalet edecekler.” hakikati ile beraber ittihad-ı islamdan geçiyor. Bu ukdenin iki umdesinin birincisi İslamiyet ve iman hakaikinin fikri galebesi, ikincisi de islamiyetin kemalatını fiilen göstermek. Birincisini Risale-i Nur halledebilir ve Amerika’da ciddi, planlı, programlı maddeten terakkiye mütevakkıf, külli Risale-i Nur neşri ve hizmetlerine ihtiyaç elzem derecede. İkincisi için bütün Müslüman ülke ve cemaatlerinin uhuvvetkarane ve ittihad-ı islamı gösteren faaliyetleri lazım ki hizmet de başlamış ve yol alıyor elhamdülillah. Fakat maalesef ikisi de henüz yolun başunda. İkinci hizmet için dualar etmekle beraber, birincisi için de dua, temenni ve fikirlerimiz şöyle ki;
Türkiye’de bazı şehirlerimizde yüzlerce dershanemiz olmakla beraber aynı şehirde on kat hizmetimiz artsa yine eksik kalacağı bir hakikat. Fakat Amerika gibi koca bir ülkede hizmetimizin olmadığı şehir değil eyaletler çok sayıda. Her bir eyalet de aslında bir ülkedir. Gerek ehli hizmet abi ve kardeşlerimiz gerekse yüksek lisans ve doktora yapmak için gelecek kardeşlere ihtiyaç şedit derecede. Küçük bir numune olarak Washington DC’de yüksek lisansa giden ve dershane açan kardeşlerimiz sair milletler ve Amerikalı olan onlarca kişiyle ders yapıyorlar.
Şu gün yüz ehli hizmet abi ve bin talebe kardeşimiz gitse yine de ihtiyaç bitmiş olmayacak. Oraya giden veya gitmek niyetinde olan kardeşlerimizin “ben buraya Risale-i Nur’la Kur’an ve iman hizmeti için, islamiyetin ulviyetini göstermek için geldim” deyip sebatkarane metanet göstermesi gerekir. Yoksa Muazzez Üstadımızın “gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse; ezhan enelere dönüp etrafında gezerler” dediği gibi gayesini unutsa veya unutturacak esbap ona unuttursa malayaniyat o insanı boğabilir. Zira Amerika, insanı manen boğacak vartalardan hali bir yer değil.
İnsanlığın son demlerini yaşadığı ve dünya ömrünün nihayete yaklaştığı şu günlerde beşeriyetin aradığı hakikatleri Allah’ın rahmeti, Üstadımızın gayret ve dualarıyla elimizde tutmuşuz. Elimizde herkesin muhtaç olduğu hakikat hazinesi var ve onlara muhtaç üç yüz milyon kişi Amerika’da bekliyor. Washington’da bir müzeye gittiğimizde müzede dondurulmuş hayvanların olduğu yerde bazı kısımlarda “Akrabalarınızı ziyarete hoş geldiniz” gibi tabirat vardı. Ayrıca müzede evrim bölümü vardı ve gelenler içinde burada yanlış bir şey var diye düşünen hiçbir sima göremedik maalesef. Amerika’nın maddi terakkisiyle beraber manen bu kadar geri kalmaları bize hemen on ikinci sözdeki misali hatırlattı. Dünyaya çok çalışmışlar, maddiyatın en ince teferruatına kadar dalmışlar fakat hakikate hiç geçememiş insanlar. Risale-i Nur’a burada öyle ihtiyaç var ki!!
Risale-i Nur’un en basit hakikatlerine bile burada çok uzaklar maalesef. Cenab-ı Hak o yüksek hakikatlere hakkıyla hizmet etmeyi ve bu insanlara en güzel şekilde ve en kısa zamanda ulaştırmayı bizlere nasip etsin. Amin.
Üstadımız vazifesini en güzel şekilde tamamlamış. Hakikatler noktasında en ilerisini bize bırakmış. O yüksek hakikatleri vitrine en güzel şekilde koymak ve muhtaçlara ulaştırmak da Risale-i Nur hizmetkarları olan bizlerin vazifesi. Bu da sebatla, gayretle, kaliteli ve ciddi çalışmalarla olabilir.
Türkiye’de çok hissetmiyoruz ama orada tam hissediliyor ki hiç bir nur talebesinin tembellik yapmak için hiç bir özrü yok. Tembellikle elimizde dünyanın beklediği hakikatlere zulmetmiş oluruz.
İstanbul’da yaşayan daha önce vazife için yurtdışında bulunan değerli bir abimizle yaptığımız sohbet sırasında bir hatırasını şu şekilde anlatmıştı: “Vesilemizle Müslüman ve Risale-i Nur talebesi olan bir rahip Risale-i Nur’u okurken sevinçle ona bakmış olacağım ki bunu anlayınca bana döndü ve dedi ki; “Ben Risale okurken çok sevindiğini görüyorum nedenini sorabilir miyim?” Ben dedim ki; senin Müslüman ve nur talebesi olman beni çok sevindirdi, benim vesilemle olması da açıkcası ayrıca beni memnun etti. O biraz düşündükten sonra bana dedi ki: “Müslüman ve Nur talebesi olmama sevinebilirsin ama ben senin yerinde olsam, bu hakikatleri bana ulaştırdığın için sevinmem. Bu kitapların müellifi Bediüzzaman bunları size bırakmamış ta gömmüş olsaydı, herhangi bir şey aramak için orayı kazan bir kişi bunları bulduğunda sevinçten öyle bağıracaktı ki ben ve herkes işitmiş olacaktı. Bence ulaştırdığın için sevinmek yerine geç kaldığın için üzülmelisin”…
Programımızın son haftasında yılda yaklaşık iki defa gerçekleşen İslami kongrelerden birine de katılmak nasip oldu. ICNA & MAS organizasyonu olan bu İslami kongrede konferanslar, gençlerin Kur’an yarışması, kitap fuarı ve benzer güzel faaliyetler vardı. Amerika’nın her tarafındaki Müslümanlarla beraber yurtdışından katılımların da olduğu bu organizasyona yaklaşık otuz bin kişi katılıyormuş.
Namazlar cemaatle kongre salonunun içindeki bir alanda kılındı. Amerika gibi bir yerde binlerce müslümanla beraber cemaatle namaz kılmak ayrıca güzel oluyor. Güzel faaliyetler yapan hamiyetli Müslümanların güzel organizasyonları da vardı. Numune olması için bir tanesini paylaşmak arzu ediyoruz;
Why Islam? (Niçin islam) adında bir teşekkül, katıldığı kongre, kitap fuarı ve benzer faaliyetlerde kaliteli ve gayri Müslimlere göre hazırlanmış ve insanların merak ettikleri soruları (islamda cihad, islamda terör, islamda kadın, Hz. İsa(as), Hz. Muhammed(asm) vb konular) broşürleri dağıtıyorlar, ayrıca sorulan suallere orada cevap vermekle beraber sürekli ulaşılabilecek ücretsiz telefon hatlarıyla hizmet veriyorlar. Bu ve benzeri faaliyetleriyle onların vesilesiyle günde en az bir kişinin Müslüman olduğunu duyduk. Allah emsallerini çoğaltsın.
Bu kongrelerde Risale-i Nur hizmetleri olarak da katılan abilerimizin gayretli çalışmaları var. Dershanede kalan abilerimizle beraber orada yaşayan, Risale-i Nur’la Kur’an’a hizmet birinci gayeleri olan ve dünyevi çalışmalarını buna vesile eden kardeşlerimizin de güzel gayretleri vardı. Risale-i Nur kitaplarını fuarda teşhir edip satıyorlar ve çok kimselerin Risale-i Nur’la tanışmasına vesile oluyorlar. Yaklaşık beş ingilizce külliyat ve çok sayıda ingilizce kitaplarla beraber Urduca ve sair dillerde Risaleler ve tevafuklu Kur’an’lar da alındı.
Risale-i Nur hakikatlerine oradaki gayri müslimlerle beraber Müslümanların da çok muhtaç olduğunu hakkalyakin gördük. Konferans bölümlerine insanların yoğun ilgisi vardı. Bazı konuşmacıları binlerce insanlar dinlediler. Bu kongrelere katılıp Risale-i Nur hakikatlerini anlatabilecek müsait abilerimizin oradaki ehli hizmet abilerimizle irtibata geçip konuşmacı olarak katılmalarını da temenni ediyoruz. (Haşiye: 4 Temmuzda abilerimizin de katılacağı büyük bir kongre daha var.)
Her yerde olduüu gibi Amerika’da da her şehir ve kasabada hizmetimize merkez olacak ve içinde ehli hizmet vakıf abilerimizin ve talebe kardeşlerimizin olduğu dershane-i Nuriyeleri görmek Amerika için en büyük temennimiz. Ayrıca şöyle bazı ihtiyaçları da müşahede ettik ve duaya vesile olması için arz ediyoruz;
1. Risale-i Nur’dan merakaver konuların gayri müslimlere bakacak şekilde dikkatle Risale-i Nurdan seçilip güzel bir kapak ve kaliteli bir çalışmayla Risale-i Nur’a nazarları çevirecek ingilizce broşürler hazırlanması. Başta ingilizce olarak mümkünse diğer diller için de yapılırsa çok güzel olur. Yurtdışındaki Kitap fuarları için çok ehemmiyeti olan bu çalışmalar her türlü faaliyetlerde büyük hizmetlere medar olabilir.
Şimdiye kadar farklı ülkelerde ve Türkiye’de de farklı kardeşlerimizin böyle çalışmaları oldu fakat bu çalışmalar bir çatı altında birleşemediği için tekemmülü de çok nakıs oldu. Biz şimdiye kadar yapılan çok çalışmaları gördük ama Risale-i Nur’a yakışacak kalitede çalışma çok az sayıda kaldı. Temennimiz bu çalışmaların internet ortamında herkesin her yerden kolayca ulaşabileceği bir sitede toplanması. İsteyenler ihtiyaca binaen alıp kendi hizmet mahallinde istediği kadar bastırıp kullanabilsin. Bulunduğu ülkenin diline hakim olan abilerin, grafik programlarında ve böyle çalışmalarda tecrübeli abilerle buluşturulması ve basıma hazır hale gelmeden önce de çok nazarlardan geçirilip umumun tasdikini almış olması ehemmiyet arz etmektedir.
Evrim, tabiat, cihad, tevhid, iman esasları, islamda kadın, çok evlilik, Hz. Muhammed(asm) ve şahs-ı manevisi vs merakaver konularda toplam 8 sayfalık katlamalı broşürlerin yapılmasını ve böyle çalışmaların bir çatı altında toplanmasını yurtdışındaki abilerimizin müşavirliğinde Türkiye’deki abilerimizden bekliyor ve her türlü çalışmalara destek vermek ve hamiyetli abilerimizle beraber çalışmak arzu ediyoruz.
2. Türkiye ve islam alemi için böyle bir ihtiyaç olmamakla beraber tevafuklu Kur’an’ımızı başta ingilizce mealli olarak diğer dillerde de mealli olarak bastırılması. Muazzez Üstadımızın ve muhterem talebelerinin hizmeti genel olarak Risale-i Nur neşri ve tevafuklu Kur’an’ı bastırmak üzerinde yoğunlaşmış. Gayri müslimler islami şeairden ve Kur’an’dan çok uzak olduklaro için Kur’an’ın bir ayet mealiyle bile islamiyetin güzelliğini anlayıp Müslüman olanlar oluyor. Kur’an’ımızın o yüce hakikatlerini Üstadımızın keşf-i manevisiyle bulunan tevafuk mucizesiyle bastırabilmek gayri müslim ülkeler için çok ehemmiyetli bir hizmet olacaktır. Allah razı olsun Hizmet Vakfındaki abilerimiz bu konuda her türlu desteğe hazır olduklarını ve memnuniyetle böyle bir çalışmayı yapabileceklerini söylediler. Yurtdışı iıöin ilk ve tek mealli Kur’an çalışmalarını Bulgarca için yaptıklarını dile getirdiler. çok kaliteli olan bu çalışmanın Bulgaristan’da çok hizmete vesile olduğunu Bulgaristan’daki hizmet eden abilerimizden duymuştuk. İnşallah en kaliteli bir meali bulmak noktasında ingilizceye hakim abilerimizin tavsiyelerini bekliyoruz.
3. Türkçe olarak çok sayıda hazırlanan resimli vecizelerin diğer dillerde ve basta ingilizce olarak hazırlanması. Yine bunun için de kaliteli çalışmalar yapılması ve birinci maddedeki gibi tekamül ettirileceği internet ortamında paylaşılması ehemmiyetli hizmetlere vesile olacaktır. Yine gayri müslim bir ülkede kitap fuarına katılan kardeşlerimiz anlatıyor: “Biz sadece nazarları kitaplarımıza çevirmek için standımıza asmak gayesiyle resimli vecizeler hazırladık. İptidai olan bu çalışmalarımızın gayesi sadece standımıza insanları çekip kitaplarımızı anlatabilmekti. Bu hizmeti yapmakla beraber hiç düşünmediğimiz halde bu resimleri yalvararak satın alanlar oldu ve yüzlerce Risalenin satılmasına da vesile oldu..” demişti.
4. Yabancı dile tercüme edilmiş kitapların kaliteli tercümeleri olmasıyla beraber bazı cihetlerinin o dile ve ülke insanlarına vakıf abilerimizden oluşan bir heyetin ve mütercimlerinin meşveretiyle tashihatının yapılıp, o dili konuşan Müslüman ve gayri müslimlere göre bazı düzenlemelerinin yapılmasının isabetli olacağı.
5. Sonuncu belki de en önemli temennimiz de Risale-i Nur’un herkesin her zaman ulaşabileceği şekilde diğer ülkelerde satılabilmesidir. Bunun ticari ve kanuni boyutunu bilemiyoruz ama gerek son katıldığımız islami kongrede gerekse diğer ülkelerde kitap fuarlarında çok kimseler, fuardan sonra size nasıl ulaşırız, kitaplarınızı nasıl buluruz diye soruyorlar. Kitaba hizmet eden ve kitapla hizmet eden bir cemaat olarak cemaatimizin artk çok yerlerde ve çok ülkelerde Risalelere insanların kitapçılarda kolayca ulaşmasını sağlayacak tedbirler düşünmesi çok mübrem bir ihtiyaç olarak gözükmektedir.
Ya Rabb-el Alemin, Ya Erhamerrahimin,
Bizlerin ve Umum Risale-i Nur talebelerinin ve ailelerinin, Türkiye, Amerika ve dünyanın her yerinde hizmet eden abi ve kardeşlerimizin günahlarını ve kusurlarını affet ve setret. Günahlardan, haramlardan, yasakladığın şeylerden ve malayaniyattan muhafaza eyle. Risale-i Nur’a çalışmak şevk ve gayretlerimizi ziyadeleştirip maddi-manevi bütün engellerden ve belalardan muhafaza eyle.
Bizleri dünyada ve ahirette Risale-i Nur talebelerinden ve cemaatinden ayırma ve bizleri onlara layık eyle. İnsanların akıl, kalp ve duygularını Risale-i Nur’a musahhar kıl. Risale-i Nur’a Türkiye’de, Alem-i İslamda, Amerika’da ve dünyanın her yerinde revaş ver.
Bi hürmeti Seyyid-il Murselin, ve bi hürmeti Kur’an-il Azim ve bi hürmeti Üstadina Bediüzzaman Said-en Nursi(r.a).
Nurnetwork