Amerikalı Profesör Artz'dan Gazze tepkisi: ABD özgürlükler konusunda konuşma hakkını kaybetti
ABD'nin Purdue Üniversitesinde Purdue Küresel Çalışmalar Merkezi Direktörü Burton Lee Artz, Amerika'nın İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin sergilediği tutumla ifade ve diğer özgürlükler konusunda konuşma hakkını kaybettiğini söyledi
Marmara Üniversitesinde düzenlenen 16. Geleneksel Küresel İletişim Derneği Konferansı için İstanbul'a gelen Amerikalı Profesör Artz, AA muhabirine ABD'nin İsrail politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Artz, ABD'nin ifade ya da diğer özgürlükler konusunda konuşma hakkını kaybettiğini belirterek, "ABD'nin tepkisi, Ukrayna'dan Gazze'ye, Tayvan'a, Latin Amerika'ya ve Haiti'ye kadar her zaman askeri bir karşılık olmuştur. Bu da ABD'nin demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü hakkında söylemek istediği her şeyin altını oymaktadır." eleştirisinde bulundu.
ABD'nin sık sık hukukun üstünlüğünden söz ettiğine dikkati çeken Artz, şu ifadeleri kullandı:
"İsrail'in Gazze'de yaptığı her şey, uluslararası hukuku ihlal ediyor. ABD de onlara silah sağlayarak uluslararası hukuku ihlal ediyor. Aslında ABD yasalarını da ihlal ediyor çünkü ABD'nin sivillere karşı güç kullanan hiç kimseye yardım etmemesi gerekiyor yani ABD ve İsrail hem uluslararası hukuku ihlal ediyor hem de ABD kendi ulusal hukukunu ihlal ediyor. Dolayısıyla kalkıp da ABD'nin bir ülkeye; Venezuela, Nikaragua ya da başka herhangi bir ülkeye hukukun üstünlüğüne uymalarının gerektiğini söylemesi ikiyüzlülüktür."
ABD'DEKİ ÜNİVERSİTE EYLEMLERİ
Artz, ABD'deki üniversitelerde Filistin destekçisi eylemlere ilişkin, fakülte yönetiminde bulunduğu Purdue Üniversitesinin öğrencilere saldıran diğer üniversite yönetimlerini kınayan kararı oy birliğiyle kabul ettiğini söyledi.
Üniversitelerde İsrail'in gerçekleştirdiği soykırımı protesto eden öğrencilerin okuldan uzaklaştırıldığını, yurt odalarından atıldığını ve haklarında suç duyurusunda bulunulduğunu anlatan Artz, şunları dile getirdi:
"Bu, ihlaldir. Bu, ifade özgürlüğünün gerekliliklerini, akademik özgürlüğün gerekliliklerini, üniversite yöneticileriyle diyalog kurulması gerekliliklerini ihlal ediyor. Birçoğu ABD'deki siyonist örgütlerin doğrudan baskısıyla öğrencilere karşı bu tepkiyi benimsedi. Bu, bana onlarca yıl önceki Vietnam Savaşı karşıtı gösterileri hatırlatıyor. Öğrenciler, başlangıçta ABD'nin Vietnam'daki savaşını protesto ettikleri için kınanmış ya da alay konusu olmuşlardı. Şimdi de benzer bir durumla karşı karşıyayız."
Gazze'de acil ve kalıcı ateşkes talep eden öğrencilerin antisemitik olmakla suçlandığını söyleyen Artz, Barış İçin Yahudilerin Sesi grubu ve diğer Yahudi örgütlerinin de bir şekilde antisemitizmle suçlandığını ve bunun "akıllara durgunluk verici" olduğunu belirtti.
Artz, üniversite yönetimleri kampları bastırdıkça diğer kampüslerde daha fazla kampın ortaya çıktığını ve her üniversitenin aynı tepkiyi vermediğine dikkati çekti.
Northwestern Üniversitesi gibi bazılarının öğrencilerle taleplerini yerine getirmek için konuşmayı, Washington eyaletindeki Evergreen State College'ın da İsrail'e askeri tedarik sağlayan şirketlerden uzaklaşmayı kabul ettiğini anımsatan Artz, "Şu anda Amerikan halkının üçte ikisi ateşkesten yana. Joe Biden'ı, Demokratik Ulusal Komiteyi ve Kongredeki Demokratları dinlerseniz bunu bilemezsiniz." diye konuştu.
Artz, ABD yönetimiyle halkının farklı düşündüğüne işaret ederek, Amerikan halkının genel olarak bombardımanın sona ermesini istediğini anlattı.
"ANADOLU AJANSI, GAZZE'DEKİ SAVAŞI HABERLEŞTİRMEK KONUSUNDA OLAĞANÜSTÜ BİR İŞ ÇIKARDI"
ABD'de sadece üniversitelerde değil medyada da Filistin'i destekleyenlerin baskıya maruz kaldığını söyleyen Artz, "New York Times gibi bazı büyük gazetelerde İsrail hükümetiyle ya da İsrail hükümeti için çalışmış kişilerin olması ilginç. Şimdi onlar, New York Times için sözde objektif muhabirler ki bunu insanın aklı almıyor." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansının (AA) Gazze konusundaki haberlerinin takdir edilmesi gerektiğini kaydeden Artz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anadolu Ajansı, Gazze'deki savaşı haberleştirmek konusunda olağanüstü bir iş çıkardı. Failleri yani siyonist devleti tespit ettiler. İnsani felaketi, soykırımı tespit ettiler hatta öyle bir şekilde sunuldu ki bu, ABD medyasının yaptığı her şeyin çok ötesinde bir şey. Bu anlamda Anadolu Ajansı, sadece Filistin'e değil Türk izleyicilere ve dünya ölçeğinde muazzam bir hizmette bulundu. Gazze ve Filistinlilere yönelik saldırılar konusunda olağanüstü bir yayıncılık yaptılar. Bence bunun için alkışlanmalılar."
İNSANLARIN KENDİLERİNİ SAVUNACAK DURUMDA OLMADIĞI DÜŞÜNCESİ EMPOZE EDİLİYOR
Artz, konferanstaki sunumunda bağımsız haber ajanslarından söz ettiğini belirterek, "ABD ve Avrupa'da özelleştirilmiş, kar amaçlı bir medya sistemi var. Bu da bize eğlence sağlayanların onlar olduğu anlamına geliyor. Bu, Marvel ve Disney'den çıkan tüm süper kahraman filmleri gibi olabilir. Sony ve Warner Brothers da bize insan ve toplum olarak aciz olduğumuzu göstermeye çalışıyor. Kendimizi savunacak durumda değiliz." dedi.
İnsanların kendilerini savunacak durumda olmadığı düşüncesinin empoze edilmesinden dolayı bir kahraman ihtiyacının doğduğuna dikkati çeken Artz, bir kahramanın gelip insanlığı kurtaracak olmasının, kötülük yapanlardan korunmak için polise ve orduya ihtiyaç bulunduğu fikriyle örtüştüğünü söyledi.
Artz, "Gördüğümüz tüm eğlence programlarında buna inanmaya şartlandırılıyoruz, teşvik ediliyoruz. Böylece rıza kazanıyoruz. Bu çerçevede ABD'nin Gazze'deki insanları bombalaması için İsrail'e askeri yardımda bulunmasına belli bir düzeyde, hiçbir şekilde evrensel değil ama belli bir düzeyde rıza var." ifadelerini kullandı.
aa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.