Anayasa Mahkemesinin laiklik kararı devrim

Anayasa Mahkemesinin laiklik kararı devrim

ANAYASA Mahkemesi laiklik konusunda devrim gibi bir karar verdi, eski sert laiklik tanımı yerine liberal bir laiklik tanımı yaptı.

Taha Akyol'un yazısı...

2012/128 sayılı bu karar dün Resmi Gazete’de yayınlandı. CHP 4+4+4 yasasının bazı maddelerinin iptali için dava açmıştı. Temel eğitimin kesintili olması, 5 yaşında başlaması, ortaöğretim başarı puanı gibi konuların yanında iptali istenen maddelerden biri de seçimli olarak “Kuran-ı Kerim” ve “Peygamberimizin hayatı” dersleriyle ilgili düzenlemeydi.
Dava dilekçesinde seçimli de olsa bu iki dersin laikliğe, laik devletin dinler karşısında tarafsız olması gereği ilkesine aykırı olduğu savunuluyordu. Mahkeme bu dersleri laikliğe aykırı bulmadı, iptal istemini reddetti.

LAİKLİĞİN TANIMI

Anayasa Mahkemesi tarihte “katı laiklik” ve “özgürlükçü laiklik” olarak iki anlayış ve uygulama olduğunu belirtiyor:
“Katı laiklik anlayışına göre din, bireyin sadece vicdanında yer bulan, bunun dışına çıkarak toplumsal ve kamusal alana kesinlikle yansımaması gereken bir olgudur.

Laikliğin daha esnek ya da özgürlükçü yorumu ise dinin bireysel boyutunun yanında aynı zamanda toplumsal bir olgu olduğu tespitinden yola çıkmaktadır. Bu laiklik anlayışı, dini sadece bireyin iç dünyasına hapsetmemekte, onu bireysel ve kolektif kimliğin önemli bir unsuru olarak görmekte, toplumsal görünürlüğüne imkân tanımaktadır”.
Mahkeme bu ikinci tanımı benimsiyor. Halbuki eski kararlarında, “dinin bireyin iç dünyasına ait olduğu” vurgulanırdı. Özgürlükler söz konusu olduğunda Anayasa Mahkememizin unutulmaz bir formülü vardı:
“Laikliğin özgürlüklere kıydırılmasına olanak tanımamak!” (Karar No: 1989/12)

Bunun otoriter bir tanım olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin yeni laiklik tanımının ise liberal nitelikte olduğu açıktır.

DEVLET VE TOPLUM

Kararda “laiklik, bireyin ya da toplumun değil, devletin bir niteliğidir” deniliyor. Öyleyse toplumsal düzen nasıl olacak? Karardan bir paragraf alıyorum:

“Demokratik ve laik devletin temel amaçlarından biri, toplumsal çeşitliliği koruyarak, bireylerin sahip oldukları inançlarıyla barış içinde bir arada yaşayabilecekleri siyasal düzenleri inşa etmektir... Laik devlet, resmî bir dine sahip olmayan, din ve inançlar karşısında eşit mesafede duran, bireylerin dini inançlarını barış içerisinde serbestçe öğrenebilecekleri ve yaşayabilecekleri bir hukuki düzeni tesis eden, din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan devlettir”.

AİHM içtihatlarından alıntılar yapılan kararda, Müslüman olmayan öğrencilerin din eğitiminin Lozan’da düzenlenen bir hak olduğu anlatılıyor. Müslüman çocukların bu dersleri seçmeli olarak alabilmelerinin hukuki niteliğini ise şöyle izah ediyor:

“Anayasa’da ifadesini bulan laiklik ilkesi, bir yandan devletin esaslarını dinin belirlemesini engellemekte, diğer yandan da din eğitim ve öğretimi dahil dini hizmetlerin devlet eliyle verilmesine imkân tanımaktadır...”
Kararın bu bölümüne 17 üyeden sadece 2 üye “karşıoy” yazmış.

Son derece önemli bir karar; ilgilenenlere kararın tamamını okumalarını tavsiye ederim.
Temel eğitimin kesintili hale getirilmesi ve eğitime başlama yaşı konularındaki iptal taleplerini mahkeme oybirliğiyle reddetmiş. Gerekçe “yasama organının takdir yetkisi”.

Hürriyet