Oldukça beğeni kazanan ve insanı gerçek dünyasından koparıp bir yerlere götüren bu yarı animasyon filmi seyretmek daha yeni nasip oldu. Seyredenleri tesir altına alıp farklı duygular ve çağrışımlar uyandıran film, elbette beni de çok farklı dünyalara alıp götürdü ve gezdirdi. Hayal bakımından çok zengin görüntüler ihtiva eden filmi zevkle seyrettim ve hayal gücünün sınırsızlığını bir kez daha görmüş oldum.

Öncelikle dindar kesimin sinemaya karşı mesafeli durmasına ve bu sanatı müsbet anlamda kullanma çabasızlığına, çaba olsa bile çok geç ve sınırlı kalınmış olmasına da eseflendim.

Batı mitolojisi, felsefesi ve nefsani arzularıyla beslenmiş zihniyetin, bu sanatı iyi kullanmaları ve insanları istedikleri şekilde etkilemeleri, hayatın negatif taraflarının daha ziyadeleşmesine neden olmuş, gözlerini hırs bürüyen modern dünyanın insanlarını çok vahşileştirmiştir.

Her şeyi maddede arayanların, kendi menfaatleri uğruna feda edemeyecekleri şey olmadığını, balta girmemiş, son derece tabii, cennet gibi güzel bir mekan olan ormanlık alanları, mekanik dev araçlarla nasıl da hiç acımadan yok etmeye çalıştıklarını bu filmde bir kez daha görmüş oldum.

Bu sanat, insanlığın faydasına kullanılmalıdır. Dindar kesimin de bu sanattan yararlanarak geniş kitlelere bildiği ve inandığı evrensel değerleri güzel bir şekilde aktarabilmelidir. Mesela Kudsi hadislerde tasvir edilen hakikatleri, kabir hayatını ve ahiret hayatını, Bediüzzaman’ın Ayetü’l-Kübra eserinde yapmış olduğu makro ve mikro düzeylerdeki seyahatleri, kainatın her bir cihet ve dairesinde kendilerine has ubudiyetle vazifeli ve izn-i ilahi ile damlalara ve yıldızlara binerek şehadet alemini seyreden ruhanileri ve melaikeleri, kabir aleminde cennet ehli ruhların yeşil kuşların içlerine girerek cennette gezmelerini, ruha çok lâyık ve hayata çok münâsip, nur ve zulmet denizinden, havadan, elektrik gibi latîf maddelerden yaratılmış bir kısım zîşuur mahlûkları (Sözler 466) çok merak ederim.

Bu film tekniği, benim ve benim gibi birçoklarının bu merakını pekala giderebilir, imanını ziyadeleştirebilir, bir sürü batıl ve hurafelerle dolu hayaller yerine hakikatler anlatılabilir, zihinlerin kesrette boğulmaları yerine vahdette birleşerek huzur bulmalarına vesile olunabilir.