Bayramda, Kamboçya’da Nur dersanesi peşinde
Kamboçya’da Nur dersanesi açmak için bayram günleri yola çıkan gönüllüler, karşılaştıkları tevafukları şükürlerle anlattı
Risale Haber-Haber Merkezi
Bayramlar bir çok insan için anne, baba, akraba ziyaretleri, bir arada bulunma fırsatı iken, Kur’an’ın mesajını dünyaya yayma gayretindekiler için ise yeni hizmet arayışlarına sahne oluyor. Kamboçya’da Nur dersanesi açmak için bayram günleri yola çıkan gönüllüler, karşılaştıkları tevafukları şükürlerle anlattı. Filipin Nur Talebeleri namına İbrahim Kara’nın notları şöyle:
Asselamu aleykum ve rahmetullahi ve barakatuhı ebeden daimen
Ramazan bayramından hemen önce Filipinlerde Riza abilerle yaptığımız istişare sonucu Ramazanın birinci günü itibari ile Cambodia, Vietnam ve Tayland taraflarına, Zambuanga Medresesinde kalan ve 4 senedir Filipin’de olan Mustafa abi ve Erdem abiler ile bir program yapma kararı almıştık. Çünkü bu bölgelere Filipin’den iki Filipinli vakıf abi gönderilmiş ve dersaneler açılmıştı. Biz de hem bu abilerimizle hemhal olma, hem bölgeyi daha da yakından tanıma, hemde orada daha önce tanıştığımız cemaat ile buluşmak ve en önemlisi Kamboçyanın başkenti Phmom Phen'de bir dersane açmak gaye ve hedefi ile Türkiye’den ve Filipinden abilerin maddi manevi destek ve duaları ile Bayramın 1. günü maniladan Siem Reap şehrine geldik. Burası 15 milyon nüfusu olan ve yarım milyona yakın müslümanın yaşadığı Kamboçya’nın en turistlik şehridir. Budizm resmi dinleridir. 1000 yıllık bir tarihe sahip olan Angkor Budist Tapınağı en önemli ziyaret merkezidir. Önemli bir nokta ki hizmetimize bakan vecihtir buraya gelen turistler Hıristiyanlıktan aradığını bulamamış, inandıklarından tatmin olamamış yeni bir inanç arayışı ile bu taraflara gelmesidir. Rabbim en kısa zamanda burada güzel bir dersane nasip etsin ki bu insanlara oluk oluk nur eserlerini akıtalım aradıkları Hak dini bulmalarına vesile olalım. Amin
KAMBOÇYA’NIN “ISPARTA-MEKKE KUR’AN KURSU”
Daha sonra 4-5 saat uzaklıktaki başka bir şehir olan Kampong Cham'a geçtik. Kampong Cham şehrinde Isparta Mekke Kuran Kursu, 200-300 talebeye iman-Kur’an hizmeti sunacak, hafız ve ilim insanı yetiştirecek ve manası, maddi değerlerle ölçülmeyecek bir kurs yaptırıyor. Allah ebeden yüz binler razı olsun. Ağrı’dan Nusret hocamın tabiri ile bunun sevabını bizim havsalamızın alması mümkün değildir. Ecri Rabbimizde gizlidir inşallah. Aynı zamanda bu abilerimizin maddi manevi desteği ile Filipin’den vakıf olarak gelen Abdurrahman abinin sebatı ile güzel bir Nur Dersanesi açmıştık bizim niyetimiz de başkentte dersane açmaktı.
BUDİST OLMAK İÇİN GELMİŞ MÜSLÜMAN OLMUŞ
Aynı gün akşam Abdurrahman abimizle başkent Phnom Phen'e geçtik, kalmak için uygun bir otel bulup eşyalarımızı bırakıp akşam ve yatsı namazlarını eda etmek için camiye gitme kararı aldık. Tuk Tuk dedikleri fayton tarzı bir araçla tık tık camiye gittik. Cami Türk mimarisine göre inşa edilmiş Bahreyn menşeli bir cami, halen yapımı devam ediyor. Camide Namaz (Salah) ile tanıştık. Yani namaz isminde bir abi. Çok güzel İngilizcesi var. Üniversiteyi hızlı bir şekilde burada tamamlamış sonra uzun bir dönem Mekke, Medine’de kalmış ve medrese eğitimi almış biri. Fusha Arapça da konuşuyor. Kendimizi tanıttık neden burada olduğumuzdan vs bahsettik, bize yardımcı olacağını ifade etti ve ertesi gün için sözleştik. Yine aynı akşam yatsı namazında Ulvy diye bir kardeşle tanıştık. İsmiyle müsemma çok ulvy bir kardeş… Buranın en kaliteli üniversitelerinden birinde okuyor. Bu üniversitenin rektörü de Budistmiş. Müslüman bir hanımla evlenince İslam’a girmiş. Ulvy kardeşin yanımda ailesi Yahudi olan bir Fransız da vardı. Budist olmak için gelmiş ama müslüman olmuş. Ulvy kardeş de ona temel İslami bilgileri öğretiyor. Bu kardeşimizle biraz muhabbet edip ondan da ertesi gün için söz aldık ve otelimize döndük.
ANNEYE BAYRAM MESAJI: KORKMAYIN ALLAH HAFİZİ MUTLAKTIR
Başken Phnom Phen çok güvenli bir şehir. Çok sayıda büyük üniversite var. İngilizce orta seviyede konuşuluyor ama öğrencilerin çoğu İngilizce biliyor. Şehir ferah ve geniş, trafik yok denecek kadar az. Çok münbit bir zemin. Çok büyük camiler inşa ediliyor. Nurlara müteveccih, iman hakikatlerine müştak çok hoş bir cemaat ile karşılaştık. Hizmetimizin dünyada en geç kaldığı yerlerin başında Kamboçya gelse gerek. Bu kadar münbit hizmet zemini olup da bizim daha yeni dersane açtığımız başka bir yer yoktur zannederim. Rabbim bizi ataletten kurtarıp, Kur’an ve iman hakikatlerini yaymakta şevk ve gayret versin. Annem bayramda mesaj atıp endişelendiğini söylemişti. Lisanı hali ile bayram bayram o tehlikeli yerlerde ne işiniz var diyordu. Bende cevaben dedim ki:
“Annecim bu topraklar, bu diyarlar çok fazla kan içmiş kana doymuş yerler ama nura aç, ziyaya muhtaç bölgeler. Bizim kanımıza çok muhtaç değiller ama elimizdeki nurlara ve ziyalara çok muhtaçlar. Korkmayın Allah Hafizi Mutlaktır. Hicret edenleri yollarda perişan edecek değildir. Maddi çok savaşların yaşandığı bu diyarlarda çok kan dökülmüş, çok canlara kıyılmış. İnşallah nurun manevi savaşları ile de çok hayatlar kurtarılacak, çok ziyalar yayılacak. Rabbim uzun ve hızlı bir hizmet hayatı verip bu arayı kapatmamız için bize fırsat versin.” Amin
İNŞALLAH KÜLLİYATI TERCÜME EDECEK
İkinci gün itibariyle Salah abimiz ve Ulvy kardeşimizle buluştuk. Abi bizi arabası ile aldı ve medrese kiralamak için yer bakmaya başladık. Bir kaç yer dolaştık. Bir yandan da Salah abimizle muhabbet ettik ve tanımaya çalıştık. Kendisi buralarda gayri müslimlere dava yapılmadığında ve medreseden yetişen talebelerin liseyi zor bitirdiğinden ve topluma entegre olamadığından yakınan, bunu dert edinen bir zat. Biz daha sonra Üstad Hazlerinden ve Risale-i Nurdan bahsettik, medrese sistemini anlattık ve kendisi şunu söyledi “eğer böyle bir gaye ile gelmişseniz verin elinizi sıkayım” deyip elimizi tuttu ve “ben yıllardır bu gençliğe projeler üretiyorum ama bir türlü bunu hayata geçireceğim birilerini bulamıyorum inşallah sizlerle bunların bazılarını yaparız” dedi. Kendisinin "Youth Education and Organization" isminde gençler için bir vakfı da varmış. Daha da önemlisi bu abimiz Kuran'ı Kerim’i Arapça'dan Kamboçya diline çeviren heyette yer almış ve çeviri yapan bir komitenin başında bulunuyormuş. Bunu duyunca çok daha fazla sevindik. Akıllı telefonu vardı ona bütün dillerden külliyatı indirdik. İnşallah Hastalar Risalesi’ni okuyup çevireceğini hatta bütün külliyatı bu komite ile çevirmek istediğini söyledi. Binler elhamdulillah o gün, gün boyu yerler aradık, farklı yerlere camilere gittik çok insanlarla tanıştık. Amerikalı bir İngilizce öğretmeni ile tanıştık. Bir kaç sene olmuş Müslüman olalı ve başka birçok Kamboçyalı Müslümanlarla muhabbet ettik. Ve tekrar otelimize döndük.
BAYRAMIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜ ASIL BAYRAMIMIZI YAPTIK
Bayramın üçüncü günü Ulvy kardeşle buluştuk. Salah abi de gelecekti ama eşi hastalanmış gelemedi, camiye yakın helal bir restorantta kahvaltı yaptık. Kahvaltı bitince yanımıza bir Kamboçyalı Müslüman yaklaştı ve ev bulduğunu söyledi. Tanımadığımız biriydi. Bu abi bizi bir teyze ile tanıştırdı. Bu ablamızın kocası Milli Savunma Bakanlığında üst düzey bir makamı varmış daha sonra kocası ile de tanıştık. Budist bir aile… Bu ablamız bulduğumuz evin sahibini bizzat aradı her şeyimizle ilgilendi ve anlaştık. Bayramın üçüncü günü asıl bayramımızı yaptık. Biz ehli hizmetler için bundan daha güzel bir bayram hediyesi olabilir mi? Dersane olmayan koskoca bir beldede Rabbim kısa hicretimizin mükâfatı olarak iki katlı çiçek gibi bir dersane nasip etti. Sevincimizi, mutluluğumuzu tarif etmek mümkün değildi. Rabbim ihlasımızı arttırsın amelimize istikamet versin. O gün ev sahibi ile anlaştık anahtarları teslim aldık ve temel ihtiyaçları tamamlayıp dersanemize girdik. İlk cemaatle namazımızı kıldık, tesbihatımızı yaptık ve güzel balıklı bir akşam yemeği yedik. Binler afiyet olsun. Ulvy kardeşimiz bu üç günde bir an bile olsun yanımızdan ayrılmadı, elimiz, ayağımız, rehberimiz oldu ve aynı zamanda dersanemizin ilk Kamboçyalı talebesi oldu Elhamdulillah. Ve çok acayiptir ki biz sonradan okuduk. Ulvy kardeş kendi facebook sayfasına hep beraber çektiğimiz fotoğrafı koyup şöyle bir yorum yazmış "Allah (cc) her yüzyıl başında imana ve Kur’an’a hizmet etmek için bir topluluk gönderir. Bu gelenler o topluluktur” manasındaki yorumu ve yazdığı Hadis bizi şaşkınlıkla ve hayretle şükre sevk etti. Rabbim layık eylesin. Yapılan ihlaslı hizmetler hürmetine bizim kusur ve hatiatlarımızı af ve mağfiret eylesin. Amin.
YÜZ BİN ŞÜKÜR, YÜZ BİN ELHMAMDULİLLAH
Hülasa, elmayı yaratan zat, baharı da, mevsimleri de, dünyayı da, kainatı yaratan Zattır. Sivrisineğin gözünü halk eden Zat, manzume-i şemsi yaratan Zattır. Gözü renkleriyle, kulağı sesleriyle, dili tatlarıyla yaratan da aynı Zattır. Riza abiler 10 sene önce Filipin’e, Hasbi abiler 10 sene once Endonezya’ya, Emre abiler yıllar önce Japonya’ya ve diğer bütün ağabeyler dünyanın dört bir tarafına yıllar önce gidip hepsi de binlerce kat fazlasıyla aynı ikrama, aynı ihsana, aynı inayete ve çok büyük nimetlere, lütuflara mazhar olmaları bütün bunların arkasında iş görenin aynı Zat olduğunu ve bütün bu hizmetlerde desti kudretin işlediğini bizleri sadece vesile kıldığını bilmek ve hakkal yakin anlamak çok daha büyük bir lezzet oldu bizler için. “Yüz bin şükür, yüz bin Elhmamdulillah” diye burada ağabeylerle bir tefekkürde bulunup birinci elden bütün bunlara vesile olan Üstad Bediüzzaman Hazretlerine binler dua ettik. Allah ebeden razı olsun.