Annemin duasıyla Kur'an okuyorum

Annemin duasıyla Kur'an okuyorum

Güney Afrikalı kari Abdurrahman Sadien, davudi sesiyle insanlara Allah kelamını okuyor.

Erkam Emre'nin haberi:

Ümit Burnu'ndan gelip memleketimizde Kur'an tilavetinde bulunan Sadien, Ramazan ayı boyunca şehir şehir, kasaba kasaba dolaşarak insanların gönüllerini ferahlattı. Dünya Kur'an-ı Kerim okuma birincisi Abdurrahman Sadien, asıl mesleği makine mühendisliği olsa da uzun bir süredir sadece Kur'an ile hemdem oluyor. Sadien, bunun annesinin duası bereketiyle gerçekleştiğini söylüyor.

Abdurrahman Sadien ile yorucu bir Türkiye turunun sonunda görüştük. Zira Ramazan ayı vesilesiyle geldiği ülkemizin farklı yerlerinde binlerce kişi karşısında Kur'an okudu. Yaklaşık 10 senedir Türkiye'yi farklı aralıklarla ziyaret eden Güney Afrikalı kari (Kur'an okuyan), ülkemizde adeta gezmedik şehir, konaklamadık kasaba bırakmamış. Abdurrahman Sadien'e Kur'an-ı Kerim yolunda geçen bu uzun yolculuğa başlama serüvenini sorduk.

Kısaca bahseder misiniz, Kur'an-ı Kerim'i okumaya nasıl başladınız?

Bu işe 7 yaşlarında başladım. Fakat benim bu işe heves etmem Mısırlı ünlü kari Şeyh Abdulbasit Abdussamed'in Güney Afrika'ya gelmesiyle oldu. 1966 yılında gelmişti. Onu izledikten sonra çok etkilendim. Kur'an-ı Kerim'i zaten okuyordum ama onu dinledikten sonra Kur'an sevgim giderek artmaya başladı... 18 yaşına geldiğimde Kur'an'ın 14 cüzünü hıfzettim.

Kur'an eğitiminiz tam olarak nerede başladı peki?

İlk Kur'an eğitimimi aile içinde aldım. Zaten dindar bir aileden geliyorum. Biz 11 kardeş hepimiz Kur'an okumak ve ilim tahsil etmek için çabalıyorduk. Annem çok saliha bir kadındı. Haccederken Mekke'de vefat etti. Aslında onun o duasıyla ben buralara kadar geldim. Benim hoca veya büyük bir kari olmamı istiyordu. Üniversiteden sonra Mısır'a gittim.

Kur'an-ı Kerim'in en iyi Mısır'da okunduğunu herkes bilir. Bu yüzden mi bu ülkeye gittiniz?

Hayır, orada El-Ezher Üniversitesi'nde İslam şeriatı okudum. Ben oraya gitmeden evvel de Güney Afrika'nın farklı yerlerinde Kur'an-ı Kerim okuyordum. Ben Mısır'a ilmimi genişletmek ve farklı tecrübeler sahibi olmak için gittim.

Yani Güney Afrika'daki Kur'an eğitiminin yetersizliğinden değil?

Hayır kesinlikle. Güney Afrika'da 550 bin civarında bir Müslüman nüfus var ve muazzam okullar var. Arapçayı buradan ayrılmadan da öğrenebilirdim.

Güney Afrika'daki Müslüman toplumdan bahseder misiniz? Bizim için uzak bir coğrafya. Ne zaman ve nasıl gelmiş İslam size?

İslam'ın bize gelme hikâyesi çok ilginç. XVII. yüzyılda Güney Afrika, Hollanda'nın kolonisi. Hollandalı kâşifler o zamanlar Endonezya'yı zapt ediyorlar ve ülkenin alimlerini bizim ülkemize sürgün ediyorlar. Yani Allah kendi dini İslam'ı ülkemize Hıristiyanların eliyle getiriyor. Sonra İslam Afrika'nın bu en güneyinde makes buluyor. Tabii apartheid rejimi esnasında büyük baskılar oldu malumunuz. Fakat özellikle 90'lı yılların ortalarından itibaren İslamiyet, Güney Afrika'da tekrar yayılmaya başladı. Şimdi elhamdülillah Güney Afrika'nın her tarafında Kur'an ziyafetleri yapılıyor. Bu, ibret alınacak bir hikâye bence.

Asıl mesleğiniz makine mühendisliğiymiş? Hâlâ yapıyor musunuz bu işi?

Evet, makine mühendisiyim. Güney Afrika'da liseyi bitirdikten sonra 1 sene İslamî bilimler okudum fakat babam bana 'Bunun yanında fennî ilimler de okumalısın' dedi. Onun bu fikriyle meslek yüksekokulu diploması aldım. 2002 yılında 1,5 sene Avustralya'da imamlık yaptım. Ondan sonra da yüksekokulda öğretim üyeliği... Mühendisim ama elimden neredeyse her iş gelir. Marangozluk, bahçıvanlık ve her türlü tamiratı yaparım. (Ellerini gösteriyor.)

Çocukluğunuzdan ve ailenizden bahseder misiniz biraz?

Daha önce dediğim gibi 11 çocuklu bir ailede dünyaya geldim. Doğduğum yerin yüzde 95'i Müslüman nüfusa sahip olan 'Sari State' bölgesi. Elhamdülillah özellikle annemin duası üzerimde etkili oldu diyebilirim. Kendisi daha önce de dediğim gibi saliha bir kadındı. Zaten Mekke'de vefat etti. Bizim dini bütün bir aile olmamızda hep o etkili oldu.

Biraz da Türkiye'deki izlenimlerinize gelelim. Türkiye ve Türk insanıyla nasıl tanıştınız?

2002 yılında Milli Gençlik Vakfı'nın Avusturya Temsilciliği'nden bir davet aldım. Orada bir Kur'an tilavetinde bulundum. Ondan sonra özellikle Türkler arasında çok sevildim. Yaklaşık on yıldır, başta Anadolu olmak üzere neredeyse kasaba kasaba geziyorum. Sadece Türkiye'de 900 civarında Kur'an tilavetinde bulundum.

Farklı bir hava teneffüs ediyor musunuz burada?

Tabii her ülkede hatta yan yana iki şehirde bile farklı atmosfer oluyor. Mesela bir keresinde Gaziantep'te idik. İnsanlar Kur'an tilavetiyle coşmuşlardı. Ama Mardin'e gittik aynı hava hissedilmedi. Yani bu okunanları anlamamak manasında değil, farklı algılamak manasında.

Bu kadar çok yerde Kur'an okuduğunuza göre çok seyahat ediyorsunuz?

2002'den beri neredeyse hep yollarda geçti ömrüm. Aslında ismimin çok öne çıkmasından çok memnun değilim. Fakat annemin duası üzere Kur'an-ı Kerim'in sesini duyurmak ve onu sevdirmek için oluyor bunlar.

Biraz da okuyuş stilinizden bahsedelim. 'Abdussamed'den etkilendim' demiştiniz. Okuyuşunuzu ona çok benzetiyorlar?

Bence o gelmiş geçmiş en büyük karidir. Ondan etkilenmemek mümkün değil zaten. Ayrıca onun gibi okumaktan dolayı onur duyuyorum. Zaten o ve Mustafa İsmail gibi tilavet edenler yetiştirebilmek çok zor.

O okurken ellerini kullanıyor ve siz de ona benzer hareketler yapıyorsunuz. Bu hareketler sesi daha güzel çıkarmaya mı yarıyor?

Bu konuda büyük bir yanılgı var. Öncelikle elleri farklı şekillerde gezdirmek, sesi ayarlamakla ilgili bir durum değil. Bu jestler bir konsantrasyon göstergesi. Kari okurken iletişimde olduğunu gösteriyor. Tıpkı ders anlatan bir öğretmenin ellerini kullanarak açıklaması, anlatması gibi. Bu da Kur'an'ın öğretilerini insanlara anlatmak oluyor.

Ülkemize sık sık gelip gittiğinden dolayı artık buradaki isimlere de aşinasınızdır. Sesini ve okuyuşunuzu beğendiğiniz Türk isimler var mı?

Aslında bugün birçok isim Abdussamed, Mustafa İsmail gibi büyükleri taklit ediyor. Ya da farklı tarzları karıştırıyorlar. Türkiye'den önemli isimler var. Size birçok isim sayabilirim. Bunların başında İshak Danış Hoca, Mehmet Bilir geliyor. Remzi Er ise Abdussamed'i çok iyi taklit ediyor.

Taklit etmek deyince, sizce neden yeni ekoller çıkmıyor?

Bence Kur'an-ı Kerim'i hıfzedenlerin sayısı günden güne azalıyor. Bununla beraber, anne-babalara büyük ödevler düşüyor. Evlatlarını teşvik etmeleri gerekir, zira erken yaşta Kur'an'ı ezberleyen çocuklar daha başarılı oluyor. Kur'an kelamı zihinleri açıyor. İsmimin duyulmasında annemin ettiği duanın rolü büyüktür.

Devamlı bahsettiniz, nedir o dua? Siz de kendi çocuklarınıza aynı duayı ettiniz mi?

O bize mümin, çalışkan ve büyüklerimize karşı saygılı olmayı tavsiye etti hep. Ben anne-babasının rızasını alan bir çocuğun emellerine ulaşacağından eminim. Ben de kendi çocuklarıma mümin ve mümine kişiler olmaları için dua ettim. Şükürler olsun ki bunun meyvelerini alıyorum. Kızlarımdan biri bu Ramazan ayı içerisinde hafız oldu.

Zaman