Almanya bakıma muhtaç yaşlı ve hasta vatandaşlarını uzun süreli bakım ve rehabilitasyon hizmeti almaları için Doğu Avrupa ve Asya’daki bakım evlerine gönderiyor. Bunun nedeni ise Almanya'daki bakım merkezlerinin yükselen fiyatları ve düşük standartlar.

Yeterli sayıda çalışanın bulunmaması ve yüksek ücretleri sebebiyle yaşlı bakım endüstrisi Almanya’nın kronikleşen problemlerinden biri halinde.

Sosyal yardımlaşma organizasyonları ise binlerce Alman'ın yurtdışındaki uygun fiyatlı bakım evlerinde yaşıyor olmasını “ insafsızca sınırdışı edilmek” olarak tanımlıyor.

Artan ücretleri karşılayamadığı için yurtdışındaki bakım evlerine gönderilen yaşlıların sayısında ilerleyen yıllarda büyük bir yükseliş yaşanması bekleniyor. Uzmanlar bunu “saatli bomba” olarak tanımlıyor. Bakıma muhtaç insanları Doğu Avrupa ülkelerine transfer etmek çaresiz bir hareket olarak görülüyor ve sistemin artık çalışmaz hale geldiğini gösteriyor.

Araştırmalar 2011 yılında 7 bin 146 emekli Alman'ın Macaristan’da, 3 bin Çek Cumhuriyeti’nde ve 600'den fazlasının da Slovakya’daki bakım evlerinde kaldığını ortaya koyuyor. İspanya, Yunanistan ve Ukrayna’da kalan Almanların sayısı bilinmiyor. Doğu Asya'da ise Tayland ve Filipinler tercih edilen ülkeler arasında.

"BURADA DAHA UCUZA, DAHA İYİ BAKILIYORUZ"

Guardian gazetesi Macaristan, Tayland ve Yunanistan’daki bakım evlerinde yaşayan ve uzun dönemde bakıma muhtaç olan Almanlarla görüştü. Fiyatların Almanya’daki bakım evlerinin üçte biri veya üçte ikisi oranında daha az olduğunu ve başka çarelerinin olmadığını, ayrıca buradaki bakım evlerinin düşük ücretlere rağmen daha iyi hizmet sağladığını belirtiyorlar.

Bakım evi  fiyatları Almanya’da aylık 2 bin 900 euro ile 3 bin 400 euro arasında değişiyor. Alman Federal Büro istatistiklerine göre 400 binden fazla yaşlı Alman vatandaşı bu yüksek fiyatlı bakım evlerini karşılayabilecek gelire sahip değil.

"BU ACIMASIZLIK"

Almanya dünyada en hızlı yaşlanan nüfusa sahip ülkelerden biri. Alman sosyo-politik danışma şirketi Sozialeverband Deutschlad’a (VdK) göre, yaşlıların artan bakım evi ücretlerini karşılayamayacak durumda olması ve yabancı ülkelere gönderilmesi ülkenin alarm verdiği anlamını taşıyor. Bu durum politik bir müdahaleyi gerektirecek duruma çoktan ulaşıldığını gösteriyor.

Vdk Başkanı Ulrike Mascher “Almanya’nın bugün olduğu yere gelmesinde emeği bulunan insanları yurt dışına sürmek acımasızca bir hareket ve bunun olmasına izin vermemeliyiz” diyor.

Almanya’nın nüfusu’nun 2050 yılına gelindiğinde 82 milyondan 69 milyon’a gerileyeceği ve her 15 kişiden birinin yani yaklaşık 4.7 milyon insanın, bakıma muhtaç olacağı ve bunun durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getireceği tahmin ediliyor.

Hürriyet