Anne-babaların çocuklarının gözüne bakarak konuşma süresi yarı yarıya azaldı
Bütün bir gün çocukların gözüne gözü değmeden yaşayan anne babalar var
Almanya'nın Köln kentinde yapılan "Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı"nda Prof. Dr. İlber Ortaylı ile Prof. Dr. Edibe Sözen birer konuşma yaparken Prof. Dr. Kemal Sayar da "Dijital Çağda Mutlu Kalmak" konulu bir konferans verdi.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) Köln'deki genel merkezindeki çalıştayda, Avrupa'da yaşayan Türk gençlerine konuşan Prof. Dr. Kemal Sayar teknolojinin artık hayatımızın bir parçası olduğunu, o teknoloji tarafından kullanılmak yerine, bizim o teknolojiyi kullanmamız gerektiğini söyledi.
BİRAZ ÇEVRİM DIŞIYIZ, BİRAZ ÇEVRİM İÇİYİZ
Sayar, "Bütün mesela galiba yaşadığımız zamanda gerçek kalmayı başarabilmek. Atalarımızın, dedelerimizin karşılaşmadığı yepyeni bir durumla karşı karşıyayız. Ekranlara yapışmış, onsuz var olamayan nesiller karşısındayız, bizler de giderek öyle olmaya başladık. Melez hayatlar yaşıyoruz, yani biraz buradayız biraz orada. Biraz çevrim dışıyız, biraz çevrim içiyiz. Hatta bazıları çevrim içi olmayı o kadar abartıyorlar ki günlük organik hayat ortadan kalkıyor." diye konuştu.
Sanal iletişim ile yüz yüze iletişimi kıyaslayan Sayar, "Yüz yüze olmayan her iletişimde bir iletişim kazası yaşamaya adeta yazgılıyız. Fakat işin psikolojik tarafı kadar sosyolojik tarafı da bizi ilgilendirmeli. Bizler ekran, internet karşısında aynı zamanda bir ürünüz. Bize bir şey satmak isteyen, duygularımızı manipüle etmek isteyen insanlar var, bizi av haline getirmek isteyen perdenin gerisinde çok uluslu şirketler var. Bu konuda da çok dikkatli ve uyanık olmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
GÜNÜMÜZDE ANNE VE BABALARIN ÇOCUKLARININ GÖZÜNE BAKARAK KONUŞMA SÜRESİ YARI YARIYA AZALMIŞ
Prof. Dr. Sayar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine çok önemli bir konu aile hayatı. Günümüzde bir insan ekran karşısında bir eğlence adacığı meydana getirdiği zaman aile hayatının getirdiği yakınlık ve sıcaklık kayıplara karışıyor. O yüzden organik olabilmek, evin içinde fişten çektiğimiz, kendimizi ekranlardan uzaklaştırabildiğimiz sahici yakınlık zamanları kurabilmemiz çok önemli. Hele çocuklarımız açısından bu çok çok önemli. Yapılan bir araştırmaya göre, 30 yıl öncesine oranla günümüzde anne ve babaların çocuklarının direkt gözüne bakarak konuşma süresi yarı yarıya azalmış. Bütün bir gün çocukların gözüne gözü değmeden yaşayan anne babalar var. Çok dramatik sonuçları olan yepyeni bir teknoloji ile karşı karşıyayız. Teknoloji karşıtı olmamız gerekmiyor. Teknoloji hayatımızın artık bir parçası. 'Sadece o teknoloji tarafından kullanılıyor muyuz, yoksa biz o teknolojiyi kullanıyor muyuz? Kim kimin efendisi?' sorusunu sormamız gerekiyor.
Ekran teknolojilerinde daha önceki teknolojilerde olmayan bir şey var. İnsan bilincini de bir ölçüde değiştiriyor. Yani size sonsuz bir şekilde büyük hazlar verebiliyor. Sosyal medyaya koyduğunuz bir resmin beğeni alması her seferinde dopamin deşarjını beynimizde artırıyor. Beğenilme duygumuzu okşuyor ve bizi mutlu ediyor, anlık bir haz veriyor."
DİJİTAL GÖBEK BAĞIMIZI KOPARDIĞIMIZDA YERYÜZÜNDEN SİLİNMEYECEĞİZ
Sayar, "Dışınızdaki dünyanın sesi azaldıkça kendi iç sesinizi de sevdiklerinizin sesini daha fazla duyarsınız. İşte anahtar cümlemiz bu. Detoks, zararlı olanı atmak demek. Dijital göbek bağımızı kopardığımızda yeryüzünden silinmeyeceğiz, kıyamet kopmayacak, kendimize ve sevdiklerimize daha fazla zaman ayırmış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
aa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.