Atatürk ahirete inanır mıydı?

Atatürk ahirete inanır mıydı?

Yeni Asya gazetesi yazarı Kazım Güleçyüz, M. Kemal'in ahirete inanıp inanmadığını sorguladı

Risale Haber-Yeni Asya gazetesi yazarı Kazım Güleçyüz, M. Kemal'in ahiret inancının olup olmadığını sorguladı.

M. Kemal’in ahiret inancının bulunup bulunmadığını kendi sözleriyle anlatan Güleçyüz, "İşte onlardan biri, 1937’de, ölümünden bir yıl önce Romanya Dışişleri Bakanı Antonesse ile yaptığı sohbette geçen düşündürücü beyanlar: “Kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı herşeyi kara görüyordu. ‘Madem ki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki muvakkat ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunamaz’ diyorlardı. “Başka kitaplar okudum. Bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: ‘Madem ki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve şatır olalım...’ “Ben, kendi karakterim itibarıyla ikinci hayat telâkkîsini tercih ediyorum.” (Afetinan, Medenî Bilgiler ve Atatürk’ün El Yazıları, s. 16) Hayat felsefesini tamamen filozofların yorumlarına göre şekillendiren ve onlardan aldığı tesirle hayatın sonunu “sıfır” olarak gören bir kişinin bu sözleri herşeyi açıkça anlatmıyor mu? " diye sordu

M. Kemal’in askerlerinin şehitlik arzusunu “bir an önce hurilere kavuşma arzusu” ile açıkladığını ifade eden Güleçyüz, yazısını şöyle sürdürdü:

"Ahirete inanan bir insan, hayatın sonunu sıfır ve hiçlik olarak görür; “Madem sonu sıfırla bitecek, öyleyse bu hayatı olabildiğince şen ve şatır yaşayalım” diye düşünür; şehit olma iştiyakıyla ölüme koşan gencecik askerlerin bu psikolojisini bir an önce hurilerle buluşma arzusuyla açıklayıp alay eder ve ölümden sonraki Cennet hayatı için “hayalî rahat” ifadesini kullanır mı?

"Yine M. Kemal’in, “Biz ilhamımızı gökten indiği sanılan kitaplardan değil, hayatın gerçeklerinden alıyoruz” sözü, bu portreyi tamamlıyor.

Mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerim başta olmak üzere semavî kitaplar hakkındaki düşüncesini “gökten indiği sanılan” ifadesiyle açığa vuran bir kişinin, ölüm sonrasına ilişkin kanaatinin de böyle olmasında şaşılacak birşey var mı?